GÜNÜN GÖKYÜZÜ KALİTESİ
Bugün 23 EKİM 2015 Cuma Ay Kova burcunda olarak güne başladık. Sabah saat 07:22 ‘de Ay boşluğa düşecek. Bir sat kadar sonra saat 08:18’de Ay Balık burcuna geçecek.
Ay Balık burcundan geçerken iyimserlik duygusuna bürünür merhamet duygumuz ön plana çıkar. Bugünlerde biraz içe çekilip meditasyon veya kişisel gelişimle de ilgilenmek isteyebiliriz…
ÖNEMLİ GEZEGEN HAREKETLERİ:
Gece güne başlar başlamaz saat 00:21 itibari ile Merkür’ün Pluto ile doksan derece açısının etkisi altında düşüncelerin manipüle olduğu , hoşgörü ve toleransın azaldığı bir sürecin etkisine giriyoruz…
Adeta sözlerle veya fikir beyanları ile güç savaşları yaşanır. Bir çeşit meydan okunur..
Bir de bir başka gezegen Venüs ile de öğle öncesi açı kuracak..
Öğle öncesi saat 10:42’de Venüs’ün Pluto ile 120 derece açı ile sanat ile değişim dönüşüm, paranın gücü ile değişim, aşk ile değişim dönüşüm, tutkulu aşklar zamanı da diyebileceğimiz bir zamandan bahsedebiliriz..
Güzelliğin ve estetiğin temsilcisi Venüs ile gücüm ve hırsın temsilcisi Plüto’nun etkin olduğu bu günlerde sağlam olan aşklar güçlenirken, çürük olanlar yıkılacaktır…
Bu açının etkin olduğu süreçte yeraltında ki değer gündeme gelebilir. Madenler ile ilgili bir “değer ve paha” konuları bu günlerde gündemi oluşturabilir…
Öğleden önce saat 11:47’de kavga, agresyon ve harekete geçmemizi sağlayan gezegen MARS ile bizi tedavi eden Chiron 180 derecelik açısının etkisinde, ruhumuzun hırpalanarak yaralanması söz konusudur.
Akşam üzeri saat 20:46’de Güneş Akrep burcuna geçecek..
Her şeyde tutkular başlar başlar. Hisler derinleşir. Sezgiler kuvvetlenir.
Her türlü duygunun uçlarda yaşanması muhtemeldir..
Hırs, intikam, kıskançlık, öfke gibi güçlü duygulara oldukça tutku ile yaşanır…
Güneş’in Akrep burcundan geçtiği bu dönemde kişiliğimizin güçlenmesini ve değişmesini yaşarız. Ve yaşadıklarımızla hayatta kalmayı deneyimleriz….
Ay Gün içinde sabah öğle ve akşam olmak üzere üç önemli açı gerçekleştiriyor. Bunlardan biri sabah saat 07:21’de Güneş ile kuracağı 120 derecelik güçlü ve uyumlu açı.
Bu açının etkisi ile eril ve dişil enerjide uyumlu akım, kadın erkek ilişkisinde denge ve duygu ile mantık arasında bir denge söz konusu olur…
Öğle saatlerinde ise saat 13:34’de Ay’ın Satürn ile kurduğu doksan derecelik uyumsuz açısı ile kadınlarla aramızda sorumlar yaşanabilir. Mesafe konulabilir.
Anılar sıkıntı verebilir. Hatıralar duygusal olarak daralma hissini yatabileceği birkaç saatlik süreç yaşayabilirsiniz..
Akşam geceye doğru ilerlerken ise saat’de 20:16 Ay’ın Neptün kavuşması sonucu sanatsal yaratıcı tarafımız ilham alarak somut olanların sanat ile açığa çıkması için içinde fırsatlar barındırabilir.
Diğer taraftan ibadet veya meditasyon olarak ta değerlendirilebilecek saatlerdir..
***
Bugün kü hikayemizi değer bilmek özellikle vaktinde değer bilmek üzerine seçtim.
Genç adam kollarında bir buket çiçek, sahile koşarak geldi.
Gözleri şöyle bir sahilde gezindi, aradığını göremeyince ilk gördüğü banka oturup sevdiğini beklemeye başladı.
Ellerinde yine her zamanki çiçeklerden vardı.
Sevgilisinin en sevdiği çiçekler bunlardı.
Kırmızı, kıpkırmızı, kan kırmızısı güller... Sanki dalından yeni koparılmış gibi tazeydiler.
