Sihirli oyun futbolda Avrupa semalarında garip ve olağan dışı bir isyankarlık rüzgarları esiyor. Önce Şampiyonlar Ligi’ni protesto eden ve sayıları toplamda 36’yı bulan kulübün Avrupa Süper Ligi’ni kurmaları ve şimdi de 30 Hollanda takımının Hollanda Kraliyet Futbol Federasyonu’nu (KNVB) kabul etmeyerek, 2025 yılında kendi liglerini kuracaklarını açıklamaları futbol camiasında derin yankılar uyandırdı. Hoş Avrupa Süper Ligi’ni kurmaya hazırlanan kulüplerin 

Hoş, UEFA ve FIFA’nın ağır yaptırım dayatması ve baskılarla, açıklamadan 48 saat sonra dağılan birliktelik çok önemli bir varlık gösteremedi ancak, en azından Avrupa’daki futbol paydaşlarının mevcut tablodan çok da hoşnut olmadıklarını ortaya koydu.

Bu olayın yankıları halen sürerken, bu kez de Avrupa’nın önemli futbol ülkelerinden Hollanda’da ezberleri bozan bir fikir ortaya atıldı  

Ülkede futbolun önümüzdeki 5 yılda yapısal açıdan büyük değişim yaşamasını amaçlayan ve mevcut futbol otoritesi Hollanda Kraliyet Futbol Federasyonu’nu (KNVB) kabul etmediğini ilan eden otuz ekip, 2025 yılında kendi liglerini kuracağını açıkladı. 

‘NL League’ olarak tanımlanan bu lig, La Liga ve İngiltere Premier Lig prosedürünü ülke futboluna entegre etmeyi amaçlayacak. Hollanda basınında da yer alan, NL League’e dair 30 profesyonel ekibin yaklaşık dokuz aydır hazırlık yaptığı ileri sürüldü.

Ülkenin 1 ve 2. liglerinde yer alan 34 ekibin otuzu bu yapılanmanın içinde yer alırken, Ajax, Feyenoord, MVV ve De Graafschap şimdilik bu oluşumun dışında kaldı. Ajax ve Feyenoord yönetimleri, NL League adlı oluşumun kendi ticari yapılarının zedeleneceği kaygısını taşıdıklarını ilan ettiler.

Eredivisie CV’nin liderliğinde bir araya gelen otuz ekip, 2025 sezonu itibarıyla NL League çatısı altında mücadele etmeye hazırlanırken, oluşumun direktörlüğünü üstlenen Jan de Jong, "Bu gelişme Hollanda futbolu için son derece önemli. Bütün paydaşlarımızı ligde tutmamız gerekiyor. Ajax, Feyenoord ve KNVB'deki diğer ekiplerle bu konuyu tekrar konuşup danışacak ve birlikte hareket edeceğiz” diyerek çıktıkları yoldaki kararlılıklarını da bir anlamda belirtmiş oldu.

Tüm bunlardan da anlaşılacağı üzere, bacasız sanayi futbolun, özellikle Avrupa kanadında huzursuzluk artık son raddede. Bu durumun altında yatan nedenlerin de ekonomik olduğu çok açık bir biçimde ortada. Arkasına milyonları takmış bir sektörün, futbolun içinde yer alan tüm faktörlerin bu huzursuzluğun çözümü adına böylesi bölünmeler yaşaması hoş değil kanımca. Umarım bu gibi ‘hayra alamet’ olmayan parçalanma ve dağılmaların örnekleri çoğalmaz. Çünkü bu durumun hiçbir futbol paydaşına faydası olmaz.

Hoşçakalın…