22 ARALIK 2015 SALI Mars gününde Ay Boğa burcundayken güne başladık. Yılın en uzun gecesini yaşadık.
Boğa burcu Dünya ile ilişkilendirilir. Ay  Boğa burcundayken;  dünyevi zevklerimiz ön plana çıkar. Her türlü keyif konusuna giren; tad alma, yeme içme,  dokunma, zevkler, koku gibi, 5 duyumuza hitap eden konulardan  daha çok zevk alırız bu 2,5 günlük süreçte.

Zor olan işlerden kaçarız. Kolay yapılabilecek olana yöneliriz. Hareketlerimiz de ağırlaşır ayrıca.

Tabi bu durum, yeme içmeye duyulan hazdan dolayı,  kilo alma riskini de birlikte getiriyor…

Bu süreçte soyut olandan çok somut elle tutulur ve belli bir değeri olan materyaller ilgimizi çeker.

“Tembellik” te bu iki gün boyunca, yapmaktan en çok keyif aldığınız konu olur…

Bu iki günlük süreçte ağır hareket edip, keyif veren uğraşlarla zamanımızı geçireceğimizden enerji depolamamıza neden olacaktır. Bu enerjiye takip eden Ay’ikizler konumu için ihtiyacımız olan enerji olacağından  bu durumun da hiç zararı yoktur ayrıca….

Öğleden sonra saat 16:27’de  başka bir açısı kalmayan  Ay  İkizler burcuna geçene kadar boşlukta ilerleyecek. Ay boşluktayken herhangi bir  yeni bir iş başlatılmaz. Daha önceden başlatılmış işleri akışta kalarak takip etmek en doğrusudur…

GÜNÜN ÖNEMLİ GEZEGEN HAREKETİ:

Sabah saat 06:47 itibari ile  Güneş Oğlak burcuna geçiyor.

Güneş  Oğlak burcundayken ciddi ve soğuk oluruz. Bu günlerde melankolik davranışlar sergileyebiliriz.

Oğlak “sistem” demektir. Bugünlerde sistemli çalışmak en iyi başardığımız özellik olacaktır. 

Gece yarısı saat  02:52 itibari ile  Ay’ın  Pluto ile 120 derecelik açısının etkisi altında, derin duygular hissedilir.

Sezgiler artar. Bu günleri araştırma yapmak için değerlendirebiliriz. Plüto ayrıca duygular üzerinde dönüştürücü etkilere sahiptir. Dolayısı ile bu etkiyi okült konular için de değerlendirebiliriz…

Saat 03:06’ de Ay Boğa burcunda Parlayan Ay fazına geçecek. Olayımız ve niyetimiz olgunlaşmış ve görünür durumdadır… 

Sabah saatlerinde 07:04’de  Ay’ın  Chiron ile 60 derecelik açısının  altında duygularımızın şifa bulacağı saatlerdir…. 

Sabah saat 08:43 itibari ile  Ay’ın Merkür ile 120 derecelik açısının altında zihinsel faaliyetlerimizden duygusal olarak beslendiğimiz saatlerde oluruz. 

Kolay konsantre olabildiğimiz saatlerdir. Bu nedenle öğrenme açısı olarak ta değerlendirebiliriz.. 

Öğle saatlerinde saat 12:36’de Ay’ın  Venüs ile karşıt açısının etkisi altında ikili ilişkilerden duygusal sorun yaşadığımız saatlerdir.

Finansal piyasanın da olumsuz seyrettiği zaman dilimidir bu. 

Akşam üzeri saat 16:26 itibari ile Ay’ın Jüpiter ile 120 derecelik açısının altında duygularda abartılar yaşanabilir. Hormonal denginizin de bozulabileceği yüksek hormonal değerleriniz bu saatlerde çıkması mümkündür. Dikkat.

