Sevgili okurlarım merhaba, bu makalemde size herkesin örnek alması gereken bir komşumdan bahsedeceğim. Ciddi sağlık sorunumdan dolayı Hollanda’dan ilk geldiğim yıllardı. Antalya’da ve apartmanda hiç kimseyi tanımıyordum. Yıllarca çalışıp geçimini kendisi sağlayan birisi olarak boş oturamıyordum. İlk yaptığım şey, arka ön ve yan bahçede inşaattan kalan taşları tek tek toplayıp her renkte güller açan bitkiler dikip üç güne bir sulayarak yetiştirmek oldu!.. 

Çocukluğumdan itibaren Hollanda’da yaşamam, anavatanımdan yıllarca çok uzak kalmam uyum sorunumun kaynağıydı. Oysa ben, anavatanımın Ayşe’si Fatma’sı Ali’nin Ahmet’in halası teyzesiydim. Emek harcayarak bahçeye balkona diktiğim bitkiler tek tek yok ediliyordu. Ellerine geçen her nesne çöp alanı gibi apartmandan aşağı atılıyordu. Apartman dairesinde güvercin besleniyor üretiliyor insan sağlığını tehdit ediyordu. Ortak kullanım alanı çöp konteyneri gibi kullanılıyor eski eşyalardan geçilmiyordu. Apartman etrafına kadın iç çamaşırından tutunda pet, don, içi dışkı dolu çocuk bezleri atılıyordu. Bu yazdıklarım olumsuzlukların sadece birkaçı!.. 

Yazılı olarak katıldığım apartman toplantısında Tapu - Kadastrodan aldığım Apartman Yönetim Planı’nı yaptığı yanlışları görmesi için ikinci yöneticiye teslim ederek olan tüm olumsuzlukları yüzlerine okudum ve “Siz gerekeni yapmazsanız ben yapacağım” diyerek hepsinden imza istedim. İçlerinden sadece bir tanesi: “Bu yazılanlar hepinizin yüzüne okundu” deyip oturduğu yerden kalkarak okuduğum yazının altına aslanlar gibi imzasını attı ve çok fazlada konuya girmeden toplantıyı terk etti!.. 

İmzayı atan Handan hanım emekli öğretmen ve apartmanımızda kiracı, bu çarpıklığa rağmen yönetici ve arkasına aldığı destekçileri önyargıyla tanımadıkları hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadıkları ciddi sağlık sorunu adına Antalya’ya gelmiş bir kadınla uğraşıyorken o vefakar komşum anne babasının son günlerini iyi geçirmelerini sağlıyordu. Aradan tam 12 yıl geçti komşumun anne babası vefalı evladının yanında öbür dünyaya göç etti. Ne yazık ki, bu süreç içerisinde sorunlar devam etti. Nihayetinde adliyede son buldu. İkinci yönetimden sonra üç yönetim değişti ve cezayı aldıktan sonra apartmanı terk eden ikinci yöneticinin yandaşlarıydı!..

Handan abla beşinci yöneticiydi. Asansör bozulmuş yaptırmak için kapıma paraya geldi ve aynen şunu söyledi: “Asansör yapılmak zorunda bu parayı ödemezsen neler olacağını biliyorsun değil mi?”… 

Tuvalet kağıdıyla klozeti tıkayıp hem apartmana hem cüzdanına zarar veren kadınlar karşımda caka satıyorken, dedikodu yapıyorken Handan abla vefalı örnek evlat görevini yerine getiriyordu. Yapılanlara yüreği hiçte elvermeyen emekli öğretmen dokuz yıl önce yazılı katıldığım toplantıda imzasını aslanlar gibi atmıştı. Buna rağmen: “Evet ben neler yapmam gerektiğini biliyorum. Peki yönetici olarak, bu apartmanda siz nelerin yapılması gerektiğini biliyor musunuz?” Dedim.

Şereflinin ya da şerefsizin kadını erkeği yoktur. O insanda şeref varsa vardır yoksa yoktur. Şerefli vefakar kadın cevap vermeden başını eğdi ve gitti. Çok üzüldüm. Bilinçli ödemediğim aidatlarım dahil 2020’ye kadar aidatlarımı ve asansör parasını aldım yanına çıktım. Kapıyı açtığında sanki beni bekliyordu ve geleceğimi biliyordu. Ödemeyi yaptıktan sonra ortak alana yığdıkları eski eşyalar, ikinci üçüncü dördüncü beşinci yönetim tarafından orman olan bitki ve ağaçları budayarak eski haline getirdim. Ödediğim aidatlarla otopark kapısını otomatik yaptırdık. Çürümeye yüz tutmuş ortak alanının demirlerini kamelyayı boyadım. Toplantıda: “Binamızın emektarısın sana çok teşekkür ediyorum.” Dedi ve yönetimi bıraktı. 

Ben denetleyici Gurbet yönetici seçildi. Laf sokmayı laf çarpmayı nedensizce masumlarla uğraşmayı meslek yapmış menfilerden uzak dur ki, moralin morarmasın. Çıkış yolu arıyorken çıkmaza düşüyorsan hayatını tekrar dizayn etki düştüğün yerden dayanaksız kendin kalkasın. On iki yıl önce: "Türkçe bilmiyor" düşüncesiyle apartman toplantılarında laf soktukları kadına, artık gazetelerde makale yazdırıyorlardı. Handan abla binada kiracı olmasına rağmen benimle arkasında bir şeyler bırakmıştı. Apartman etrafını çök yığınına çevirenlerse çerçevelenmiş çevreyi temizlememde benimle el ele veren kadının eline su dökemezlerdi. Bu didişmenin sonucu ortada Hatice’ye değil neticeye bakmamız gerekiyor. İyi niyetimizi koruduğumuz sürece hiçbir kötülük sonsuza kadar sürmüyor. Kötülük yapan bazı insanların başları yere eğilerek sonuç neticeleniyor!..

Sevgi ve saygılarımla