Çevremizde bizim için ‘güzel ve özel insan’ diyebileceğimiz kaç kişi var hiç sayabildik mi?
Eminim elimizin parmakları kadar bile yoklar. Çünkü; onlar tıpkı nesilleri tükenen bir orkide kadar değerli ve nadideler.

Bu hafta sizlerle daha önce paylaştığım ‘Güzel İnsanlar’ adlı köşe yazımı tekrar hatırlatmak istedim. Zaman zaman bu tip yazılarıma ağırlık vererek paylaşmaya devam edeceğim.
Yazıda şöyle seslenmişim

‘Öyle kişiler vardır ki; Duruşları, tavırları, düşünceleri, hayata bakış açıları, olaylara karşı hiç bozmadıkları nezaket ve sabırları,  konuşurken ses tonlarında bulunan ahenk ve yumuşaklığı ile hayran kalmamak elde değildir.

Onlar gibi olabilmek için ne kadar taklit yeteneğimizi kullanırsak kullanalım, benzemek bir yana dursun, tam aksi komik duruma düşeriz.
Her kıyafet ait olduğu bedende güzel durur.

Etrafımızda bulunan bu gibi kişilerin her zaman düşüncesine saygı duymuş, edinmiş olduğu tecrübelerden yararlanabilmek için, bulunduğumuz durum konusunda görüş ve düşüncelerine başvurmuşuzdur. Bu gibi kişiler, bizlere göre görmüş geçirmiş insanlardır.

Zaman onlardan birçok şeyi götürdüğü halde, pek çok da meziyet katmayı ihmal etmemiştir. Tabiri caiz ise, bir almış, bin katmıştır.
Olaylara karşı, nasıl davranılması gerektiğini, insanlara sevgi ile kırmadan, incitmeden nasıl yaklaşılması gerektiğini onlardan gözlemler ve uygulamaya çalışırız.

Evet! Aslında o kadar sabırlı da olamayız.
Bizler hayatın içinde henüz emeklerken, onlar çoktan yolu koşarak geçmişler, bitişe yaklaşmışlardır.
Yaşadıkları hayat yolu boyunca, henüz bizim bilmediğimiz bir çok şeyi yaşamış, görmüş ve tecrübelenmişlerdir.

Yaşadıkları her anı, onlara birer değer katmış, hayatın içinde sabrı, sevgiyi, emeğin değerini en önemlisi de zamanın ne kadar değerli olduğunu öğrenmişlerdir. Bu yüzden çevrelerinde olan bitene karşı sevecen ve tevazu içinde yaklaşırlar. Bilir ki; ömürlerinin son deminde  hiç kimseyi üzmeye ve kırmaya değmez.

Geçtikleri yol boyu çekilen acılar, yaşanan üzüntü ve sıkıntılar, hayatın gerçek anlamını öğrenmelerine vesile olmuştur. Para ve mal hırslarını onlar çoktan aşmış, nefes aldıkları sürece sevginin ve huzurun ne kadar önemli olduğunun farkına varmışlardır.

Bu kişiler; tabiri caiz ise hayatın en dibine vurup, bütün güçleri ile umudun gücüne sığınarak hızla yukarıya tırmanmış, yada tırmanmaya çalışan çok özel kişilerdir. 

Eğer sizin de etrafınızda böyle kişiler yer alıyorsa mutlaka deneyim ve tecrübelerinden faydalanmanız, yolunuza rehber olmalarını sağlamalısınız.

Size katacak ne çok değerleri olduklarını tahmin bile demezsiniz’.

Bu haftaki yazımı Elisabeth Kübler Ross’a ait bir sözle bitirmek istiyorum.

Tanıdığım en güzel insanlar!
Yenilgiyi, acıyı, mücadeleyi ve kaybı yaşamış ve diplerden çıkış yolunu kendileri bulmuş olan insanlardır.

Bu kişiler yaşama karşı geliştirdikleri kendilerine has takdir, duyarlılık ve anlayışla;
şefkat, nezaket ve derin sevgiden kaynaklanan bir ilgi, sorumlulukla doludurlar.

Güzel insanlar öylece ortaya çıkmazlar.
Onlar oluşurlar.

Sevgi ile kalın.