Rusya Devlet Başkanı Putin’in Çağlar’a Dostluk Nişanı vermesinin gerekçesini yalnızca, “Türkiye ile Rusya arasındaki uçak krizinin çözümünde oynadığı role” bağlarsak, perde arkasındaki gerçek aktörleri gözardı edersek, bir hakkı telim ederken bir büyük haksızlığa imza atmış oluruz. Çağlar, törende yaptığı konuşmada, “Asıl kahramanlar Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin’dir” demiş; doğrudur, ama eksik kalmış bir açıklamadır.

Putin’in Cavit Çağlar’a Dostluk Madalyası vermesine ilişkin haberlerde Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’den hiç söz edilmiyor. Peki, uçak krizi nedeniyle buzlanan Türkiye-Rusya  ilişkilerinin normalleştirilmesinde en önemli rolü oynayan, Astana Süreci’ni başlatarak Türkiye’nin diğer taraflarla birlikte masaya oturmasını sağlayan, Fırat Kalkanı operasyonunun önünü açan Nursultan Nazarbayev’in çabalarını görmezden mi geleceğiz?

Eski bakan ve işadamı Cavit Çağlar, iki ülke ilişkilerinin gelişimine yaptığı katkılardan dolayı, Rusya Lideri Putin’den Dostluk Nişanı aldı. Uluslar arası ilişkilerde bu derece önemli rol oynayabilen saygın işadamlarımızın olmasından gurur duyduk. Cavit Çağlar’ın Rusya ile olan ekonomik ve siyasi ilişkilerimizin geliştirilmesine yaptığı katkıları alkışlıyoruz. 

Cavit Çağlar iki ülke arasındaki ekonomik ve siyasi ilişkilerin gelişmesinde önemli katklar sağlamıştır ve bu nedenle Dostluk Madalyası’na layık görülmüştür. Haberi 1. Sayfalarından duyuran bazı gazetelerimiz, madalyanın veriliş gerekçesini, “Türkiye ile Rusya arasında uçak krizinin çözümünde oynadığı role” bağlıyorlardı.  

Rusya Devlet Başkanı Putin’in Çağlar’a Dostluk Nişanı vermesinin gerekçesini yalnızca, “Türkiye ile Rusya arasındaki uçak krizinin çözümünde oynadığı role” bağlarsak, perde arkasındaki gerçek aktörleri gözardı edersek, bir hakkı teslim ederken bir büyük haksızlığa imza atmış oluruz. Çağlar, törende yaptığı konuşmada, “Asıl kahramanlar Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin’dir” demiş; doğrudur, ama eksik kalmış bir açıklamadır.

Putin’in Cavit Çağlar’a Dostluk Madalyası vermesine ilişkin haberlerde Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’den hiç söz edilmiyordu. Peki, uçak krizi nedeniyle buzlanan Türkiye-Rusya ilişkilerinin normalleştirilmesinde en önemli rolü oynayan, Astana Süreci’ni başlatarak Türkiye’nin diğer taraflarla birlikte masaya oturmasını sağlayan, Türkiye’ye, Fırat Kalkanı gibi sınır ötesi askeri operasyon yapabilmesinin önünü açan Nursultan Nazarbayev’in çabalarını görmezden gelmek haksızlık değil midir; tarihi gerçekleri çarpıtmak değil midir?

 İki komşu ülke ilişkilerinin düzelmesinin Türkiye açısından önemini anlayabilmek için, ülkemizi güney sınırlarımız boyunca kuşatmak isteyen terör kuşağının önünü kestiğimiz ve El Bab’ta destan yazdığımız Fırat Kalkanı’nı hatırlamak bile yeterlidir; “TEŞEKKÜRLER NAZARBAYEV!”   

Nazarbayev’in, uluslar arası saygınlığını kullanarak, Ocak 2016’dan itibaren başlattığı Türkiye-Rusya ilişkilerini normalleştirme girişimlerden haberdar olamayan basınımızın Cavit Çağlar’a verilen Dostluk Nişanı madalyasının arkasına sığınmaları, mesleki başarısızlıklarını örtebilecek mi, gerçekleri değiştirebilecek midir? 

NURSULTAN NAZARBAYEV’İ UNUTABİLİR MİYİZ?

Uçak krizi nedeniyle buzlanan Türkiye-Rusya ilişkilerinin normalleştirilmesinde en önemli rolü oynayan aktör olarak, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in gişimlerini ve çabalarını minnet ve şükranla anmamız gerekir. Dönemin Ankara Büyükelçisi Canseyit Tüymebayev’in olağanüstü çalışmalarını da unutmamamız gerekir.

Burada, tarihe not düşme adına belirtmek isteriz; basınımızda, Türkiye-Rusya ilişkilerinin normalleştirilmesinin perde arkasını ayrıntılarıyla ilk duyuran gazetemiz Önce VATAN  olmuştu. “Teşekkürler Nazarbayev” (03.07.2016) ve “İki Ülke Her Zaman Elele” (04.07.2016) başlıklı haberlerimiz Kazakistan gazete ve televizyonlarında da yayınlanmıştı. 

