Değerli okuyucular,

İnsanlar neden birbirinin kötülüğünü hep isterler? Neden birbirine koyu kazarlar? Bunu hiç düşündünüz mü?

Haset; insanlar belli bir yaşa geldikten sonra içinde bazı kötülüklerin sinsice dışarıya yansıtma duygusudur. Bunun diğer bir adı da kıskançlıktır. İnsanoğlu nasıl iyi duygular taşıyorsa kötü duygular da muhtemelen taşımaktadır. Fakat bazı kişilerde daha çok kötülük figürü vardır. Ve bu figürünü daha çok hoşuna gitmeyen yada başarısını kıskandığı kişi üzerinde uygular. O kişiyi yerden yere vurmaya ve onu ne kadar kötü gösterirse eline ne kadar daha çok kazanç geçeceğini düşünür. İnsanların başarısını hazmedemeyen ve çekemeyen kişilere haset insan denir. Bu gibi kötü,nefret ve kin duygularını taşıyan insanlardan ne kadar uzak durursanız o kadar sizin faydanıza olur.

Bu gibi insanları uzaklardan aramayın. Çünkü bunlar sizin tam burnunuzun dibinde hep dururlar. Siz onları dost, arkadaş bilirsiniz, fakat onlar sizi bir aracı olarak kullanmak için yanınızda durur ve zamanı geldiğinde harekete geçerler. Bu gibi çıkarcı, menfaatçı kişilerden olduğu kadar uzak durmanız sizin yararınıza olacaktır. Uzak durun ki kafanız rahat etsin.

Haset, bir kalp hastalığıdır. Kalp hastalıkları, ancak ilim ve amel ile tedavi edilir. Hasetin zararı insanın kendisinedir. Kendini geliştiremeyen kişi, karşı taraftaki kişinin başarısını hep bastırmak için kendini iyi gösterip onu kötüymüş gibi gösterir. Bu kıskançlık duygusu Hz. Adem' in oğullarından Kabil' in kendi kardeşi olan Habil'i kıskanıp onu öldürmeye kadar gitmesiyle birlikte yeryüzünde bir kıskançlık, duygusu yani hasetlik başlamıştır.

İslâm' ın doğuşuyla birlikte yeryüzünde bazı şeylerin değişmesi beklenirken maalesef halen insanlar birbirini öldürmek ,vurup kırmak ve kıskançlık duygularını en üst safta tutmaktadırlar. Allah'u Teâlâ' nın yeryüzüne indirdiği ayet ayet Kur'an-ı Kerim' i insanoğlu doğru okumadı. Hep kendi menfaatleri doğrultusunda Kur'an'ı Kerim'i kullandılar. Eğer insanlar onu doğru okumuş olsalardı yeryüzünde hayvanların dışında birbirine zarar verecek hiç bir insan olmazdı. Çünkü Allah-u Teâlâ daha çok insana değer verdiği için onlara akıl da vermiştir.

Allah'u Teâlâ Kélâmında şöyle der:

"Gerçekten biz Âdemoğullarını şerefli kıldık, onlara karada ve denizde kendilerini taşıyacak vasıtalar lutfettik, onları temiz ve hoş nimetlerle rızıklandırdık ve onları yarattığımız varlıkların bir çoğundan üstün kıldık."( İsra- 70)

Bir hadisi şerif şöyle buyurur:

"İnsanların gizli şeylerini araştırmayın, kusurlarını görmeyin, düşmanlık ve haset etmeyin, birbirinizi kardeş gibi sevin, çekiştirmeyin. Müslüman Müslüman'ın kardeşidir, ona zulmetmez, yardım eder. Onu, kendinden aşağı görmez." [Buhari]

Ve yine bir hadis de:

"Bir Müslüman, kendisine istediği bir iyiliği, başka bir Müslüman için istemezse ve bir Müslüman, kendisine gelecek bir kötülüğü, istemediği halde, o kötülüğü başka bir Müslüman için isterse, onun imanı tam değildir."Buyurulur.

Burada Peygamber efendimiz yalnız kendisini düşünenleri beğenmiyor. Başka Müslümanları düşünenleri de beğeniyor ve öyle yapmalarını istiyor. Bunları düşünecek olursak eğer; bütün dünya, Resullulah efendimizin bu emirlerini yapmış olsa, dünyada kavga, gürültü kalır mı?

Halen bu indirilen ayetleri ve hadisleri görmezden geliyor insanoğlu.

Neden insan insanı sevmez?

Neden insan insanla uğraşır?

Neden sevmek, sevgi dururken kötü biri olmaya çalışır insan?

Kötü biri olmamak için önce Kendi davranışlarımızı düzeltmek ile başlaya biliriz bence. Bu iki günlük dünyada güzel şeyler yapalım. Önce her tarafa sevgi verelim. Daha sonra sevmeleri toplayalım. Ne dersiniz?

Unutmayın ki!

"Kişi kazdığı kuyuya kendi düşer." (Fatır-43)

Allah'a emanet olun.