Müzik Dünyası

Orhan Ölmez “Canım Benim”

Uzun yıllar süren müzik yolculuğunda kendine has tarzı ile milyonların gönlünü fetheden Orhan Ölmez, yeni teklisi “Canım Benim” ile sevenleri ile buluşuyor.

Sözleri, bestesi ve düzenlemesi kendisine ait olan “Canım Benim” şarkısının klibinin yönetmenliğini Turgay Ceylaner üstlendi. Klipte Orhan Ölmez, piyanosunun eşliğinde yepyeni şarkısını tüm sevdikleri için seslendirdi.

Orhan Ölmez, şarkısı için şunları söyledi “Bu şarkı, “Canım Benim” diyebildiğimiz / diyebildiğiniz herkes için… Bazen sevgili, bazen evlat, bazen bir dost, bazen bir yoldaş… Her kim “Canım Benim” ifadesini hak ediyorsa; bu şarkı onun için… Benim açımdan ise; lütfen size söylediğimi farz edin - ve hatta bilin. Canlarımsınız benim…

“Yaşadığımız her şeyin, bir sebebi olmalı” diye düşünüyorum ve bunu birçok şarkımda da ifade etmeye çalışıyorum. Bu şarkıda da söylemek istedim bunu. Ne yaşanıyorsa yaşansın; umudumuz / umudunuz olmalı her zaman…

Sizi seviyorum… Şarkımız, artık sizlerin… Herkese sonsuz sevgiler ve selamlar”

“Canım Benim” 17 Eylül Cuma akşamı 20.00’de sanatçının youtube kanalı Müzik Ölmez’de ve tüm dijital platformlarda yayınlandı.

Söz, Müzik ve Düzenleme : Orhan Ölmez

Klip Yönetmeni: Turgay Ceylaner

Yapım: Müzik Ölmez

Mix: Orhan Ölmez ve Özer Yener

Mastering : Ergün Erdal

Çello: Murat Süngü

Piyano : Timur Çağlar

Gamze Akın “Can Susar”

 Gamze Akın hız kesmeden şarkılarını paylaşmaya devam ediyor. Sözü ve müziği yine kendisine ait “Can Susar” sonbahara yakışır bir çalışma oldu.

Klip çekimleri Majör Stüdyo tarafından gerçekleştirilen şarkının piyasaya çıkış tarihi 17 Eylül.

Emrah Demiralp’ten Yeni Single "EVEREST’'

Geçtiğimiz Şubat ayında  ilk albümü  Demleniyorum ‘u dinleyicinin beğenisine sunan,  söz yazarı ve besteci kimliğiyle de dikkat çeken , Emrah Demiralp yeni single çalışması ‘’EVEREST ‘i  ‘’Müzikal İşler Production’’ etiketi ile tüm dijital platformlarda yayımladı.Şarkının sözü  Sen Sevda mısın ?, İstersen gibi Buray ‘ın yorumladığı bir çok başarılı  şarkının söz yazarı Gözde Ançel ve Emrah Demiralp ‘e , müziği ise ; yine Emrah Demiralp imzası taşıyor.Video klip ; Kurtuluş Yiğit Demiralp yönetmenliğinde, sanatçının büyüdüğü şehir olan Kırklareli’ de 20 kişilik  profesyonel bir ekip ile çekildi. Eylül ayının tüm hüznüne rağmen yaz bitmemiş gibi hissettirecek bir şarkı olan ‘’Everest’’in düzenlemesi de Emrah Demiralp’e ait.

RIZA CUMHUR DEMİR’DEN YENİ TEKLİ “MADEM ARAMIYO”

Rıza Cumhur Demir yeni single çalışması ‘’Madem Aramıyo’’ ile müzikseverler ile buluşuyor. ‘’Fani Aşk’’ ve ‘’Nezaketimden’’ ile çıkış yakalayan Demir, hem sahne çalışmalarına devam ediyor hem de yeni şarkısının heyecanını yaşıyor.

Bestesi Ioan Chirila Dumitru’ya ait olan şarkının sözlerinde ise Sibel Algan imzası var. Demir’in vokali ile güçlenen ‘’Madem Aramıyo’’ anlamlı sözleri, modern soundu ve zengin içeriğiyle son dönemin popüler müziğinde yeni bir renk olmaya aday. ‘’Madem Aramıyo’’ 9 Eylül’de DMC etiketi ile tüm dijital platformlarda ve klibi NetD kanalında yayında!

