ABD Baskanı Biden’in, 24 Nisan 2021’de,1915 Ermeni olayları münasebetiyle yayınladığı bildiride kullandığı, “Genocide/Meds Yeghern’’ ifadeleri gerksiz, talihsiz ve esasen kötü olan, Türk-ABD ilişkilerini daha da kötüleştirecek, daha bir süre düzeltme olasılığından uzaklaştıracaktır. Bizde, Biden’i en ağır biçimde kınıyor, telin ediyoruz. Bu konu Türk Kamuoyu için fevkalade hassas bir husustur. Esasen bu bildirinin Ermenileri kısa bir süre sevindirmekten öte hiç bir kıymeti harbiyesi, etkinliği yoktur. Dikkate almaya bile değmez! Ben, hadisenin başka bir boyutuna ilişkin, bir hayal kuruyorum. Şimdi aradan neredeyse 3 ay geçmesine, Başkan Biden’ın tüm büyük ülke ve NATO Liderlerini aramasına karsın bizim Cumhurbaşkanımız Sn. Erdoğan’ı aramaması olayı ortada dururken bayram değil seyran değil, enistem beni niye öptü misali, 24 Nisan’dan tam bir gün once, 23 Nisan 2021 günü, Cumhurbaşkanımızı araması ilginç değil mi.. Biden, önce dışişleri Bakanı Blinken’e, ‘Mevlot’e söyle CB. Erdoğanı arayacagim’ diyor ve arıyor.. “Sn. Erdoğan nassin, iyimisin, vallahi çok özledim, iş güç bir türlü arayamadım. Yaa, benim bir sıkıntım var. Ben seçimleri kazanıp başkan olabilmek için her şey vaciptir deyip bizim Ermeni vatandaslarımıza bir söz verdim. 24 Nisan’da onların istediği gibi bildiri yayınlayacağım. Kemal’e de [Harris/başkan yardımcısı] başımın etini yiyor, biliyorsun, O California’dan seçildi. En fazla Ermeni orada yaşıyor. Sen bu isleri iyi bilirsin. Sende yüzde 52’yi bulmak için, tüm dinci grupları, cemaatlari, tarikatları kullanmadın mı? Hatta, Türkiye’nin kurtarıcısı kurucusu, Atatürk ve arkadasına ‘iki ayyas’ bile dedin, İzmir’e ‘gavur İzmir’ dedin.. Ne yapalım, siyaset böyle bir şey bazen istemediğin halde mecbur kalıyorsun… “Kusura kalma ‘genocide’ diyeceğimi sana bir gün önceden haber veriyorum 14 Haziranda 2021 NATO Zirvesi’nde görüşür meseleleri hallederiz tamam mı!. Tabiatiyla sende benim bildirime karşı ne istersen söyle, anlayışla karşılarım”.. demis olamaz mı?

Size başka bir hadiseyi anlatayım. TBMM’de, Genel Kurulda birbirlerine sövüp sayan dövüşen milletvekillerini TV’lerden izlersiniz. Bilirmisiniz ki, bu Milletvekilleri kuliste can ciğer kuzu sarması konuşurlar cay, kahve içerler. Sanki biraz önce birbirlerine sayıp saldıranlar onlar değil!. Bende önceleri cok yadırgamış ‘eyvah şimdi kıyamet kopacak’ demiştim. Sonra bende alıştım. İşte, siyaset, milletlerarası ilişkiler böyle bir şey…

Bu nedenle protesto edelim tartışalım, bağırıp çağıralım, telin edelim, ABD üslerini, İncirliği kapatalı, NATO’dan çıkalım diyelim [Bakın, ABD Kilis’in guneyinde ve Yunanistan’da 5 adet hava deniz üssü kurdu İncirliğin fazla önemi kalmadı! Esasen İncirlik Türk Hava Kuvvetleri’ne bağlı Türk üssüdür. Kendi üssümüzü kapatacagiz!]. Bütün bunlar tamam ama, temenni aklı selimle hareket edelim.  Büyük Devlete yakışır tutum izleyelim. Bu hadise şimdiye dek her 24 Nisan’da tekerrür etti. Gelecekte de edecektir. Fransa daha bir çok ülke bunu yapıyor. Fransa da, ‘Soykırım’ yoktur demek bile suçtur! Bu nedenle ciddiye almaya gerek yoktur. Çünkü, biz soykırım yapmadı yalandır. Asıl soykırım bize karşı yapılmıştır. Bu konuda Bilal Şimşir dahil bir çok kitap okudum.. 

Bak, Almanya, savaşta binlerce insanı yahudiyi gaz odalarında öldürdü. Asıl gerçek olan bu hadiseyi    tüm dünya telin ediyor. Almanya ciddiye almıyor. Üretiyor satıyor, fertlerinin refahı herşeyden önemli. Avrupa’nın birinci, dünyanın ilk 10 güçlü ülkesi arasında yerini aldı… Bizim de, gayretimiz bu olmalıdır. Kendi çıkarlarımızı ön plana alalım.