Akşamüzeri ise Ay’ın saat 21:59 itibari ile Ay’ın  Ay Düğümleri ile uyumlu açısının etkisinde kadersel olarak atacağınız adımlarınızda içgüdüsel davranarak doğru olanı seçebilirsiniz.

 ***   

HAVA  TAMAMEN  KARARMIŞTI

  Kıpti, meydanda kendisini dinleyen üç din adamına ekleyecekleri bir şeyin olup olmadığını sordu.

Onlar da  evet,var anlamında başlarını salladılar.

Haham söze başladı :

Büyük bir din âlimi,Yahudilerin her zulüm gördüğüne şahit olduğunda,o rmana gider bir ateş yakar ve Tanrıdan mucize istermiş.

Tanrı da onun dileğini yerine getirirmiş.

Derken bir gün öğrencilerinden birisi de ormana gidip Tanrıya yakarmış :

Ben kutsal ateşi yakmayı bilmiyorum ama o duayı biliyorum, lütfen bana yardım et demiş.

Tanrı onun dileğini de gerçekleştirmiş.

Başka bir nesilde,başka bir haham yine zulüm karşısında dua etmek için ormana gitmiş ve yakarmış :

Ben ne kutsal ateşi ne de duayı bilmiyorum ama ormandaki yeri biliyorum, lütfen yardım et Tanrım demiş.

Onun dileği de kabul olmuş.

Aradan yine yıllar geçmiş, Haham İsrail tekerlekli sandalyede oturmaktayken Tanrıya seslenmiş :

Ben ne kutsal ateşi yakmayı biliyorum ne de ormana gidebilirim.

Elimden gelen tek şey sana yalvarmak,yakarmak demiş.

Ve mucize yine gerçekleşmiş.

Öyle ise siz de bu akşam burada konuşulanları başka insanlara aktarın.

Yine rivâyet olunur ki; Adamın birisi bedevi dostunun kapısını çalar , ondan dört bin dinar ister,

Dostu,evdeki tüm parasını denkleştirip kendisine verir ama yine de yetişmez parası.

Bunun üzerine sokağa çıkıp eksik kalan parayı toplar ve arkadaşına teslim eder.

Adam gittikten sonra bir kenara oturup ağlamaya başlar ,eşi de sorar,

sen şimdi konu komşuya borcumuzu nasıl ödeyeceğiz diye mi ağlıyorsun?

Adam, hayır, der.

Ben dostum bu haldeyken onun ihtiyacını fark edemediğim için ağlıyorum.

Öyleyse siz de bu akşam burada olanları elinizden geldiğince anlatın, başkalarıyla paylaşın.

İmamın konuşması bitince Papaz söze girişir :

Vaktiyle bir çiftçi tohum ekmek için evden ayrılır, fakat tohumlar yolda yerlere saçılır.

Kuşlar gökten inip tohumları yemeğe başlar.

Tohumun biri taşocağında yere düşer, toprak orada derin olmadığı için çabucak yeşerir ve filizlenir.

Başka bir tohum dikenliklerin içine düşer fakat gelişip büyüyemez, dikenler arasında kalır.

Diğer bir kısım ise verimli bir araziye düşer ve meyve verir.

Bire yüz, bire üç yüz çoğalır ve bereketlenir.

İşte bu yüzden tohumlarınız gittiğiniz her yere serpin, hangisinin ne zaman büyüyüp serpileceğini bilemezsiniz.

 Gece karanlık çöker ve Kıpti insanlara evlerine gitmelerini yazma bilenlerin bu duyduklarını yazıya geçirmelerini ,bilmeyenlerin ise gördükleri, duyduklarını başka   insanlara anlatmalarını  ister.

Bu sözlere kulak veren kişiler gerçek dünyayı ve hayatın gizemini çözecektir, perdeyi yırtıp atacaklardır,bunu başaramayanlar ise zaten kaybedeceklerdir.

 Yolunuz açık olsun…

 Diyerek tamamlar Kıpti sözlerini.

 Paulo Coelho
Sağlıkla