Çok mutluyum be dostlar!

     Çünkü: İstediğim kitabı alabiliyor,

     İstediğim kadar okuyabiliyor,

     Okumak için zaman bulabiliyorum.

     İşte bu yüzden ne mutlu bana!

     Yine mutluyum ki,

     Okuyabileceğim kitaplar,

     Sevebileceğim kitaplar,

     Alabileceğim kitaplar;

     Var yurdumda be dostlar!

     İşte bir de bunun için,

     Seviyorum vatanımı, ülkemi, milletimi

     Ve tabii, her şeyin başında,

     O güzel mi güzel Türkçemi.

     Seviyorum bunun için, insanımı.

     Çünkü okunabilecek güzel eserler yazmışlar.

     Üstelik, Dünya Edebiyatı’ndan;

     Türkçemize kazandırmışlar nice eserler.

     Donatmışlar Kitapçı vitrinlerini, 

     Türkçeye çevrilmiş; sayısız eserlerle.

     Türkçe deyip de, düşünmeden geçme!

     Ne kadar değerli eser varsa dünyada seçme.

     Nerdeyse, çevrilmeyen kalmamış Türkçemize.

     Bilmiyorum Arapça, Farsça, Fransızca, İngilizce

     Üzülme, o dilleri anlamıyorum diye ince ince.

     Türkçemiz, dünya dilleri içinde bir inci;

     Hem de değer demeye, Türkçe için birinci.

     Türkçe deyince duraksamayalım; dil mi diye?

     Türkçe sanki Tanrıdan İlâhî bir hediye.

     Kısa, mantıklı, güçlü, etkili bir ifade,

     Var onda diğer dillerden, çok daha ziyade.

     Sakın ha, hor görme güzelim Türkçemizi,

     Sağlam, kısa ve öz olarak anlatır her şeyimizi.

     Artık Türkçemizde Lâtin, Yunan, İslâm klâsikleri.

     Varsa da, gideriliyor birer birer eksikleri.

     Okuyamadım diye üzülme sakın!

     Sen zaten Dünya denen okuldasın!

     Çok fakülteli Dünya Üniversitesi’nde.

     Her fakültesinde kalırsın kısa ve uzun.

     Her fakültesinden oluyorsun mezun.

     Unutma!

     Kâinat Kitabı’nın bir sayfası da sensin!

     Aslında kitap içinde, sen de bir kitapsın!

     Üstelik kendini okuyan tek kitap!

     Eğitim süresi ay ay, yıl yıl, hafta hafta;

     Devri dâim yapıyor durmadan her safta.

     Hem öğretmen, hem öğrenci, hem de ebeveyn!

     Sen her şeysin ey insan, aynı zamanda dareyn.