Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Biyoteknoloji Enstitüsü Aşı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tarlan Mammedov ve ekibinin, Akdeniz Üniversitesi'nde (AÜ) yürüttükleri  koronavirüs aşısı çalışmalarında sona gelindiği haberi büyük heyecan uyandırmıştı.

Prof. Mammedov, bir tütün bitkisi türü olan Nicotiana Benthamiana'nın yapraklarına solüsyon enjekte ederek, burada ürettikleri proteinden koronavirüsün tüm mutasyonlarına karşı etkili olabilecek 5 aşı geliştirmekte olduklarını söylemişti.

Tarlan Hoca’nın, “koronavirüsün tüm mutasyonlarına karşı etkili olabilecek” vurgulaması önemliydi. Covid-19’un İngiltere’de değişime uğrayarak yüzde 70 oranında daha bulaşıcı hale geldiği ve İngiltere ile birlikte Hollanda, Danimarka ve Güney Afrika’da hızla yayıldığı haberi, dikkatlerin yeniden Tarlan Hoca’ya odaklanmasına neden oldu.

Koronavirüsün mutasyona uğradığı ve yüzde 70 daha bulaşıcı hale geldiği iddiası dünyayı endişelendirdi. İngilere’den gelen haberler ürkütücü. Pekçok ülke İngiltere, Hollanda, Danimarka ve Günay Afrika ile olan bağlantılarını dondurdu; uçak seferleri iptal edildi.

İngiltere'de başkent Londra dahil ülkenin güneydoğusunda koronavirüs vakaları hızla artıyor. Başbakan Boris Johnson artışa, mutasyona uğramış yeni bir tür koronavirüsün neden olduğunu açıkladı. Johnson’a göre, mutasyona uğramış bu yeni tür virüs, eskisine kıyasla yüzde 70’e varan oranda daha bulaşıcı. Johnson’un açıklamaları “Üretilen aşılar işe yarayacak mı?” sorgulamasını gündeme getirdi.

Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Hasöksüz, mutasyonun koronavirüs aşılarını etkileyecek düzeyde olmadığını söylese de kaygılar henüz giderilebilmiş değil. Prof. Dr. Hasöksüz, mutasyon iddiaları ve virüsteki son durumu değerlendirirken şöyle diyor:

"Virüslerde 10 aydır 160 farklı noktada mutasyon oldu. Fakat bu mutasyonların hiçbiri virüsün hastalık yapma gücünü değiştirmedi."

"İngiltere’de bildirilen 10 farklı mutasyondan özellikle bir tanesi (N 501 Y), virüsün insan hücresine bağlanma noktasında olduğundan önem arz ediyor. İngiltere’de bildirilen bu mutasyonun hastalığın yüzde 70 daha hızlı bulaşmasına neden olduğu ileri sürülüyor. Bu mutasyon şu anda virüsün virulansı (hastalığa neden olma yeteneği) ile ilgili olmadığından, aşılarla ilgili olmadığı düşünülüyor. Ancak mutasyon antikorun bağlanma noktalarına da çok yakın."

"Bu nedenle virüse karşı oluşmuş antikorların bağlanmasını da etkileyebilir. Buna göre, mutasyonların takip edilmesi şart. Her mutasyon virüsün protein ve fonksiyonuna etki etmez. Söz konusu mutasyon ederse bu yapılacak aşıların etkinliğini o zaman düşürebilir.”

Prof. Dr. Hasöksüz’ün açıklamaları biraz rahatlamamızı sağlasa da, kaygılarımızı tümüyle ortadan kaldırmış değil. Prof. Haköksüz’ün “Her mutasyon virüsün protein ve fonksiyonuna etki etmez. Söz konusu mutasyon ederse bu yapılacak aşıların etkinliğini o zaman düşürebilir” demesinden de anlaşılıyor ki, mutasyon konusu hafife alınacak bir konu değil.


 

“Ben de aşıyı bekliyorum. Kendi aşımız olana kadar Çin’den gelen aşıyı yaptıracağım. 2021 yılında daha fazla aşı faz çalışmalarına geçilecek ve kullanıma sunulacak. Bu salgın, insanların aşı olmasıyla sonlanacak.”

