BİLGESAM Araştırma Koordinatörü ve Ortadoğu Araştırmaları Direktörü Ali Semin ile ‘Güvenli Bölge’ meselesini ve sürecin nasıl işlediğini konuştuk..

Türkiye, 5-7 Ağustos tarihlerinde Ankara’da Türk ve ABD heyeti ile gerçekleştirdikleri görüşmede terör örgütü YPG/PKK’nın bölgeden çıkarılması ve ellerinde bulunan ağır silahların toplanması konusunda mutabık olduklarını belirtti. ABD’den atması beklenen adımlar nasıl olmalı?

Burada Türkiye’nin istediği ağır silahları terör örgütü YPG’nin elinden almak değil. Türkiye’nin istediği şu; Fırat’ın doğusunda veya Suriye’nin kuzeydoğusundaki YPG terör örgütünün oluşturmaya çalıştığı kanton veya özerkliğin tamamen ortadan kaldırılmasıdır. Bunu Amerikalılar sanki Türkiye ağır silahları YPG terör örgütünün elinden almak için böyle bir adım attığını düşünüyor veya Fırat’ın doğusuna operasyon konusunda açıklamalar yapıyor diye düşünüyorlar. Aslında Türkiye özellikler 20 mil yani 32 km derinlikte Suriye-Irak sınırının Malikiye sınırına kadar süren bir güvenli bölge oluşturmaya çalışmaktdır. 

Amerikalıların planı ise Türkiye ile birlikte  5 km ile 15 km derinlikte bir güvenli bölge kurmak. Çünkü eğer bu güvenli bölge oluşturulursa YPG’liler tamamen Amerikalıların koruması altında kendi bölgelerinde şu andaki özerk ya da kanton bölge olarak oluşturdukları bölgeleri meşrulaştırmış olacak. Türkiye bu yüzden bu tür planlara karşı çıkmaktadır. Amerikalılarla şu ana kadar mutabık kaldıkları 3 konu var. Onlardan biri Müşterek Harekât Merkezi’nin kurulması. İkincisi Türkiye’ye gelen tehditler konusundaki sorunlar ya da tehdidin ortadan kaldırılması, üçüncüsü Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin ya da Suriye’den gelen yeni göç akınının önüne geçilmesi konusunda mutabık kaldıklarını açıklamışlardır. Ama şu ana kadar ne Türkiye tarafından ne de Amerika tarafından kilometre konusunda özellikle derinlik konusunda herhangi bir açıklama gelmediğini görüyoruz. 

Türkiye, ABD ile mutabık kalınan noktalarda ilerleme olmazsa TSK’nın B ve C planının olduğunu açıkça dile getirdi. Bu planlar nasıl işleyecek neler söylersiniz?

Türkiye’nin ABD ile vardığı mutabakat noktaları konusunda herhangi bir ilerleme kaydedilmezse Türk Silahlı Kuvvetleri’nin zaten şu anda sınırda ciddi bir yığınağı var, Suriye için ciddi bir hazırlık söz konusu. Bunun için eğer bu mutabakata Amerikalılar sadık kalmazsa Türkiye’nin B planı var. Türkiye’nin güvenli bölge konusunda A planı Amerikalılarla diplomatik olarak anlaşıp  o bölgeyi tamamen güvenli bölge ilan edip ve YPG terör örgütünden temizlemektir. B planı ise; kesinlikle sınır ötesi yani Fırat’ın doğusuna olası bir askeri operasyondur. Tabi bu B planı olarak da Türkiye’nin askeri operasyon; geniş kapsamlı değil sınırlı alanlara bir operasyon yapabililer. C planı ise o bölgeyi tamamen kontrol ettikten sonra o bölgeyi güvenli bölgeye dönüştürüp Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin o bölgeye intikal etmesini sağlamaktır. Türkiye’nin Suriye’de 3 önemli ve temel stratejisi var. Bunları hedef olarak söyleyebilirim ve bunlardan ilki Suriye’nin topak bütünlüğünü sağlamak, ikincisi Suriye’deki terör örgütleri özellikle YPG/PKK terör örgütünün Suriye’nin kuzeyinden tamamen çıkarılması ve o bölgenin tamamen güvenli bölge ilan edilmesi. Üçüncüsü de Türkiye’de bulunan mültecilerin kurulacak güvenli bölgeye yerleştirilmesi. Şu anda Türkiye’de 4 milyona yakın Suriyeli mülteci var ve Türkiye Suriyeli mültecilere 37 milyar dolar harcamıştır. Bu nedenle Türkiye’nin bu mültecilerin en azından planlanan güvenli bölge oluşturulduktan sonra yüzde 60 ila 70’inin kendi ülkelerine geri dönmesini sağlamaktır. 