KİTAP DÜNYASI

Kırk Kabuklu Çekirdek

EZGİ AYVALI’nın Kırk Kabuklu Çekirdek Everest Yayınlarından çıktı. Hafızalarda yer edecek bir ilk roman    Kırk Kabuklu Çekirdek

Sıradan bir günde, her şey her zamanki gibi ilerlerken ve her şey yolunda zannederken kendi gölgesine çarpıp parçalanan bir adamın aksak zihnine tercüman oluyor Ezgi Ayvalı ilk romanında. Günümüzün dijitalleştikçe yalnızlaşan, hızına yetişilemeyen dünyasında, varoluşun çetin sorularından birini yüklenerek çalıyor okurun kapısını Kırk Kabuklu Çekirdek: "Şimdi ne zaman?"  2014'ten bu yana çeşitli dergilerde öykü, şiir ve deneme yazıları yayımlayan, “Sait’in Odası” adlı öyküsü oyunlaştırılıp Ankara Devlet Tiyatrosu repertuvarına alınan Ayvalı, ömrünü geriye doğru adımlayan, çaresizce kendi hayatının içine sızan bir adamın hikâyesini anlatıyor Kırk Kabuklu Çekirdek'te: Dün ayağına takılan taşları yıldızlara uzanır gibi toplarken bugünün içinde kaybolanın, kendini aynalarda değil takvimlerde arayanın, rüyalarında bile eğreti kalanın, unuttukça geç kalıp hatırladıkça aksayanın, salı'dan sonraki çarşamba'ya ya da nisan'dan önceki şubat'a ikna olamayanın hikâyesi bu. Peki, ya zaman ayağına takılır da düşersen?  Ezgi Ayvalı, 1990 yılında Amasya’da doğdu. Babası astsubay olduğundan pek çok şehir değiştirdi; ilköğretimi Çorlu ve Siirt’te, ortaokulu Manisa’da, liseyi Ankara’da okudu. Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Laborant Sağlık ve Veterinerlik Bölümünde okurken önce Ankara’da bir sanat merkezinde, ardından İstanbul’da (TAL) Tiyatro Araştırma Laboratuvarında oyunculuk ve sahne sanatları eğitimi aldı. Sahne önünde ve sahne arkasında uzun yıllar çalıştı; “Yaratıcı Drama ile Hayvan Hakları” başlıklı teziyle Yaratıcı Drama Liderliği programını tamamladı. 2014 yılından bu yana çeşitli dergilerde öykü, şiir ve deneme yazıları yayımlandı. “Sait’in Odası” adlı öyküsü oyunlaştırılıp Ankara Devlet Tiyatrosu repertuvarına alındı. Kırk Kabuklu Çekirdek yazarın ilk romanı.   “Bir rüyada olduğumuzu anladığımızda –ki bunun için rüya işinde epeyce ustalaşmış olmamız gerekir– yapabileceğimiz öyle çok şey vardır ki. Rüyanın akışını değiştirebilir, yeni evrenler, boyutlar yaratabilir, bozuk dökük anıları düzeltebiliriz mesela. Fakat rüyadan çıkmak için yapılacak tek bir şey vardır; uykudan daha derin bir nefes almak... Olmadı, tekrar. Olmadı, tekrar. Ta ki uyanana kadar.”

EZGİ AYVALI                                

KIRK KABUKLU ÇEKİRDEK

150 Sayfa Eylül 2021

Türkçe Edebiyat

Roman

 

Türk Romanında Postmodernist Açılımlar

Yıldız Ecevit’in Türk Romanında Postmodernist Açılımlar adlı kitabı Everest Yayınlarından çıktı. “Geçmişinde çok uzun yıllar yalnızca ‘gerçekçi’ olmuş, romantizmi neredeyse hiç yaşamamış Türk romanı, modernist/postmodernist biçimcilikte ilk kez ‘romantizm’le tanışmaktadır ve bu bana göre estetik düzlemde gerçekleşen bir devrimdir ve her devrim gibi de heyecan vericidir.” Yıldız Ecevit bu kitabında uzun yıllar bir tek “gerçekçi” biçim öğeleriyle üretmiş, yalnızca içerik/konu alanında yaratıcı olabilmiş ve çoğu zaman da okurunu gerek siyasal gerekse etik düzlemde yönlendirmeyi kendine amaç edinmiş Türk edebiyatının yetmiş sonrasında geçirdiği estetik devrimi ele alıyor; Batı sanatında modernizmin ve postmodernizmin getirdiği biçimsel yeniliklerin Türk edebiyatında yarattığı büyük dönüşümü açımlıyor. Ecevit kitabın ilk bölümünde postmodernizmi genel bir bakış çerçevesinde ele aldıktan sonra bu akımın metinlerarasılık/üstkurmaca/çoğulculuk ve New Age gibi kimi ana özelliklerini Oğuz Atay’ın Tehlikeli Oyunlar, Orhan Pamuk’un Benim Adım Kırmızı, Hasan Ali Toptaş’ın Bin Hüzünlü Haz ve Metin Kaçan’ın Fındık Sekiz romanlarında çözümlüyor. Bu kitap her şeyden önce, modern edebiyat araştırmacılığının ana ilkelerini örnekleyen metinler içermesi açısından yol gösterici bir nitelik taşıyor…

