Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Suriye halkının yanında olduklarını belirterek, ''İnşallah, bir süre içinde, Suriye halkı da hak etmiş olduğu barışa, esenliğe, selamete kavuşur diye düşünüyoruz'' dedi.
     Adıyaman'daki programının ardından baba ocağı Sivas'ın Gürün ilçesine giderken, Malatya'nın Darende ilçesinde bir süre dinlenen İsmet Yılmaz, Adıyaman Belediye Başkanı Necip Büyükaslan'la Somuncu Baba Türbesi'ni ziyaret ederek, namaz kıldı. 


     Cami çıkışında vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği Bakan Yılmaz, daha sonra Hulusi Efendi Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı Hamidettin Ateş'in evini ziyaret etti.
     Bakan Yılmaz, ziyaretin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye'nin, bölgesinde adeta bir sulh adası olduğunu söyledi. Yılmaz, ''Türkiye, bu bölgenin sulh adasıdır, barış adasıdır. Türkiye'nin tek isteği de sadece ülkemizde barış ve istikrarın olması değil, bölgemizde de barış ve istikrarın olmasıdır'' diye konuştu.
     Barış ve istikrara katkıda bulunan her hareketin Türkiye tarafından desteklendiğini ve desteklenmeye de devam edileceğini, Suriye'deki olayın da bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini belirten Yılmaz, ''Hem silahlı kuvvetlerimizin hem de dış politikamızın hareket prensibini 'Yurtta Sulh, Cihanda Sulh' ilkesi oluşturur. Bu ilkenin ve prensibin dışına da taşmıyoruz. Dinimizin gereği de budur. Dinimiz İslam da barıştan, esenlikten gelir, selametten gelir'' dedi.
     Bakan Yılmaz, herkes için barış ve selamet istediklerine dikkati çekerek, ''Suriye halkının da yanındayız. Onların da bizim kadar barışa, esenliğe, mutluluğa, refaha ihtiyacı ve hakkı var. İnsanlar barış ortamında inançlarını, haklarını özgürlüklerini daha rahat daha kolay yaşar. Dolayısıyla da inşallah bir süre içinde, Suriye halkı da hak etmiş olduğu barışa, esenliğe, selamete kavuşur diye düşünüyoruz'' ifadesini kullandı.
     Darende'nin, Sivas'ın Gürün ilçesinin vazgeçilmez komşusu olduğunu, meşalesi ve şelalesiyle ününü duyurduğunu dile getiren Yılmaz, şunları kaydetti:
     ''Ben her zaman, 'Allah herkese Darende gibi komşu nasip etsin' derim. Şimdi Hulusi Efendi'nin kütüphanesini gördüm, gerçek bir ilim adamı ve çevresini aydınlatan gerçek bir aydın, gerçek bir meşaledir. İnşallah bundan sonra da bu meşale bu civarı aydınlatmaya devam edecektir. Onun eserlerini koruyan, bugüne kadar getirenlere teşekkür ediyorum. Bu, sadece kendilerinin değil, aynı zamanda millete karşı da onları koruma yükümlülüğü getiriyor. Artık nasıl ki 'insanlığın malı' diyoruz ya, burası bütün ülkemizin insanlarının ortak zenginliğidir, ortak mirasıdır. Ancak koruma görevi burada bulunanlaradır.''
     Bakan Yılmaz, daha sonra Gürün'e hareket etti.