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ile ABD Silahlı Kuvvetleri unsurlarınca ilk ortak kara devriyesi gerçekleştirildi. Atılan bu adım sürekli mi olacak yoksa Türkiye operasyonlarını gerçekleştirecek mi?

Amerika özellikle Pentagon’un sözcüsünün açıklamasında ortak devriyeyi “dönüm noktası” diye nitelendirmişti. İkili mutabakatın ilk aşamasının hayata geçtiğini gösteriyor. Ama “dönüm noktası” tanımlaması burada Türkiye’yi biz orada şu aşamada özellikle askeri operasyon yapmasının önüne geçtik, ikna ettik gibi algı oluşturmaya çalışmaktadır. Ayrıca ABD’liler Türkiye bizimle bu konuda hareket ettiğinin göstergesi olarak bakıyor ve beraber hareket ettiğimiz için bir dönüm noktası tanımlaması yapmıştır. Çünkü bilindiği üzere Türkiye çok ciddi anlamda Fırat’ın doğusuna askeri operasyon hazırlığı içerisindedir ama bu görüşmelerden sonra bu operasyonu ilk aşamada biraz ertelemiş görünüyor.

TSK İle Amerikalının helikopterle Fırat’ın doğusu üzerinde uçuş yapması önemlidir. Türkiye açısından bu devriyelerin en önemli noktası o bölgedeki arazileri iyice bilmesi, görmesi, aslında bunların hepsini keşif uçuşları olarak da nitelendirilebilir. Zaman içerisinde eğer Amerikalılar herhangi bir anlaşmaya uymazsa Türkiye operasyon yaptığı zaman bu bölgelerin arazi taraması olarak arazide keşif yaptığı için bu bölgelere daha hâkim olabilecek güçte olduğunu kabul edebiliriz. Ancak Türkiye Amerikalıların zaman kazanma taktiğinden oldukça rahatsız. Çünkü Türkiye’nin istediği o bölgede YPG’nin tamamen temizlenmesi ve güvenli bölge ilan edilmesi. Amerikalıların bu konuda çok fazla samimi olmadıklarını düşünüyorum. Amerikalıların, daha önce de Suriye’de farklı hedefe sahip oldukları ve Suriye’nin en verimli toprakları olan Fırat’ın doğusunu kontrol ettikleri için böyle kolay kolay başka ülkelere veya başka aktörlere bırakacaklarını düşünmüyorum.

Peki Türkiye ne yapacak, sizin beklentileriniz neler?

Türkiye ile ABD arasındaki mutabakat daha yeni olduğu için önümüzdeki süreçte buna ne kadar uyulacak, Türkiye ne zaman bunların mutabakata uymadığını görüp olası bir operasyon başlatacak onu da tabi önümüzdeki süreçte bekleyip görmemiz gerekiyor. Bence eğer Amerikalılar mutabakata uymazsa Türkiye’nin muhtemelen küçük çaplı da olsa askeri operasyon yapacağını düşünenlerdenim. Belki 5 ila 9 kilometre derinlikte bir operasyon yapması söz konusu olabilir. Bu nedenle Türkiye ortak kara ve hava devriyelerle uzun süre sürdürmesini beklememekteyim.

Türkiye bu süreçte özellikle Amerikalıların samimiyetini test etmek istiyor. Bu nedenle ABD ile üç madde konusunda mutabık kaldıklarını açıkladılar. Ama Ankara daha önce de Amerikalılarla bunu somut bir örnek olarak Menbiç’te yapmıştı. Özellikler Haziran 2018’de Amerikalılarla Menbiç mutabakatı konusunda ortak devriye gezme konusunda mutabakat sağlanmıştı. Menbiç’tekiYPG’liler hala kentte bulunmaktadır ve bunlar herhangi bir şekilde çıkarılmadı. Çünkü Menbiç mutabakatına göre oranın yönetimi tamamen yerli halka verilecekti. Amerikalılar buna uymadılar bu nedenle Türkiye şu andaki mutabakatı özellikle Ankara mutabakatında Amerikalı heyetle daha temkinli davranmaktadır. ABD zaman kazanmak istiyor ama Türkiye’nin de bu tür taktiklere karşı fazla beklemeyeceğini de biliyor. Bu nedenle ikinci bir Menbiç mutabakatının vuku göstermemesi için Amerikalılar daha titiz ve hızlı davranmalıdır.