Bir kült kitap…


Thomas de QUINCEY                                 

GÜZEL SANATLARIN BİR DALI OLARAK CİNAYET

Türkçesi: Emre Ağanoğlu                                                          

GÜZEL SANATLARIN BİR DALI OLARAK CİNAYET Everest Yayınlarından çıktı. 19. yüzyıl İngiliz yazınının en ayrıksı yazarı Thomas de Quincey’nin İngiliz toplumunu kasıp kavuran “usta işi” cinayetlerden yola çıkarak kaleme aldığı üç parçadan oluşan Güzel Sanatların Bir Dalı Olarak Cinayet, yazın tarihinin kuşkusuz en ilginç metinlerindendir. Bu yazıları müstesna kılan özelliklerden biri, Quincey’nin olaylara tüm tarafların gözünden bakabilmesidir. Sürekli kimlik değiştiren yazar, kimi kez katilin, kimi kez kurbanın, kimi kez cinayetten kıl payı kurtulanın, kimi kez de bir dedektif edasıyla cinayeti soruşturanın yerine geçiyor. Ancak onun asıl kimliği, deyim yerindeyse, “cinayet eleştirmenliği”dir ve bu kimliği belirleyen de estetik değerlerdir.

Daha önce kaleme almış olduğu Bir İngiliz Afyon Tiryakisinin İtirafları adlı eseriyle uyuşturucu bağımlılığına farklı bir yaklaşım sunan Thomas de Quincey, cinayetin estetik değerlerle okunduğu ve güzel sanatların bir dalı olarak alımlandığı, haz ile korkunun el ele yürüdüğü, övgü ile lanetin yarıştığı Güzel Sanatların Bir Dalı Olarak Cinayet’te de okura yine bambaşka bir perspektiften bakma olasılığı sunuyor.

PSİKOLOJİ-VAROLUŞ-MANEVİYAT

EROL GÖKA’nın Psikoloji-Varoluş-Maneviyat aslı kitabı Kapı Yayınlarından çıktı . Varoluşçuluk, şu veya bu şekilde, modernliğe, kapitalizmin koşullarında insanın şeyleşmesine ve yabancılaşmasına, niceliğin egemenliğine, pozitivist bilim anlayışına bir itirazdı. Varoluşçu psikoloji, parçalara ayrılarak incelenmesinden insanın benzersiz ve biricik hakikatine ulaşılamayacağını, böyle bir anlayıştan üreyen yaklaşımlarla insanın anlaşılamayacağını, varoluş kaygısı yaşayan, sıkıntılı kimselere yardım edilemeyeceğini savunuyordu. Varoluşçuların bir kısmı, varoluşçuluğun Sartre ateizminin yaydığı yanlış kanaatin aksine doğrudan doğruya maneviyatla ilgili olduğunu söylediler, inancın ve maneviyatın önemine işaret ettiler.  Bu kitap, o işaretten yola çıkıyor, onu büyütüyor, insan psikolojisine ve varoluşuna maneviyat merkezli bir bakış geliştirmeye çalışıyor. İnsan varoluşunun ve psikolojisinin anlaşılmasında, terapistin danışanını, insanların birbirlerini anlayabilmelerinde genel olarak maneviyatın, özel olarak Müslüman kültürde üretilen manevi yaklaşımın bir imkân olabileceğine vurgu yapıyor, hatta zarif bir biçimde ısrar ediyor.

Medya Dünyası

DİLEK ÇAKIR SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİNDE ADINDAN SÖZ ETTİRMEYE DEVAM EDİYOR

Filika Medya Kurucusu Kadın girişimci Dilek Çakır Trakya da adından söz ettirmeye devam ediyor.