Tüm dünyada saygın bir devlet adamı olarak tanınan Nazarbayev, engin devlet deneyimine dayanarak, Türkiye ile Rusya arasında yaratılan uçak krizinin bir kurgu olduğunu, bu krizin iki komşu ülke ilişkilerini ve bölge barışını çok olumsuz etkileyeceğini görmüş ve Ocak 2016’da “çözüm” için devreye girmişti. Zor ve zorlu bir süreçti, ama hem Türkiye’nin hem Rusya’nın saygı duyduğu bir devlet adamı olarak, bu krizin her iki ülkeye de yarar getirmeyeceğini anlatması zor olmamıştı. Bu zorlu ve kritik iletişim sürecinde, dönemin Kazakistan Ankara Büyükelçisi Canseyit Tüymebayev’in çabalarını da takdirle anmak gerekir. 

Putin’in Rus uçağının düşürülmesinden dolayı Türkiye’nin özür dilemesi isteğine diplomatik bir formül bulunmuş, Erdoğan’ın mektubu, Nazarbayev aracılığı ile, o sıralar Özbekistan’ı ziyaret etmekte olan Putin’e iletilmiş, böylelikle, iki komşu ülke ilişkilerinin yeniden normalleşmesi sağlanmıştı. Bu arada Nazarbayev, Ağustos ayında Ankara’yı ziyaret etmiş, iki ülkenin her zaman elele olduğu mesajını vermişti. Çok geçmeden Cumhurbaşkanı Erdoğan da Astana’yı ziyaret etmiş, İslam Ülkeleri Zirvesi’ne katılmıştı. 

NAZARBAYEV, ASTANA SÜRECİ VE FIRAT KALKANI

Nazarbayev’in girişimleri sonrasında başlatılan Astana Süreci’nde Türkiye de masaya oturabilmiş, Suriye krizinin çözümünde söz sahibi olmuş ve sınır güvenliği ile ülke bütünlüğünü tehdit eden terör saldırılarına karşı Fırat Kalkanı operasyonunu yapabilmişti.  Fırat Kalkanı operasyonu, ülkemizi güney sınırlarımız boyunca kuşatma girişimine karşı sergilediğimiz bir devlet refleksiydi Fırat Kalkanı Türkiye’nin bir şahlanış hareketiydi. Fırat Kalkanı, Türkiye’nin, bir bölgesel aktör olduğunu bir kez daha ispat ettiği bir operasyondu. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, 15 Temmuz savrulmasına rağmen, Fırat Kalkanı’nda gösterdiği başarı, El Bab’ta yazdığı destan, yeni bir Türkiye haritası çizme hevesinde olanların Türkiye gerçeğini kabul etmelerini sağlamıştı. 

Bütün bunları dikkate aldığımızda, Nursultan Nazarbayev’in Türkiye-Rusya ilişkilerinin normalleştirilmesinde gösterdiği çabaları minnet ve şükranla anmamız gerekir. 3 Temmuz 2016 tarihli gazetemizde tam sayfa olarak seslenmiştik; yineliyoruz: “TEŞEKKÜRLER NAZARBAYEV!”

NAZARBAYEV VE MAĞCAN CUMABAYEV

1922’de, “Türk’ün Ateşle İmtihanı” olarak anılan Kurtuluş Savaşı’nın en ateşli günlerinde, onbinlerce kilometre ötelerden bir kardeş sesi duyulmuştu: Kazak şairi Mağcan Cumabayev, Anadolu’daki kardeşlerine “UZAKTAKİ KARDEŞİME” diye sesleniyor, Kurtuluş Savaşı’nda yalnız olmadığımızı hatırlatıyordu. Biz o sesi hiç bir zaman unutmadık; yıllar yılı yüreğimizin derinliklerinde yankılandı o kardeş seslenişi.. 

Biz Anadolu Kazakları, bize “kardeşim” diye seslenen Mağcan Ata’yı nasıl unutmuyorsak, Nursultan Nazarbayev’in ülkemizin çok kritik bir sürecinde el uzatmasını da hiçbir zaman unutmayacağız. “TEŞEKKÜRLER NAZARBAYEV” seslenişimiz, yüreğimizin derinliklerinden yükselen bir kardeş teşekkürüdür. 

HABERİMİZİN KAZAKİSTAN MEDYASINDAKİ YANKILARI

“TEŞEKKÜRLER NAZARBAYEV” başlıklı yazımız, dün kadar yakın bir geçmişte yaşadığımız çok önemli bir gelişme konusunda tarihe düştüğümüz bir nottu. İnternette, aşağıdaki linkleri girerek arama yaptığınızda, Türkiye-Rusya ilişkilerinin normalleştirilmesinin arkasındaki gerçek kahramanın kim olduğunu ayrıntılarıyla duyurduğumuz “TEŞEKKÜRLER NAZARBAYEV” başlıklı yazımızın Kazakistan medyasındaki yankılarını görebilirsiniz:

http://www.kazpravda.kz/news/prezident1/nazarbaev-sigral-vazhnuu-rol-v-deeskalatsii-otnoshenii-mezhdu-turtsiei-i-rossiei--obzor-turetskih-smi/

http://aikyn.kz/ru/news/show/26077-t_rkiyada_y_basylymdar_eldest_rgen_elbasy_n_nazarbaev_a_sheks_z_al_ys_

http://24.kz/kz/zha-aly-tar/sayasat/item/128053-ma-alasy-zhary-k-rdi

http://kazakh-tv.kz/kz/view/news_kazakhstan/page_164814_n-nazarbaev-sheneunikterge-shan-basyp-zhatkan-kitaptyn-sh