Batı, ne Kürtleri sever, ne Alevileri, ne Türkleri, ne başkasını. Batı, sadece kendisini ve menfaatlerini sever. Sömürgeciliğe alışmış olan Batı, yağmacılıkla, talanla, alavere dalavere ile elde ettiği bu tatlı zenginliğini devam ettirebilmek için, sömürge sistemini sürdürebilmek için herkesi ve her kesimi kullanmaya çalışır, işi bitince de atar. Tarihte bunun çok örneği vardır. Batı, emperyalist amaçlarını gerçekleştirebilmek için Kürtleri de Alevileri de, başkalarını da kullanmak isteyecektir. Bu, onun işi. Burada önemli olan Batının bu tezgahının farkına varıp uyanık olmak, Batının şeytanca tezgahlarına alet olmamak, ayrılık noktalarını değil; birlik noktalarını öne çıkarıp Türk millî birliğini sağlamlaştırmaktır. Kürdün de, Alevinin de, Türkün de, başkasının da iyiliği ve menfaati, Türk millî birlik yapısını, millî devlet yapısını bozmadan tek dil, tek din, tek vatan, tek bayrak, tek devlette kararlılıkla sabit olmaktır.
Batı, bazen şeytanca oyunlarını akılsızca sergilemekten de çekinmiyor. Demek ki bazen basireti, feraseti bağlanıyor ya da Allah ayağına dolaştırıyor. Yakın zamanda Almanya’da 23 Aralık 2007’de Alman 1. Kanalı ARD’de “Tatort” adlı bir dizi yayınladılar. Bu dizinin “Namusuma Layık Olma” adlı bölümünde Alevi bir babanın kızına tecavüz etmesi ve kızın namus cinayetine kurban gitmesi konu edildi. Adamlar bazen böyle acemice işler de yapıyorlar. Alevilere doğrudan hakaret ediyorlar. Bu Allah’ın bir işi olmalı ki herkes Batının ne mal olduğunu ayan beyan gördü. Aleviler haklı olarak tepki gösterdiler. Herhalde bu filmi yapanlar, Alevi-Sünni çatışması çıkarmak istediler ama oyun ters tepti. Zira Sünnilerin bu işle alakası yok. Bu, tamamen Almanların bir tezgahı.
Ben aramızdaki gayrılığın aynılıktan çok çok az olduğu kanaatindeyim. Bazı farklılık noktaları da büyütülecek; hatta çatışma noktasına getirilecek seviyede olduğuna inanmıyorum. Çok şükür ki şimdilerde bizde Alevi-Sünni çatışması hemen hemen hiç yoktur. 1970’li yıllarda Çorum ve Maraş olayları gibi tamamen emperyalist batılı odakların tezgahıyla çıkarılmış bazı tatsız olaylar yaşandı ama milletimizin ortak ferasetiyle kan davasına döndürülmeden hemen unutuldu, unutulması da lazım. 
Biz şimdiye bakacağız. Şah İsmail-Yavuz Sultan Selim kavgasını tarihte olmuş bitmiş kabul edeceğiz ve asıl şimdimizi inşa edeceğiz. Bugün Alevi ve Sünni kesimler, Türklük ve Müslümanlık temelinde bir ortak paydada buluşarak Türk millî birlik yapısını tahkim etmeye, pekiştirmeye çalışıyorlar. Bu güzel bir gelişme. Alevi yazar ve sözcüleri son derece birleştirici, Türk millî birliğine vurgu yapan konuşmalar yapıyorlar. 
Haddi zatında Alevilik ve Sünnilik arasında ortak noktalar o kadar çok ki saymakla bitmez. Bu ikisi zaten aynı damardan sızan iki nehir. Kökte, esasta birleşiyorlar. Mesela Sünni Mevleviler sema yaparlar Aleviler semah. Sema ve semah kelimelerinin köken, anlam ve işlev irtibatları aynı, söylenişleri bile birbirine benziyor. Sonra raks figürleri, simgeleri bile aynı sayılacak ölçüde birbirine benziyor. 
Hacı Bektaş Veli Dergahıyla Mevlana Dergahı arasında benzerlik o kadar çok fazla ki. Kullandıkları eşyalar, nesneler bile hemen hemen aynı. Sonra cami ile cemevi arasında kelime ve anlamları bakımından da bir fark yok. “Cami” Arapça kökenli bir kelime ve “Müslümanları aynı ibadet mahallinde, aynı mekanda toplayan” anlamındadır. “Cemevi” de aynı anlama gelir. O da “Müslümanların toplanma evi” anlamındadır. Dolayısıyla “sema”, ile “semah”, “cami” ile “cemevi” arasında ciddi manada hiçbir fark yok. Ayrıca Aleviler Yezid, Muaviye, İbn-i Mülcem’i sevmezler. Sünniler de sevmez. Sünniler çocuklarına bol miktarda Ali, Hasan, Hüseyin, Fatma, Fadime, Cafer ismini verirler ama bir tane Yezid, Muaviye, Mülcem ismi veren yok. Hacı Bektaş Veli, Sünnilerin çok sevdikleri ve izinden gittikleri Ahmed Yesevî Dergahından yetişmiş, onun öğrencisidir. Hacı Bektaş Veli’ye icazet verip onu Anadolu’ya gönderen Ahmed Yesevi’dir. Dolayısıyla Sünnilik ve Alevilik aynı kaynağa bağlıdır. 
“Gerçek Müslümanlar Alevilerdir ya da Sünnilerdir. Sünni İslama alternatif bir Alevi İslamı vardır” gibi söylemler doğru değildir. Doğrusu Alevi de Sünni de Müslümandır ve kardeştir.