12 Eylül askeri darbesine ilişkin dönemin Genelkurmay Başkanı ve 7. Cumhurbaşkanı Ahmet Kenan Evren ile emekli Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ali Tahsin Şahinkaya'nın, ''Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın tamamını veya bir kısmını değiştirmeye veya ortadan kaldırmaya ve anayasa ile teşekkül etmiş olan Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasına engel olmaya cebren teşebbüs etmek'' suçundan ''ağırlaştırılmış müebbet hapis'' istemiyle yargılanmasına başlandı.

Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dava için çeşitli siyasi parti, sendika ve sivil toplum kuruluşlarının üyeleri ile darbe mağdurları erken saatlerden itibaren adliye önünde toplandı.

''12 Eylül'ü Unutmadık, Affetmiyoruz'' ve ''Paşalar da Maşalar da Yargılanacaklar'' yazılı pankartlar açan, işkence görenlerin ve hayatını kaybedenlerin fotoğraflarını taşıyan gruplar, ''Darbecilerden hesap sorulsun'' sloganı attı.

Dava nedeniyle polis, adliye çevresinde geniş güvenlik önlemi aldı. Çevresindeki bazı yollar trafiğe kapatılan adliyeye kimlik ve üst aramasıyla girildi.


-Çok sayıda müdahil hazır bulundu-


Mahkeme salonuna önce basın mensupları, sonra iddianamede ismi geçen ''mağdur-müştekiler'', daha sonra ise katılma talebinde bulunanlar, avukatları ve izleyiciler alındı. Salona girenlerle, polis ve mahkeme memurları arasında kısa süreli tartışma yaşandı.

Sanıklar Evren ve Şahinkaya'nın sağlık durumları gerekçesiyle hazır bulunmadığı duruşmada, salondakiler tutanağa geçirildi.

Müdahillik talebinde bulunanlar arasında babası Diyarbakır Cezaevi'nde gördüğü işkence nedeniyle ölen BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, Bağımsız Mardin Milletvekili Ahmet Türk, ''DİSK Davası'' sanığı CHP İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi, öldürülen Savcı Doğan Öz'ün kızı Bengi Heval Öz, Yılma Durak, Oğuzhan Müftüoğlu, Yılmaz Kızılırmak, ''Terzi Fikri''nin oğlu Naci Sönmez, Azimet Köylüoğlu, ''Ülkü Ocakları davası''ndan yargılanan Kadir Mahir Damatlar, BBP Genel Başkan Yardımcısı Remzi Çayır dikkati çekti.

Müdahillik talebinde bulunan tüzel kişilerden ise TBMM'yi temsilen TBMM Hukuk Hizmetleri Başkanı Yıldız Bezginli, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne izafeten Başbakanlık Hukuk Hizmetleri Başkanı Sami Arslan Aşkın, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın, MHP Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Yaşar Yıldırım, BDP Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, Milliyetçi Türkiye Partisi Genel Başkanı Ahmet Yılmaz Büyükekmekçi, TÖB-DER Genel Başkan Yardımcısı İsmet Yalçınkaya, Diyarbakır Barosu Başkanı Mehmet Emin Aktar, Ankara 68'liler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Koç, ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan, Türkiye Barolar Birliği adına Ali Sarıgül, EDP Genel Saymanı Abdullah Çiftçi'nin arasında yer aldığı birçok kişi hazır bulundu.

Ahmet Türk, ismi tutanağa geçirilirken, ''Diyarbakır zindanlarının tanığı ve sanığı Ahmet Türk'' dedi.


-Sanıkların avukatının itirazına ret-


İddianamenin kabul kararı okunmadan söz alan sanıkların avukatı Bülent Acar, ''savcılığın dava konusuyla ilgili soruşturma yapma, mahkemenin de davaya bakma'' yetkisi olmadığını savunarak, ''iddianamenin yok hükmünde olduğuna karar verilmesini'' ve ''iddianamenin kabul kararının okunmamasını'' istedi.

Acar'ın ardından konuşan bazı avukatlar, savcılığın ve mahkemenin yetkili olmadığı iddiasına karşı çıktı.

Avukat Fikret Babaoğlu, ''Darbeciler hastanelerde kuyruk olmaya başladılar. Haklarında dava açıldı mı, Ergenekon'da, Balyoz'da da böyle oldu. Ya Pinochet gibi tekerlekli sandalyeyle ya da Mübarek gibi kafeste gelecek. Yüz yüze olmadan duruşmayı yapamayız'' dedi.

Avukat Aydın Erdoğan ise savcılığın ve mahkemenin yetkilerine yönelik itirazların yersiz olduğunu ifade etti.

