Bugün; 19 ARALIK 2015 CUMARTESİ Satürn günüde Ay Koç burcundayken güne başladık.

Ay Koç burcundayken; bir çocuk heyecanı ve meraklı oluruz.  Neşeleniriz. Hayata yeniden başlamış gibi yaşarız bu dönemi.
Genelde olaylarının sonunu düşünmediğimizden kalkıştığımız işler yüzünden sonradan başımızı derde sokabiliriz. Hevesimiz çabuk geçtiğinden başlanılan bir işi aynı sabır ile bitiremeyebiliriz bu günlerde…
Medikal astrolojide Koç; “başı” temsil ettiğinden bugünlerde başınıza dikkat edin. Baş ağrısı da bugünlerde yaşayabileceğimiz sağlık sorunlarındandır…

GÜNÜN ÖNEMLİ GEZEGEN HAREKETLERİ:
Akşam üzeri saat 17:26’de  Venüs’ün  Chiron ile 120 derecelik açısının etkisi altında  İkili ilişkilerde alınan yaralardan şifalanma görüleceği süreçte olduğumuz anlaşılır. Hayatta aldığımız yaraların şifalanma zamanı.
Yaraların bazılarını direk kadınlardan alabiliriz. Ancak şifa da bulunur.
Geceye doğru etkinleşen 20:55 Merkür’ün  Pluto ile kavuşması ile; düşüncelerimiz, fikirlerimiz, sözlerimiz değişim dönüşüm gücüne sahiptir.
Derin, tutkulu ve sezgisel bir dönemdir. Okült çalışmalar için de ugun bir dönemdir. Bu gece yapacağınız duaların etki gücü vardır. 

AYIN AÇILARINA BAKARSAK:

Sabah erken saatte 06:39 itibari ile Ay’ın Chiron ile kontra paralel açısı ile duygusal olarak yaralandığımız saatlerdeyiz. Dolayısı ile sabah uyanırken, kendimizi üzgün ve yaralanmış hissedebir, Ama neden olduğunu tam bilemeyiz.
Öğleden sonra saat  16:01 itibari ile Ay’ın Satürn ile 120 derecelik açısının  altında; kolay kansantre olur ve öğrendiklerimiz kalıcı bilgiye dönüşebileceğinden öğrenme açısı olarak değerlendirebiliriz…
Germişe ait anılarda canlanabilir gözünüzde. Geçmişe ait hatıralar zamanı olduğundan nostalji olarak ta yaşanabilir bu durum..
Akşamüzeri saat 22:39 itibari ile Ay’ın Jüpiter  ile kuracağı pararlel açının etkisi ile; abartılı duygular devreye girer.
Duyacağınız çoşku yüzünde her şeyi abartablirsiniz. 
İştahınız da anormal şekilde açılır.
Tabii yemeyi de. Bu nedenle farkında olup abartmayın, kilo alabilirsiniz..

***  
NEYİ  BESLİYORUZ?

Yaşlı Kızıl dereli reisi, kulübesinin önünde torununuyla oturmuş, az ötede birbiryle boğuşup duran iki köpeği izliyordu.
Köpeklerden biri beyaz, biri siyahtı ve oniki yaşındaki çocuk kendini bildi bileli köpekler dedesinin kulübesinin önünde boğuşup duruyorlardı.
Dedesi nin sürekli  göz önünde tuttuğu, yanından ayırmadığı iki iri kurt köpeğiydi bunlar.
Çocuk kulübeyi korumak için bir köpeğin yeterli olduğunu düşünüyor, dedesinin ikinci köpeğe neden ihtiyacı olduğunu ve renklerinin neden “siyah ve beyaz” olduğunu anlamak istiyordu.
O merakla dedesine sordu;  
Yaşlı reis, bilgece bir gülümseme ile cevap verdi:
“Onlar benim içimdeki iki simgedir evlat.”
“Neyin simgesi?” diye sordu çocuk.
“İyilik ile kötülüğün simgesi.
Aynen şu gördüğün köpekler gibi, iyilik ve kötülük içimizde sürekli mücadele eder durur. Onları seyrettikçe ben hep bunu düşünürüm.
Onun için yanımda tutarım onları.”
Çocuk sözün burasında  “Mücadele varsa, kazananı da olmalı” diye düşündü ve her çocuğa has, bitmeyen sorulara bir yenisini ekledi.
“Peki, sence hangisi kazanır bu mücadeleyi?”
Bilge reis, derin bir gülümseme ile baktı torununa.
“Hangisi mi evlat?
Ben hangisini daha çok beslersem o kazanır.”


Sağlıkla