Buram buram sevgi kokuyor, aşk kokuyor en önemlisi de
özlem ve hasret kokuyordu güller...
Hepsinin üzerinde damlalar vardı. Sanki ağlıyor gibiydiler. ..
Genç adam güllere baktı, sanki onlarla konuşuyormuş gibi, "Neden ağlıyorsunuz, bakın ben ne kadar mutluyum" dedi.
Az sonra sevdiğini göreceği için kalbi yine deli gibi atmaya başlamıştı.
Ne zaman onu düşünse, onunla buluşacağını hayal etse kalbi hep böyle yerinden çıkacakmış
gibi oluyordu.
Senelerdir birbirlerini sevmelerinde rağmen ikisi de sevgisinden hiçbir şey kaybetmemişti.
Onları hiçbir şey ayıramazdı...
Ne hasret, ne ayrılık, ne de ölüm...
Genç adam telaşla saatine baktı. Sevdiği yine 1 dakika geç kalmıştı.
Üstelik o,sevdiğini bekletmemek için dakikalarca
önce koşarak geliyor, onu beklemeyi bile seviyordu.
Oysa o, her zaman kendisini bekletiyordu. Herkesin bir kusuru olurmuş diye düşündü. Ve gözlerini önündeki uçsuz bucaksız denize dikti...
Denizin sonu yok gibiydi, tıpkı sevdiği kıza olan aşkı gibi denizin de sonu yoktu.
Sonsuzluğa uzanıyordu...
Aslında bugün onlar için çok özel bir gündü. Kendi aralarında sözleneceklerdi.
Delikanlı önce bunu sevdiğine açmış, sonra da gidip 2 tane yüzük almıştı.
Bu kadar önemli bir günde bari, onu bekletmemeliydi.
Ama alışmıştı artık beklemeye, zararı yok biraz daha beklerim diye düşündü.
Güllerin yaprakları nedense hâlâ yaşlı idi. Bir türlü anlamıyordu onları.
He rşey bu kadar güzelken neden ağlıyorlardı ki?
İşte az sonra sevdiği gelecek, ona sarılacak, kucaklaşacaklardı...
Sonra söz yüzüklerini takıp, evliliğe ilk adımlarını atacaklardı.
Genç adam öyle heyecanlıydı ki, sevdiğine kavuşmak için can atıyordu...
Martılara baktı, birbirleriyle oynaşıp, uçuşan martılara...
Ne kadar güzel dans ediyorlardı havada.
Tekrar saatine baktı genç adam. Endişelenmeye başlamıştı. Sevgilisi yine geç kalmıştı, hem de çok... Bu kadar geç kalmaması gerekiyordu.
İşte her gün burada buluşmak için sözleşmiyorlar mıydı? Her gün sahilde, martılara bakarak, denizin onlara anlattığı masalları dinleyerek birbirlerine sarılıp hasret gidereceklerine
söz vermiyorlar mıydı ?
O zaman neden gelmemişti yine ??
Aklına kötü düşünceler gelmeye başladı.
Hayır! Hayır, olamazdı. Sevdiğine birşey olamazdı.
Onsuz hayat yaşanmazdı ki...
O ölse bile devamlı benimle yaşar diye düşündü genç adam.
Bunun düşüncesi bile hoş değildi.
Gözlerini yere indirdi. Gözyaşlarını kimsenin görmesini istemiyordu.
Zaten nedense etrafındaki insanlar ona sanki kaçık gibi bakıyorlardı.
Rahatsız olmaya başladı bakışlardan.
Artık bıkmıştı...
Yine sevgilisi geldi aklına...
Neden gelmedi acaba diye düşünmeye başladı. Gözlerini kapattı. 7 sene oldu
dedi.
7 senedir her gün bu sahildeydi.
Sevdiğini bekliyordu.
Daha fazla dayanamadı.
Kalbi parçalanacak gibi oluyordu.
Gözlerinden bir damla yaş daha güllerin üzerine damladı.
Yine gelmeyecek galiba, en iyisi ben onun evine gideyim diye mırıldandı...
Hiç olmazsa gülleri her zamanki gibi yanına koyar, ona vermiş olurdu...
Genç adam ayağa kalktı ve sevdiğiyle buluşmak üzere, yeşil tepenin ardındaki kabristana doğru yürümeye başladı...
Yazarı Bilinmiyor
Sağlıkla