Anlamı son derece hüzün veren bir kelime…

Kurban olmak, kurban vermek, kurban etmek, kurban kesmek, kurban yemek, kurbanlık…

Tek başına da başına sonuna hangi eki koyarsanız koyun bir anlamı da pozitif değil.

Ve bu, bayram olarak kutlanmakta…

Kan revan görüntüler, eziyet içinde kesilememiş hayvanlar, yaralanmış kesiciler.

Bu gün benim için bayramdan çok bir katliamın dönümü, döngüsü…

Kurban için bağışlar toplanıyor,… boy boy afişlerde yerde yatan hayvan ve başında kan kan diye gözü dönmüş adamların görseli… ve her sene kurban günlerinin ardından binlerce hastanelik insan haberleri… Kendimi bildim bileli bu haberler hep aynı. 

Bağış tamam, insanlara destek olmak tamam. Ama neden bu kadar vahşice, meydanlarda hatta çocukların gözü önünde  acemice kan gösterilerine şahit olunmakta?

Sonra da çocuklar neden hırçın saldırgan huysuz deyip travmalara danışman aranmakta!

Batı ot yemeğe yönelirken biz de hala ET ET ET

Etin insanı vahşileştirdiği, agresifleştirdiği, saldırganlaştırdığı gerçek.

Niye tercihlerimizi bu yönde kullanıyoruz ki ?

Şu lafı ne kadar düşündürücü;

Hayvanlar benim dostum, siz dostlarınızı yer misiniz?

Yeriz kardeşim dostlarımızı da yeriz. Ağaçlarımızı da inşaatlara kurban ederiz… Kurban her şekilde bizim göbek adımız.

Oysa kurban ve hayırseverlik, tamamen aykırı iki kelime

Ben hayrımı da bağışımı da yapıyorum. Duygularımı da kullanıyorum. Hiç bir canlıyı incitmiyorum. Yalan söylemiyorum. Yaşlılara çocuklara yardım ediyorum. İnancım da tam şükür.

Bu yolda bir hayvana kıyamam, eziyet edemem. Çünkü evde kedilerim köpeklerim var. 

Kim ne derse desin!

Herkes her türlü yolsuzluğu yaparken bayram deyip tüm duygu sömürüleriyle dolu fotoğraf filmlerle ortaya çıkıp yardım istemesin. Gerçek yardım doğru mecralardan yapılmalı. Al sana en büyük hayvanı kurban ettik deme görgüsüzlerini de şiddetle kınıyorum. Borçla hava olsun diye kurban alanları da…

Bayram yaklaşıyor dünya kadar vakıf türüyor. Yok ya. Göz göre göre kurban aranıyorlar. Herkesin bağışı da yüreği de kendine kardeşim.

Buyrun noldu şimdi bu gencecik hayata?

Tıp öğrencisi Onur’un bilinçsizliği ve ortamın gizli baskısı… ‘Ankara'nın Pursaklar ilçesinde, kaçan kurbanlığın peşinden giden Kırıkkale Üniversitesinde Tıp Fakültesi öğrencisi olan Onur Eker (20), Kurban Bayramı'nın 3'üncü gününde ölü bulundu.’ 
O da mutlaka hayvan seviyordu, belki de besliyordu ve kıyamıyordu. Dedesinin yanında kurban kaçtı diye hayvanın peşinden gitti.

Bu ikilem ve bilinçsizlik daha çok sürer gider. Biz daha çookkk kurbana giderken kurban oluruz.