“Bizde Sizin Gibiyiz” adlı kısa filmi muhteşem bir organizasyonla Trakya da ki halkla buluşturdu. Özel çocukların okullarda dışlanmaması ,kabul görmesi onlarında sosyal ve kültürel bir çok alanda başarılı olabileceklerini bu filmde anlatmak istedi. Basının ve kurumlarında ilgi gösterdiği bu filmde Dilek Çakır’ın isteği aynı ilgiyi kurumların ve basının filmin gösterimi konusunda destek olmalarıydı. Dilek Çakır sosyal sorumluluk alanında ikinci projesini epilepsi konulu alanda gerçekleştirmeyi düşündü.Bunun için Epilepsi Dernek Başkanı Sn.Ebru Öztürk ile yola koyuldu.Yapımcılığını Dilek Çakır,yönetmenliğini KadirErgin,senaryosu Serkan Aygörenin üstlendiği film, Epilepsinin bir hastalık olmadığını ,intaharlarda ,dünyada ve ülkemizde birinci sırada olduğunu,engellik derecesinin saptanamadığı tek hastalık olmasından dolayı “Hayata Tutun” adlı kamu spotu filminin çekimlerine Ankara Büyükşehir Belediyesinde Start verildi..Filmde toplum içinde epilepsi nöbeti geçirenlere nasıl müdahale edilmesi gerektiğinin anlatıldığı filmde farklı meslek gurplarında filmde yer alıp toplum içindeki önemine değinildi. Filmde DentSPA Ağız ve Diş Sağlığı projeye destek olan yönetim kurul başkanı Dr.Ahnaf Aljajah,kurum yöneticis Abdullah Bekiroğlu konu epilepsi olunca mutlaka projenin içerisinde yer almak  istediklerini belirtti. Ayrıca diş doktoru Şahin Durmuş Bey’in epilepsili kişilere derecelerine göre uygun tedavi yöntemi uyguladıklarını ve bir çok hastaların da kendi kurumlarına gelerek tedavi gördüklerini belirtti. Filmde yer alacak diğer isimler sosyal sorumluluk alanında her zaman yanımızda olan ve bu konularda hassas olan Wilma Elles,Türkiyenin başarılı halk ozanı ve ünlü söz yazarı Abdurrahman Delen ,dünyaca ünlü 8 yaşındaki küçük ressam Mikail Akar ,Türkiyenin önde gelen spikeri Gülgün Feyman dır. Kurum ve kuruluşlardan Ankara Büyükşehir Belediyesi Belediye Başkanı Mansur Yavaş,Kırklareli Belediyesi Belediye Başkanı Mehmet Siyam Kesimoğlu İstanbul  Büyükşehir Belediyesi film için desteklerini esirgemediler.

Filmin yol hizmetini Dokay Rent a car sağladı.

Filmin gösterimi konusunda Ankara Büyükşehir den metrobüslerde,bilbordlarda Ankara Belediye TV ve sosyal medyasında,İbb iletişim kanallarında yayınlanacağına dair söz alındı Dilek Çakır , Filmin Lansmanının Şubat ayında İstanbul Swissotel The Bosphorus ‘un ev sahipliğinde gerçekleşeceğini belirtti ve destek olan,emeği geçen herkese basın aracılığıyla teşekkür etti. Trakyanın Kırklareli ilinde çekimi gerçekleşen “Biz de Sizin Gibiyiz” farkındalık kısa filmi,down ve otizmli özel eğitimli çocukların, Trakya da ilk kez profesyonel oyuncularla bir araya getirip bu filmde buluşmuştur. Yapımcılığını Filika Medya kurucusu Dilek Çakır’ın, yönetmenliğini Onur Öğdenin üstlendiği ve senaryosunu Sevtap Öcal Aşkının yazdığı “Biz de sizin gibiyiz” kısa filmi,kaynaştırma öğrencilerinin okula alışma sürecinde diğer çocukları bilinçlendirmek onlarında desteğiyle bu özel çocukların onlar için başarması zor olan her şeyi başarabileceklerini çocukların ve velilerin görmelerini sağlamayı hedeflemiştir. Proje,özel eğitim kurumu rehber öğretmenin ifadesiyle iki ,üç çocuk da fiziksel ve sosyal gelişim sağlamıştır.Proje öncesi hazırlık aşamasında oyunculuk ve dans eğitimleri verilmiştir. Filmin okullarda yayınlanması amaçlanmıştır. Film de rol alan Sinan Benger,Mehmet Çepiç,Ece Pirim,Şenol İpek bütün oyuncular gönüllü olarak rol almışlardır.Film hazırlıklarında özel çocuklarımız Burhan Özdemir ve Ege Erdoğan diğer çocuk oyuncu arkadaşları Kardelen Aşkın ,Ecrin Kiracı,Duru Engin,Elif Almira Barbin provalara dahil olarak keyifli zaman geçirmişlerdir. Gecede Özel çocuklar, bir aydır hazırlandığı dans gösterilerini sergilemişler ayrıca otizmli Petek Pehlivan sahnede  en çok sevdiği Babuba türküsünü seslendirmiştir.Gecenin ilerleyen saatlerinde Sinem Senna ve Enbe Orkestrasının solisti Erdem Seyhan sevilen şarkılarını özel çocuklar için söylemiştir. Filmin yapımcısı Dilek Çakır, “Biz de sizin gibiyiz” filmine istinaden 17 Haziran 2021 tarihinde İstanbulda  Uluslararası Best of Year awards ödül töreninde yılın en dikkat çeken kadın yapımcısı ödülünü almıştır. Film Trakyadaki Belediyelerden Kırklareli,Büyükkarıştıran,Babaeski , Süleymanpaşa Belediyelerin ve sponsor firmaların destekleriyle çekilmiştir.