Haddimizi Bilmemiz Lazım…

“Millet” kavramı, Arapça bir kavramdır. “Millet”, aynı dine mensup olanların ortak adıdır. Genel olarak dinsel birliği anlatır.
Osmanlılar’da, “Bir dinden ya da bir ırktan olanların topluluğu” anlamında kullanılmıştır. Aynı ırktan olanlar bir millettir.
“Ulus” sözcüğü, bir ülkede yaşayan halkların tamamını, din, dil, ırk ayrımı olmaksızın kapsar. Bu kavramı savunan herkes, ulusalcıdır. İddia edilenin tersine, asla ırkçılık ve şovenizm içermez.
Mustafa Kemal Atatürk; “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına ‘Türk Milleti’ denir.” demektedir. Yani “Türk halkına” demiyor. Mustafa Kemal Atatürk, bu ifadesiyle “Türk Ulusu ”nu tarif etmektedir.
Adı konmamış millet kavramı;  toplulukları dinine, ırkına göre ayıran, parçalayan, ötekileştiren bir kavramdır. Sonuçta, ifade edilen millet içine girmeyen topluluklar ne yazık ki haddini bilmek zorundadır. Ya bu adı konmamış milletin içine gireceksin ya da dışarda kalıp, ötekileşeceksin.
Mesela paran yoksa özel hastanelere gidemeyeceksin. Sağlık güvencenin olması da bir çözüm değil. Ek muayene ücreti olan, katılım payı % 200 e çıkan bu ücreti ödeyebilecek millete aitsen tabii ki gidebilirsin.
Sakın çocuğunu hastalandığında acile götürme. Hakkın yok buna. Çünkü İstanbul’da 4 milyon çocuğa 1 çocuk acil hekimi hizmet vermekte. Çocuk yoğun bakım ünitesinde ise hiç çocuk doktoru yok.
İsmi olmayan milletin dışındaysan,  bolca polis hizmeti(!) alabilirsin. Kişi sayısına düşen polis olarak ülkemiz,  dünya ikincisi.
Anadilinde eğitim mi görmek istiyorsun? O zaman çocuğunu özel okula kaydettireceksin. Paran mı yok, F tipi cemaate katılacaksın. Kürtçe eğitim veren özel okullarda, dershanelerde onların. Herkes haddini bilmeli.
Adı olmayan millete ait değilsen, sakın kendini özgür sanma. Konuştuğuna,  yazdığın şeylere daima dikkat etmelisin. Unutma her daim gözetleniyorsun. E sende haddini bil yani…
Kıyafet özgürlüğü var, burası ileri demokratik ülke diye öyle açık giysi falanda giyme. Hele kot etekle asla işine gitme.
Adı olmayan millete ait olanlar gibi, dininin vecibelerini yerine getirmelisin. Kadınsan mutlaka türban takmalısın. Erkeksen başına namaz takkesi tak, sakalını uzat. Uzat ki senin milletin belli olsun. Eline teşbihini al öyle dolaşırken, işine giderken.
Kara çarşaf modasına uy. Uy ki daha çok Müslüman ol. Çarşafı giyip, yüzünü sakın açma. Kafana taktığın bölümde sadece burnun ve gözlerinin uçları görünmeli. Yani üçgen surat olmalısın. Yürürken önünü görmesen de olur. Nasılsa gönül gözün açık ya…
Haddini bileceksin kardeşim. Çocuğuna dini eğitimi anaokulunda vereceksin. Meraklanma, yasası çıkıyor yakında. Öyle çocuktur, oynasın falan yok.
Öyle birilerinin dediği gibi, bir orman gibi kardeşçe sine yaşamak falan da yok. Türlü türlü ağaç var. Kimi selvi kimi çam kimi kavak. Hele; tek bir ağaç gibi hür yaşamak, olur mu hiç? Haddini bileceksiniz kardeşim.
Ya biat edip ümmet olacaksın ya da adı konmamış milletin dışında kalacaksın.
O zaman da şikayet etmeyeceksin. Sadece haddini bileceksin…
Tekrar izleyip, hatırlasak mı?
Nazim Hikmet- Turk Milletini Yok Edemezler. 1954 Budapeste Radyosu.http://www.youtube.com/watch?v=m4LQOQkCJ28