24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimleri sonuçlandı ama daha bir süre gündemin önemli bir konusu olmaya devam edecek. Ama benim açımdan sonuçlar kadar önemli ve kaygı verici olan konu, seçim sonrası akp’li vatandaşların kutlamak için sokaklara dökülüp ellerinde otomatik silahlarla ortalığı savaş alanına çevirmeleriydi.

Ortalığın savaş meydanına dönüşmesiyle oluşan tabloyu görenlerin şüpheleri ve Türkiye’nin nereye gittiği konusundaki kuşkuları haksızmı!!! Biz adam gibi sevinmesini beceremezmiyiz! Eğer bir devletsek, yetkililerin spora, düğünlere ve muhtelif kutlamalara uzanan bu ilkel sevinme biçimine ve bu saçma ve tehlikleli gidişata muhakkak dur demesi gerekiyor. Devletin polisi, yargısı yokmu??? Burası muz cumhuriyetimi???

İstanbul’un göbeğinde ve her semtinde bu kadar fütursuzca bir çoğu uzun namlulu otomatik silahlarla bu insanlar serbestçe nasıl ateş açabiliyorlar, bu cesareti kimden alıyorlar?  Hiç bir yetkili neden görmez, neden müdahele etmez?

İşin kötüsü; bu görüntüler  “tehdit, şantaj ve sokaklardaki otomatik silahlı insanlarla kaos yaratılacağı” iddiaları ve benzer komplo teorilerini ilgiililer yalanlasa da böyle bir şeyin olmadığını açıklasa da video görüntülerinin yol açtığı şüphe fısıltı gazetesi gibi kulaktan kulağa yayılmakta... Sonuçta da iddialara inandırıcılık kazandırarak seçimler hakkında kuşkuya sebep olmakta.

KARDEŞİZ BİZ

Şu unutulmasın ki; seçim savaş değil, ülkeye hizmet için bir vasıtadır. (Rant işi ne olacak derseniz , o iş gayri yasal bir iş olduğu için konumuz dışıdır)“O” veya “bu” partiye oy verenler birbirinin düşmanı olmadığı gibi, belki de aynı ailenin fertleridir. Birbirimizi siyasi tercihler üzerinden ötekileştirmek, teröristle bir tutmak son derece yanlış olup, ilerde telafisi zor yaralar açacaktır.

Kazanlar az bir oy farkıyla kazanmış, kaybedenler de az bir oy farkıyla kaybetmiştir. Neticede vatandaşlarımızın yarısı iktidarı oluşturan partiler ittifakına, diğer yarısı da muhalefette kalan diğer partiler blokuna oy vermiştir. O halde lütfen birbirimize saygılı olalım. Hem beka sorunu var diyerek, hem de kendimize oy vermeyen %50’ye yakın vatandaşımızı teröristlik gibi ağır ithamlarla suçlamak, ötekileştirmek kabul edilemez. Nefret tohumları ekmenin, kindar nesil yetiştirmenin kimseye faydası olmaz...  Reklamlardaki gibi “KARDEŞİZ BİZ” sloganını hayata geçirelim...  

Her siyasi parti sonuçları değerlendirip başarısızlıklar veya beklenen sonucun alınamayışıyla ilgili olarak kendilerince sebepler üretmekte.  Onları dinlersek, hepsi seçimin kazanmış ve en başarılı kendileri olmuş... Dışardan bakınca tablo hiç te öyle değil... Parti  Yönetimleri ve adaylar, kendi özeleştirilerini samimiyetle yapıp, sebep ve sonuçları ortaya koymak ve bugünden itibaren gelecek sene yapılacak olan yerel seçimlere hazırlanmaya başlamak zorundadır. İşi son aylara bırakarak, aday belirmek için uğraşmak, nitelikli isimleri delege oyunlarıyla harcamak, doğru düzgün plan ve proje yapmadan ve her zamanki gibi sadece vatandaşın taraftarlığına umut bağlayarak seçim almak mümkün değildir.

Sonuçların Türk Milletine ve Türkiye Cumhuriyetine hayırlı olmasını temenni der, seçilenlere yeni dönem çalışmalarında başarılar dilerim.

Süheyl ÇOBANOĞLU

RUBASAM  Bşk.V.