KAYSERİ - Bakan Akar, Kayseri Oduevi'nde düzenlenen şehit ve gazi çocuklarına tablet dağıtım törenine katıldı. Törene Akar'ın yanında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal, Vali Şehmus Günaydın da katıldı. Bakan Akar, kanı Hulusi Akar, bölgesel ve küresel olarak hassas ve kritik bir süreçten geçtiklerini belirterek, Türk Silahlı Kuvvetlerinin karada, denizde, havada ülkenin hak ve menfaatlerini korumak, 84 milyon vatandaşın güvenliğini sağlamak için başta FETÖ, PKK, YPG ve DEAŞ olmak üzere her türlü tehdit ve tehlikeye karşı mücadelesini sürdürdüğünü kaydetti. Akar, bu çerçevede Suriye ve Irak'ın kuzeyinde başarılı harekatlar icra ettiklerini, etmeye de devam ettiklerini vurgulayarak, "Ancak tüm komşularımızın da toprak bütünlüğüne saygılı olduğumuzun herkes tarafından bilinmesi lazım. Teröristlerin kaçacak yeri kalmadı. En güvenli olarak gördükleri yerlerde bile inlerini başlarına yıktık. Bundan sonra da yıkmaya devam edeceğiz. Operasyonlarımız en son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar artan bir şiddet ve tempoyla devam edecek. Kahraman Mehmetçiğin, komandolarımızın nefesi enselerindedir. Teröristler artık 2 gece aynı yerde yatamıyorlar" ifadelerini kullandı.

'DEMOKRASİ HAVARİLERİ İKİYÜZLÜLÜĞÜ BIRAKMALIDIR'

Akar, PKK'nın caniliğini ve alçaklığını herkesin görmesi gerektiğini vurgulayarak, "İçimizdeki ve dışımızdaki bazı gafil veya hainler bu gerçeği görmemekte ısrar ediyor. Yalanları sis perdesi ile kapatmaya çalışıyorlar; ama güneş balçıkla sıvanmaz. Gara'da cani, katil PKK; masum, silahsız 13 evladımız ile 3 kahraman silah arkadaşımızı şehit etti. Hiçbir şey bu gerçeğin üzerini örtemez. Avrupa Birliği 'insan hakları' diyor. Gara'da şehit edilen masum, silahsız vatandaşlarımızın yaşam hakkı ne olacak? Demokrasi havarileri artık ikiyüzlülüğü bırakmalıdır. Tüm dost ve müttefiklerimizden, insani değerleri savunan herkesten teröre karşı amasız, fakatsız, bir irade sergilemelerini bekliyoruz" dedi.

'PKK EŞİTTİR YPG'DİR'

Akar, ABD'nin DEAŞ'la mücadele bahanesiyle YPG'ye destek vermesini kesinlikle yanlış bulduklarını kaydederek, "Çünkü PKK eşittir YPG'dir. Bunların hiçbir farkı yok. Adları değişse de hepsi terörist. Bunun son örneği Gara'da 16 şehidimizin katili olan sözde Kamışlı YPG sorumlusunun, Gara'ya PKK sorumlusu olarak gelmesidir. DEAŞ'la gerçek anlamda göğüs göğüse çarpışan Türk Silahlı Kuvvetleri, 3 bin 700 DEAŞ'lıyı etkisiz hale getirmiştir. Dolayısıyla ABD'nin terör örgütü YPG ile işbirliği yapmak yerine yaklaşık 70 yıldır NATO üyesi ve müttefiki olan Türkiye ile iş birliği yapması gerekirdi. Bunu bekliyoruz. ABD'nin kendi içinde de YPG ile işbirliği yapılmasının ve YPG'ye silah verilmesinin yanlış olduğu ve doğru olanın müttefikleriyle birlikte hareket etmesini dile getirmeye başlamış bulunuyoruz. Burada bir kez daha ifade etmek istiyorum ki asil milletimizin ve gelecek nesillerimizin güven içerisinde yaşaması için 40 yıldır ülkemizin enerjisini tüketen terörü bitirmekte ve halkımızı terör belasından kurtarmakta kararlıyız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın" ifadelerini kullandı. 

