İnsanlar tarafından var edilen gündem ve kontrolümüz dışın da seyir bulan haller toplamı. Bu haller toplamı biz insanların gündemini oluşturmaktadır.

Fazlasıyla konuştuğumuz, düşündüğümüz, izlediğimiz, okuduklarımızdır. Daireyi daha küçültebiliriz, kişi ve aile darlığında da bakmamız mümkün tabi. Bu dar alanda kısa paslaşmalar olur ki; âlem, dünya, ülke, şehir meselelerinden uzak, kopuk kalırız. Gündeme müdahil olmak birçok meselede zor gibi görünse de, haberdar olmak her sosyal vatandaşın önceliklerindendir, olmalıdır. Olan bitene bakmamak, görmemek, takip etmemek ise ‘’sosyal körlük’’ diye tanımlanır. Kişilerin bütün meseleleri yakın takipte olmaları, alakadar olmaları beklenmez. Teknoloji, tıp, futbol, medya, edebiyat, bulmaca, moda, tarım, doğa vb örnekler çoğaltılabilir. İnsan kendi ilgi alanı ve merakı doğrultusun da konuya takipçi olabilir ya da bizzat içinde yer alır.

Yazımda ki vurgum biraz da serzeniş, tüm olan biteni takibimle birlikte, tüm insanlığı, hep birden mutlu edecek bir gelişme, kazanım yaşayamadık. Geriye dönük olarak onlarca yılı hatırlamaya çalıştım, unutmuş olabilme ihtimaline karşı kaynaklara başvurdum, bulamadım. Kişiyi, aileyi, kurumu, şehri, grubu, zümreyi, sülaleyi mutlu edecek güzel gelişmelerden bahsetmiyorum. Dünyada ki tüm insanları mutlu edecek, sevindirecek gündemi bulmaya çalıştım, yok. Dünya denilince acaba zor mudur dedim kendimce, bir tık küçülttüm, ülkelerde ki tüm insanları baz aldım, doğal olarak kendi ülkemi gözden geçirdim.

Acılar, üzüntüler, felaketler, kayıplar alabildiğine fazla, ilk anda dahi onlarcası aklıma düştü. Depremler, kazalar, patlamalar, vahşetler vb gibiler geldi aklıma. Tüm ulusu, yaşı, cinsiyeti, düşüncesi ne olursa olsun, hep birlikte sevinmemize, mutlu olmamıza sebep bir durum yakalayamadım. On yıldan fazla olmuştur, milli futbol takımımızın dünya sıralamasın da yer alması, haltercimiz ‘’Naim Süleymanoğlu’’ nun olimpiyattaki başarısı. Bu örnekler dahi bir branş, spor etkinliği.

Ülkemiz insanını, tamamına yakınını mutlu edecek, sevindirecek bir gündem maddesi bulamamışken, neredeyse her ay birden fazla üzülün leçek ne çok olay yaşamaktayız. Neredeyse toplumsal depresyon içine gireceğiz. Savaş içinde değiliz, felaket içinde değiliz, yıkım yok, kayıp yok, hayatımız böylesine tek düze giderken neden bu kadar acı var, hüzün var. İnsan olarak, tüm insanları mutlu edecek, sevindirecek gündemi gerçekleştireme sekte, acıdan, hüzünden uzak kalabilmeyi başarsak diyorum. Kendimiz için böyle bir arzu duyarken, bizlerden sonra ki neslin, gençlerimiz ve çocuklarımızın daha ılımlı günlerden geçmesi, sağlam yaşanmışlıklarıyla, özgüvenli ve mutlu olabilmeleri için.