Baş başa müzakereye çekilen mahkeme heyeti, ''sanıklara isnat edilen suçun mahkemenin görev alanında düzenlenen suçlardan olması karşısında, sanıkların avukatının talebinin reddine oy birliğiyle'' karar verildiğini belirterek, duruşmaya devam etti.

Duruşmada daha sonra iddianamenin kabul kararı okundu ve dosyaya giren belgeler tutanağa geçirildi.


-''İstanbul Adli Tıp Kurumu'na sorulsun''-


Duruşmada, Evren ve Şahinkaya'nın sağlık durumlarının mahkemeye katılmalarına ve beklemelerine engel olup olmadığının sorulduğu Ankara Adli Tıp Kurumu Grup Başkanlığı'ndan gönderilen cevap okundu. Cevapta, sanıkların duruşmaya katılıp katılmayacaklarına ilişkin değerlendirmenin Ankara Adli Tıp Kurumu Grup Başkanlığı'nda yapılmasının mümkün olmadığı, bunun, İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan sorulması gerektiğinin yer aldığı bildirildi.

Müdahil olma talebinde bulunanlar ve avukatları söz alarak, iddianame okunmadan önce sanıkların hazır edilmesini ve duruşmada yedek hakim bulundurulmasını istedi.

Verilen aranın ardından mahkeme heyeti, sanıklar olmadığı için iddianamenin okunmamasına, duruşmada yedek hakimin hazır edilmesine karar verdi.


-Müdahillerin beyanları-


Daha sonra davaya müdahil olma talebinde bulunanların beyanları alındı.

Doğan Öz'ün kızı Bengi Heval Öz, babasının öldürülmesinde kontrgerilla raporunu hazırlamasının etkisinin olduğunu savundu.

CHP'nin avukatı Şenal Sarıhan, darbenin ardından, tüm parti yetkililerinin güvenlik gerekçesiyle gözaltına alındığını ve partilerinin kapatıldığını anımsattı. Sarıhan, bu dönemde cezaevlerinde  ''milli marş ve dini değerlerin bile bir işkence aracı olarak kullanıldığını'' kaydetti.

MHP Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Yaşar Yıldırım, partisinin darbeden çok büyük zarar gördüğünü belirtti.

BBP Genel Başkan Yardımcısı Remzi Çayır, 18 yaşında Mamak Cezaevi'ne girdiğini bildirerek, ''Sabah sayımlarında, yüzümde tüyüm olmadığı için dayak yemiyordum. Ancak yaşım ilerledikçe her türlü işkenceye tabi tutuldum. Darbeciler bir konuda eşit davrandılar. Solcu, ülkücü ayrımı yapmadan işkence yapmışlardır'' dedi.

TÖB-DER temsilcisi İsmet Yalçınkaya, ''Biz halen mağdur durumdayız. 1980'de kapatılan partilerin hepsi açıldı. Ama biz hala kapalıyız. Mallarımız gasp edilmiştir. 200 bin üyemiz mağdur olmuştur'' diye konuştu.

Abdi İpekçi'nin kızı Nükhet İzet, Cavit Orhan Tütengil'in kızı Deniz Mazlum ve Doğan Öz'ün eşi Sezen Öz'ün avukatı Hasan Ürel ise darbe öncesinde toplumda bir kaos ve güvensizlik ortamı yaratıldığını kaydederek, İpekçi, Tütengil ve Öz'ün öldürülmeleriyle topluma mesaj verildiğini ve darbeye zemin hazırlandığını anlattı.


-Duruşma yarına ertelendi-


Mahkeme heyeti, müdahillik taleplerinde bulunanların beyanlarının alınması sonrasında ara kararları açıkladı.

Buna göre, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na, daha kapsamlı ve büyük duruşma salonu bulunup bulunmadığının sorulduğu müzekkerenin tekidine karar verildi.

Özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliği'nden sanıklar Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya hakkında ''sistematik işkence'' yönünden soruşturma bulunup bulunmadığının sorulması kararlaştırıldı.

12 Eylül dönemindeki işkence iddialarıyla ilgili mahalli cumhuriyet savcılıklarına gönderilen görevsizlik kararlarının listesinin de özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliği'nden istenilmesini kararlaştıran mahkeme, duruşmaya, yarın 09.30'da devam etmek üzere son verdi.

Mahkeme, müdahillik talebinde bulunanların beyanlarını almaya yarın devam edecek.

Gün boyu adliye binası önünde bekleyen gruplar da akşam saatlerine doğru dağıldı.

Bu arada, duruşma sürerken adliye bahçesinde polis ekiplerinin fark ettiği şüpheli paket, fünyeyle patlatıldı. Paketten çöp çıktı.