'TEHDİT VE TACİZLER KABUL EDİLEMEZ'

Ülke olarak barışın yanında olduklarını söyleyen Akar, "Biz bölgemizde ve dünyada tüm sorunların barışçıl yol ve yöntemle çözülmesinden yanayız. Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs'taki sorunların da diyalog yolu ile çözülmesi gerektiğine inanıyor  ve bunun için gerçekten gayret gösteriyoruz. Bu çerçevede komşumuz Yunanistan ile olan görüşmelerimiz devam ediyor. Tüm yapıcı yaklaşımlarımıza rağmen maalesef bir takım olumsuz açıklama, eylem ve tacizlerle de karşılaşıyoruz. Bu tehdit ve tacizler kabul edilemez. Tehdit dili, provokasyon ve gerilimi arttırıcı girişimlerin yanı sıra silahlanma gayretlerinin en büyük zararının da Yunan halkına olacağı görülmelidir. Malumunuz Ege'de bilimsel araştırmalar yapan Çeşme gemimize Yunan F-16'ları tarafından tacizde bulunuldu. Bununla ilgili cevabı gerekli arkadaşlarımız, unsurlarımız tarafından verildi. Ayıca Yunanistan, Türkiye ile problemlerini, Türkiye-Avrupa Birliği veya Türkiye-ABD problemi haline getirmeye çalışıyor. Bu durum ne hukuki ne de ahlaki ve hiç de bir pratik değeri yok. Israrla ifade ediyoruz ki, bizim kimsenin hakkında, hukukunda, toprağında suyunda gözümüz yok. Ancak kendi haklarımızdan da asla vazgeçmeyiz" diye konuştu.

'KARDEŞ ÜLKELERLE İŞBİRLİĞİNDEYİZ'

Kardeş ülkeler işbirliği içinde olduklarını belirten Bakan Akar, "Kıbrıs dahil mavi vatanımızdaki hak, alaka ve menfaatlerimizi korumakta azimliyiz kararlıyız. Bu çerçevede tamamen eğitim amaçlı planlı Mavi Vatan Tatbikatı'nın icrası şuan başarıyla devam etmektedir. 500 yıllık kardeşlik bağlarımız olan Libya'da faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Birçok ülkenin özellikle ateşkesten sonra rol kapmaya çalıştığı Libya'da birliklerimiz tarafından Libyalı kardeşlerimize askeri eğitim, mayın, patlayıcı temizliği, sağlık, insani yardım ve diğer askeri konularda danışmanlık desteği verilmektedir. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Libyalı kardeşlerimizin haklı davasına desteğimiz devam edecektir. Aynı şekilde can kardeşlerimiz olan Azerbaycan'a desteklerimiz bugün devam ediyor, yarın da devam edecek. Şu anda anlaşmalar doğrultusunda ortak merkez ile ilgili faaliyetlerimiz de planlandığı gibi devam etmektedir. İki millet tek devlet anlayışıyla, kederde ve kıvançta bir olduğumuz Azerbaycanlı kardeşlerimizin tüm imkanlarımız ile yanlarındayız" ifadelerini kullandı.

'YAZDIĞIMIZ MEKTUBA CEVAP VERİLMEMİŞTİR'

Akar, artan risk ve tehditler karşısında hava savunma sistemlerinin temininin bir zorunluluk haline geldiğini vurgulayarak, "Bu kapsamda ABD'den Patriot, Fransa ve İtalya'dan Samp-T almak istedik; ancak bu çeşitli nedenlerde mümkün olmadı. Bunun üzerine istediğimiz şartları sağlayan Rusya'dan S-400 Hava Savunma Sistemlerini satın aldık. S-400 milli bir meseledir. Türkiye bu tercihi ile egemenlik hakkını kullanmıştır. Türkiye'nin son 10 yılda Patriot alımı konusunda fırsatı olmasına rağmen S-400 almayı seçtiği yönündeki ifadeler gerçeği yansıtmamaktadır. 10 yıl boyunca ABD tarafına sorulan tekliflerimizle ifadelerimiz, teknolojik işbirliği, erken teslimat ve uygun fiyat beklentilerimize gereken cevap alınamamıştır. Problemlerin çözümü için muhataplarımıza yazdığımız mektuba da halen cevap verilmemiştir. ABD'nin tehdit anlamında kaygısını ele almaya defalarca hazır olduğumuzu da belirttik ve ısrarla şunları söyledik; S-400 Savunma Sistemi tehdit ve tehlikeye karşı ihtiyaç duyulduğunda kullanılır, Türkiye'ye karşı bir taarruz niyeti yoksa kimseye zararı yoktur. Amacımız ülkemiz ve 84 milyon vatandaşımızın füze ve hava savunmasıdır. S-400'ü hava savunmasından bağımsız kullanacağız. Teknik çözümler mümkün. NATO'nun dahil olabileceği ortak çalışma teklifimiz masada, biz görüşmeye hazırız. S-400 meselesi üzerinden F-35 başta olmak üzere bir takım kısıtlamalar uygulanması müttefiklik duygularına uygun değil. Türkiye NATO ve ABD'nin güçlü stratejik müttefikidir. ABD, NATO ve bölge ile güçlü işler yapacağımıza inanıyoruz" değerlendirmesinde bulundu.