  

AŞI SAVAŞLARI DA KAFALARI KARIŞTIRIYOR

Bu arada, ABD ile Rusya arasında, medya üzerinden bir aşıları kötüleme savaşı başlatıldı. İki taraf da, “Benim aşım senin aşını döver” iddiasında. Ünlü Rus doktor ve televizyon sunucusu Aleksandr Myasnikov, Rusya'nın Covid-19 salgınını önlemek için geliştirdiği Sputnik V aşısının insanlar üzerinde denenmediğini öne süren Batılı meslektaşlarını, Rus aşısı ile Pfizer'in aşısı arasında bir karşılaştırma yaparak eletirdi ve "ABD’nin aşısının ne kadar ‘kötü’ olduğu şeklinde bir tartışmaya girmek istemiyorum. Onlar gibi olmamak lazım. Fakat aynaya bakmalarını önermekten de geri duramayacağım” dedi. Myasnikov’un zarif, ama çok iğneleyici bu ifadeleri de kafaların karışmasına neden oldu.

Bütün dünyayı çok olumsuz etkileyen, Covid-19’un neden olduğu ölümcül salgından bunalan insanların tek umudu aşı. Herkes, koronavirüse karşı bir aşı ya da ilaç bulunması için dua ederken, İngiltere’den gelen “Covid-19 mutasyona uğradı ve yüzde 70 oranında daha bulaşıcı hale geldi” haberi morallerin bozulmasına neden oldu.

Avrupa Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi, mutasyona uğramış ve yüzde 70 oranında daha bulaşıcı hale gelmiş olan bu Covid-19’un adını “VUI 202012/01” olarak duyurdu. Demek ki Covid-19 ciddi bir mutasyon geçirmiş ve insan açısından daha tehlikeli olmuş. 

Değişime uğramış bu yeni tür koronavirüs, ilk olarak Eylül ayında İngiltere’de görülmüş. Kasım ayı boyunca İngiltere’de kayda geçmiş korona vakalarının dörtte biri Covid-19’un mutasyon geçirmiş bu yeni türüyle ilişkili. Uzmanlar, “Değişime uğrayan Covid-19’un yeni bir adla adlandırılması yanlış olur. Mutasyonun aşıyı etkisizleştirdiğine ilişkin bir veri de yok” deseler de kaygılar giderilebilmiş değil.  

Prof. Dr. Tevfik Özlü de Covid-19’un mutasyonuna ilişkin yaptığı açıklamada çok ciddiye alınması gereken uyarılarda bulunuyor:

“İngiltere’den bildirilen B1.1.7 Virüsü, 2021’de yeni bir küresel dalgalanmaya neden olabilir.

Bu virüste görülen N501Y, Spike 69-70 del ve P681H mutasyonlarının, virüsün daha kolay ve hızlı yayılmasına neden olabileceği, hastalığı geçirenlerde ve aşılananlarda oluşan bağışıklıktan kurtulmasını sağlayabileceği öngörülüyor.”

  

COVİD-19 NEDEN İNGİLTERE’DE MUTASYONA UĞRUYOR?

Burada sorulması gereken en önemli sorulardan biri, “Covid-19 neden başka bir ülkede değil de, İngiltere’de mutasyona uğruyor?” sorusudur. Covid-19’un İngiltere’de değişime uğrayarak yüzde 70 oranında daha bulaşıcı hale gelmesi bir rastlantı mıdır, yoksa, ABD derin devleti ile Çin arasında Yeni İpekyolu nedeniyle devam etmekte olan savaşta, İngiltere’nin Çin tarafında yer alması mıdır? Bu çok önemli sorunun yanıtını bir başka yazıya bırakarak, sürekli mutasyon geçiren ve  bulaşma gücü giderek artan Covid-19’nını sonlandırmak amacıyla yapılan aşı ve aşılama çalışmalarına dönelim..

ÇİÇEK AŞISINI TÜRKLERDEN ÖĞRENDİLER

Türk milleti olarak, salgın hastalıklarla aşı yoluyla mücadele etme konusuna yabancı değiliz; yüzyıllardır kullandığımız bir korunma yöntemi.

