HAMDIM, PİŞTİM, YANDIM

Abone Ol
Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin yedi öğüdünden biri olan sözü bilmeyen ya da duymayanımız yoktur.
Peki; bizler bu cümlenin neresinde yer alıyoruz hiç düşündünüz mü? 
Günümüzde gerçek anlamda göründüğü gibi olan, ya da olduğu gibi görünen kaç kişi tanıyoruz?
Aklınızdan saymaya başladınız bile, eminim sayısı birkaç kişiyi geçmeyecektir. 
Düşünce ile sözün, düşünce ile davranışın, davranış ile sözün bütünlüğü dürüstlüğün son noktasıdır. 
Mevlana’ya göre ikiyüzlü, içten pazarlıklı olmamak, kendin olmaktır. 
İnsanın samimi, içten ve yalansız olması; o şekilde davranması gerektiğini çok güzel vurgulayan özlü sözlerdendir. 
Günümüzün en büyük problemi olan bireyin kendisi olması, kişinin duygusal anlamda daha güçlü olmasını sağlar. 
Bazı değerler vardır ki; küçük yaştan itibaren ebeveynler tarafından öğretilir. 
Bunların başında yalan konuşmamak, doğruluk ve dürüstlük ilkeleri gelir. Bu ilkeler ilerideki yaşlarda karakterlerin oluşmasına yön verir. 
Yalan konuşan, verdiği sözü tutmayan, olduğundan farklı görünmeye çalışan kişiler, çevreleri tarafından güven duyulmayan ve yalnız kalmaya mahkûm kişilerdir  
Günümüzde her türlü dolandırıcılık, hile, yalan revaçta iken, büyüklerin ‘eskiden söz senet yerine geçerdi’ deyimi gerçeklere tutulan bir ayna gibidir. Bir sözün telaffuz edilmesinin dahi, söylenen sözün yerine getirilmesi konusunda son derece anlam ve önemini çok güzel vurgulamaktadır. 
O dönemlerde toplumun yozlaşmadığı, herkesin birbirine sonsuz güvendiği, sevgi ve saygının ön planda tutulduğu; dili, dini, rengi ne olursa olsun insana insani duyguların beslendiğini, çok net görmekteyiz. 
Genelleme yapmak gerekirse, riyasız, dürüst ve ahlaki değerlerin ön planda tutulması, bireyin olduğu gibi görünmesinde büyük önem taşımaktadır.
Düşküne kol kanat olmak, korumak, kollamak, mazluma yardımcı olmak herkesin vicdani görevi iken, günümüzde düşene ‘bana hayrı olmaz’ düşüncesi ile yaklaşmak çıkarcı ve bencilce bir düşünceyi yansıtır. 
Atasözlerimizin hemen hepsi yerinde ve doğru tespitlere dayanan, tecrübeler sonucu söylenmiş sözlerdir. 
Bizlerin, büyüklerimizden masal yerine dinlediğimiz dürüstlük ve doğruluk öyküleri hepimizin hafızalarında canlanır ve yerini alır. 
Hal böyle olduğunda ise kişi zaten kendisine verilen değerlerin dışına çıkamayıp göründüğü gibi kalır. Kendimizle olan çatışmamızda, iç huzurunu yakalayabiliyorsak ne mutlu bizlere. Demek ki bizler olduğu gibi görünenlerdeniz
Bir çarkın içinde her birimiz dönüp dururken, gerçek benliğimizle baş başa kaldığımızda rahat uyuyabiliyor muyuz? 
İçimizden kaçımız olduğumuz gibi görünmeyi başarabiliyoruz?
Bu vesile ile Mevlana Celaleddin-i Rumi Hazretleri'nin vefatının 740. yılında rahmetle ve saygıyla anıyor, Mevlana’nın yedi öğüdünü sizlerle paylaşarak yazıma bitiriyorum.
Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol.
Şefkat ve merhamette güneş gibi ol.
Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol.
Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol.
Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol.
Hoşgörülükte deniz gibi ol.
Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.
Sevgi ile kalın.