HAYDİ ABBAS  VAKİT TAMAM 

Abone Ol

Bazen vakit hasıl olunca durmadan, hatta arkana bakmadan gitmen gerekir.

Ne oluyorsa olsun.

Ne kaybedilecekse kaybedilsin...

Ne olursa olsun.

##

Haklıdan yana değil!

Güçlüden yana olanlar.

Hukukun üstünlüğünü değil. 

Üstünlerin hukukunu tutanlar.

Er geç kaybederler.

Ve nihayet.

Önce haysiyetlerini, sonra özgürlüklerini ve karakterlerini yitirirler. 

Bu öyle bir imtihandır ki; kazanması çok kolay, kaybetmesi ise daha kolaydır.

Hatta kendi nefsini bir sürü yalan dolan ile aldatmak mümkündür bu tarz durumlarda.

Üstüne başkalarını da kandırdığını zannedersin umarsızca...

Ama nafile...

Bazen kazanmak zordur be işte.

Demir ateşlerde imtihan olmasa o cürufu ortaya çıkmaz.

Hamlarla, haslar bir olmaz.

Hamlarla haslar bir arada haşr okursa has da, haslığından bir şeyler kaybedebilir.

Bu noktada Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Haydi Abbas” şiiri ve hikayesini anlatmak istedim.

##

1941...

*Cahit Sıtkı* askerliğini yedek subay olarak yapmak üzere Edremit Burhaniye’de bulunan birliğine gider. O yıllarda yedek subay sayısı az olduğundan her yedek subaya emir eri verilmektedir. Birliğine gittiğinde bölük yazıcısından künye defterini ister. Sırayla isimlere bakmaktadır bir isim dikkatini çeker.

*Abbas oğlu Abbas*, sakat ve çolak eli yüzünden çürüğe ayrılmış biridir Abbas. Talim bitiminde askerin yanına gönderilmesini ister. Öğle saatlerinde kapı çalınır. Karşısında civan mert yiğit biri selam çakıp;

-  *Abbas oğlu Abbas Emret komutan*!..

der.

Aralarında söyle bir konuşma geçer.

+ *Nerelisin*?

-  *Memleket Mardin, kaza Midyat komutan*

+ *Sen benim emir erim olur musun*?

-  *Sen bilir komutan*!.

Askere eşyalarını toplamasını ister ve kendi evinin altındaki boş yere taşınmasını ister.

Zamanla askerin zekiliği ve sıcakkanlılığından etkilenir. Abbas her sabah erkenden kalkar Cahit Sıtkı'ya kahvaltı hazırlar. Öğle yemeğini sormadan hazırlar. Tüm ihtiyaçlarını karşıdan bir istek gelmeden düşünüp yerine getirir. Erkenden kalkıp Cahit Sıtkı'nın kıyafetlerini ütüler, hazırlar ve evin temizliğini yapar.

Akşam olunca Cahit Sıtkı'nın sevdiği yemek ve mezeleri hazırlar. Zamanla aralarında komutan asker ilişkisinden daha güçlü bir dostluk bağı oluşur. Bu saf ve temiz Anadolu çocuğundaki sadakat ve temiz yürekten etkilenmiştir Cahit Sıtkı.

Zaman zaman karşısına alıp derleşirken bu Anadolu çocuğunun ruhunda gizli şeyleri keşfeder.

Akşamları rakı sofrası kurup en güzel kızartma ve mezeleri hazırlar Abbas. Aralarındaki duygu bağları güçlenir.

Böyle bir keyif gecesi akşamında alkollü Cahit Sıtkı sorar;

+ *Sen İstanbul'u bilir misin Abbas*?

-  *Bilir komutan*.

+ *Orda bir Beşiktaş var bilir misin*?

-  *Bilir komutan!. Ben orda acemi birlikteydim*.

+ *Orda benim bir sevgilim var. Sen bana kaçırıp

onu getirir misin*?

- *Elbet komutan*!

Sabah olur *Cahit Sıtkı* bakar ki, Abbas yeni asker kıyafetlerini giymiş traş olmuş hazırlanmış.

Cahit Sıtkı sorar;

+ *Hayırdır Abbas neden böyle hazırlık yaptın*?

-   *Ben istanbula gidecek komutan*!.

+  *Ne yapacaksın sen İstanbul'da*?

-   *Sen söyledi bana*. *Ben gidecek* *sana Sevgiliyi*

*getirecek* !..

Gözlerindeki hüznü ve gözyaşlarını gizlemek istercesine arkasını dönüp kapıyı çarpar ve çıkıp gider Cahit Sıtkı. Fakat bu mert askerin, yüreği sevgi dolu Anadolu çocuğunun samimiyeti ve sıcaklığından duygulanır.

Akşam olur. Ağaç altında rakı sofrası kurdurur ve Abbası karşısına oturtur. Birlikte yer içerler ve;

*Cahit Sıtkı* o meşhur şiirini kaleme döker;

*Haydi Abbas, vakit tamam*;

*Akşam diyordun işte oldu akşam*.

*Kur bakalım çilingir soframızı*;

*Dinsin artık bu kalp ağrısı*.

*Şu ağacın gölgesinde olsun*;

*Tam kenarında havuzun*.

*Aya haber Sal çıksın bu gece*;

*Görünsün şöyle gönlümce*.

*Bas kırbacı sihirli seccadeye*,

*Göster hükmettiğini mesafeye*

*Ve zamana*.

*Katıp tozu dumanı*,

*Var git*,

*Böyle ferman etti Cahit*,

*Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş'tan*;

*Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan*.

*Cahit Sıtkı TARANCI*

##

80 yaşındaki dede eşine 

—Gençliğimizdeki flört 

günlerimizi hatırlıyor musun? demiş,

— Nene de evet çok özledim deyince ;

— Dede ,yarın ilk buluştuğumuz yerde buluşup  sevgiliyken yaptığımız şeyleri yapalım demiş .

—Dede süslenmiş püslenmiş buluşma yerine 

gitmiş ,saatlerce beklemiş..

ama bakmış ki nene yok .

Eve gelince bi bakmış nene 

ağlıyor.

—Ne oldu? demiş dede 

—Nene de;

—Ne olacak ,aşkım annem

yollamadı demiş