Batılılar çiçek aşısını Türklerden öğrenmişlerdi. Edward Wortley Montagu, III. Ahmed'in hükümdarlığı döneminde 1716'da İngiltere elçisi olarak İstanbul'da görev yapmıştı. Elçinin eşi Mary Wortley Montagu, İstanbul’da geçirdiği iki yılı, ülkesindeki arkadaşlarına yazdığı mektuplarda anlatmıştı. Bunlardan birinde, Türklerin çiçek hastalığı ile aşı yoluyla nasıl mücadele ettiklerini anlatmış ve dönüşünde, bu aşılama yöntemini, ceviz kabuğu içinde ülkesine götürmüştü.

Covid-19’a karşı ilk aşıyı geliştiren Uğur Şahin ve eşi Özlem Türeci'nin ve ilk ilaç çalışmalarını başlatan Prof. İbrahim Benter’in Türk olması genetik bir mirasın etkisi olabilir.

TARLAN HOCA, “MUTASYONA UĞRASA BİLE..” DİYOR

Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Biyoteknoloji Enstitüsü Aşı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tarlan Mammedov ve ekibinin, Akdeniz Üniversitesi'nde (AÜ) yürüttükleri  koronavirüs aşısı çalışmalarında sona gelindiği haberi büyük heyecan uyandırmıştı. Prof. Mammedov, bir tütün bitkisi türü olan Nicotiana Benthamiana'nın yapraklarına solüsyon enjekte ederek, burada ürettikleri proteinden koronavirüsün tüm mutasyonlarına karşı etkili olabilecek 5 aşı geliştirmekte olduklarını söylemişti. Prof. Mammedov, geliştirdikleri aşının hayvanlar üzerindeki denemesinin başarıyla sonuçlandığını ve yakın bir gelecekte insanlar üzerinde denemelere başlayacaklarını müjdeliyordu.

Tarlan Hoca’nın, “koronavirüsün tüm mutasyonlarına karşı etkili olabilecek” vurgulaması önemliydi. Covid-19’un İngiltere’de değişime uğrayarak yüzde 70 oranında daha bulaşıcı hale geldiği ve İngiltere ile birlikte Hollanda, Danimarka ve Güney Afrika’da hızla yayıldığı haberi, dikkatlerin yeniden Tarlan Hoca’ya odaklanmasına neden oldu.

Prof. Dr. Tarlan Mammedov, 20 kişilik ekibiyle, 'Transient Bitki Ekspresyon Sistemi' kullanarak, 22-24 derecede ve yüzde 50-60 nem seviyesinde özel formülasyon içeren gübrelerle yetiştirdikleri Nicotiana Benthamiana yapraklarından elde ettikleri proteinden yararlanarak yeni nesil bir aşı çalışması başlattıklarını belirtiyordu. Tarlan Hoca’nın ve ekibinin aşıları, virüs mutasyon geçirse bile etkili oluyordu.

KORONAVİRÜSÜN TÜM MUTASYONLARINA KARŞI ETKİLİ

Protein temelli aşılar geliştirdiklerini belirten Prof. Dr. Mammedov, geliştirdikleri aşıların özelliklerini vurgularken, “Bitki yapraklarından protein ürettik. İstenilen bir geni bitki yapraklarının hücrelerine aktararak, bu genlerin ürünleri olan enzimleri ürettik. Geliştirdiğimiz aşıların diğer aşılardan çok önemli üstünlükleri ve avantajları var. Bu aşılarda virüs ve bakteri yok. Protein temelli aşılar güvenlidir. 1500'ten çok koronavirüs proteininin analizlerini yaptık ve ona göre çalışmalarımızı sürdürdük. Koronavirüsün birçok mutasyonuna karşı çok etkili olacağını düşünüyoruz" diyor.

İngiltere gibi bir ülkenin bile içine kapanmasına, dünya ile olan bağlantılarını en aza indirmesine neden olan bir mutasyon felaketi, Tarlan Hoca’nın virüs ve bakteri içermeyen ve virüs mutasyon geçirmiş olsa bile etkili olabilen yeni nesil aşıları çok önem kazanmıştır.

Umudumuz oldun Tarlan Hocam. Bütün dünyayı bu koronavirüs kabusundan kurtaracak müjdeni bekliyoruz. Allah yardımcınız olsun.