Yukarda Biden, Erdoğan görüşmesi diye yazdıklarım, sadece bir tahmindir. Muhalefet herseyi söyleyebilir, Başkan Biden’e cevap hafif kaldı. Kırıp dökseydiniz  diyebilir. Ancak, ülkenin kaderini elinde tutanlar, sorumluluk mevkiinde bulunanlar ağır başlı, dolduruşa gelmeyen, kelimelerini Itina ile seçen, konuşan, ülke Ali menfaatlarini dikkate alarak ileri görüşlü olmak durum ve mecburiyetindedir. Türk-ABD ilişkilerinin kotüleşmesinde her iki tarafında hataları vardır. Kuzey Irak’ta, askerlerimizin başına çuval geçirilmesi ABD’nin, Suriye ve Irakta, YPC/PKK’yı desteklemesi silah vermesi Türkiye’nin güneyinde bir Kürt Devleti kurulması iddiaları ABD’nin Türk Hava Kuvvetleri’nin acil ihtiyaç duyduğu F.35 savaş uçaklarını vermekten, Türkiye’nin, Rusyadan S.400 Hava Savunma Sistemi almasını bahane ederek, sarfınazar etmesi Türkiye’ye, ‘CAATSA’ tedbirlerini uygulamasıi en son olarakta 24 Nisan 2021 günü, Ermeni soykırımını ‘genocide’ tabirini kullanarak anması, bardağı taşıran son damlalar olmuştur. Belki de, ABD, ikinci Irak operasyonunda söz verildiği halde, Türkiye’nin TBMM Kararı ile, ABD Askerlerinin Türkiye’den Irak’a girmesine izin vermemesinin  rövanşını almaktadır. Zira, hazırlıklar yapılmış ABD askerleri günlerce denizde gemilerde perişan olmuşlardı.. Bu temel ihtilaf konularında, Türkiye’nin haklılıkları vardır. Türkiye, ‘patriot’ sistemini istemiş ABD vermemiş, Rusya’dan S.400 almaya mecbur bırakılmıştır. 

Türkiye’yi bolüp ayrı bir devlet kurmak isteyen, PKK terörünü ABD nasıl destekler? Bu nasıl NATO Müttefikliğidir! Türkiye, her parçası şehit kanları ile sulanmış, topraklarını böldürmemek için mücadele ediyor. 60.000 insan öldü, kısıtlı ekonomisi ile nerede  ise 150.000 milyar dolar harcadı, hala devam ediyor. Tüm bu olaylar Turkiye’de her olayı Amerikan düşmanlığına fatura etmeyi adet haline getirmiş olan çevre ve insanların işine yarıyor sonucu kimin yararına olabilecek. Bir ABD düşmanlığı  körükleniyor. Buna karşın ABD’de, 400.000’i aşkın Türk yerleşik yaşıyor. Doktorlarımız, prof’larımız, iş insanlarımız çok basarılılar. Halen, ABD’de eğitim gören ve dönen 300.000’i aşkın Türk insani mevcut… Dış ticarette yabancı yatırımlarda iş birlikleri mevcut. Nihayet kabul edilmelidir ki, ABD her yönden gelişmiş bir süper güçtür. Türkiye ve ABD, NATO’da müttefik hatta bir zamanlar stratejik ortaktılar. 

Birleşmiş Milletler, OECD, G.20 Vs kuruluşlarda beraber çalışmaktadırlar. Devletler, Milletler arasında, ebedi düşmanlıklar yoktur. Karşılıklı menfaatlar vardır. ABD ile savaşalım diye yaygara kopararanlara karşılık yegane çare ve yol diyalogtur. Bu diyoloğu da, son yıllarda yerden yere vurulan gene hariciyemiz sağlayacaktır. ABD görev yapan büyükelçilerin çok yetenekli, tecrübeli, Atatürk’ün kurduğu laik, modern ileri görüşlü Turkiyeyi, her açıdan temsil edebilecek kariyer diplomatlardan seçilmesi şarttır.

Türkiye, NATO içinde ABD’den sonra ikinci büyük ve güçlü orduya sahiptir. Ordumuzun dahada güçlü olabilmesi için en son teknolojiyi haiz uçaklara, helikopterlere, fırkateynlere, denizaltılara, silah, teçhizat, ekipmana ihtiyacımız vardır. Hariciyenin yol göstericiliğinde temel sorunların çözülebilmesi için tekrar ediyorum diyalog durumu kötüleştiren tavır ve aksiyonlardan kaçınmak akılcı bir tutum olur. 

Şu ana kadar, Türk Devlet yetkilileri, Cumhurbaşkanı  basiretle davranmış bazı çevrelerin gazına gelmemiştir. Bu nedenle, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başkan Biden arasında yapılması planlanan görüşmenin, Türk-ABD ilişkilerinde yeni bir sahife açılmasına vesile olmasını temenni ediyorum.