Düzce'de 1984'te açılan yaşlılar konuk evinde bakım hizmeti veren Türk Kızılayı, 34 yıldır gönüllü yaşlı bağışçılarına aile şefkatiyle hizmet vererek huzurlu bir yaşam sürmelerini sağlıyor.

Buradaki çalışanları, çocukları, torunları gibi gören ve Türk Kızılayı'nın bu hizmetinden haberdar olmadan geçmiş yıllarda gönüllü bağışçılık yapan 44 yaşlı, Türk Kızılayı çalışanları ile kurdukları aile bağı sayesinde günlerini huzurlu geçiriyor.

"Biz çok büyük bir aileyiz"

Türk Kızılayı Akçakoca Yaşlılar Konuk Evi Müdürü Mustafa Çakır, 1984 yılından bu yana Türk Kızılayı'na bağışta bulunanları misafir etmeyi sürdürdüklerini söyledi.

Kuruluş amaçlarının, Türk Kızılayı'na mal varlıklarını bağışlamış bakıma muhtaç insanlara hizmet vermek olduğunu anlatan Çakır, "Bu uzun yıllar böyle gitti fakat Genel Müdürlüğümüze gelen talepler doğrultusunda uygun görülen yaşlılarımıza da ücretli bakım hizmetlerine başladık. Huzurevi algısı Türkiye'de biraz farklı. Algılar oluşmadan buradaki yaşlılarımızı ziyaret etmelerini tavsiye ederim." diye konuştu.

Çakır, konuk evinde kalan ve tüm ihtiyaçları karşılanan misafirlerin, kurumda bulunan psikolog, sağlık personeli ve doktorlar tarafından da takip edildiğini dile getirerek, şöyle devam etti:

"Konuklarımızın tamamının sağlık takipleri uzman hemşire, doktorlarımız tarafından gerçekleştiriliyor. Kendi bünyemizdeki psikolog ve sosyal hizmetler uzmanımız yaşlılarımıza destek oluyor. Bu arkadaşlarımız yaşlılarımızla sürekli iletişim halinde. Üç vardiya halinde çalışıyoruz ve 24 saat hizmet veriyoruz. Türk Kızılayı denildiğinde sadece kan toplama, deprem gibi felaketlere müdahale olarak anlaşılıyor fakat sosyal hizmetler müdürlüğümüz sadece bağışçı yaşlılarımıza değil, tüm yardıma muhtaç yaşlılara ulaşmaya çalışıyor. Bağış yapsın veya yapmasın o yaşlımız ekiplerimiz tarafından takip ediliyor. Bu gibi hizmetler Türk Kızılay'ında atlanılmaz. Biz çok büyük bir aileyiz."

"Buradan ayrı kaldığımda özlüyorum"

Yaklaşık 15 yıldır konuk evinde kalan 72 yaşındaki Fatma Alkan da yılın belli dönemlerinde evine gittiğini, bu sürede kaldığı konuk evini özlediğini söyledi.

Türk Kızılayı'nı çok sevdiğini belirten Alkan "İyi ki Kızılay var. Türk Kızılayı'na geldiğimde bağış amaçlı geldim. İyi ki bağış yapmışım. Yıllar sonra Kızılay'ın misafiri olmak nasip oldu. Burada çalışanları evlatlarım gibi görüyorum. Torunlarım yaşında. Müdüre 'müdürüm' diyemem çünkü benim evladım. Onlar benim evladım. Bana 'anne' diyorlar, mutlu oluyorum. Kendi çocuklarım nasılsa burada çalışanlar da öyle. Buradan bazen eve gidiyorum ve ayrı kaldığımda onları özlüyorum. Buradayken kendi çocuklarımı özlüyorum. Allah kimseyi çocuklarından ayrı bırakmasın." ifadelerini kullandı.

"Burada çok rahatım"

Kızılay'ın yaşlılara bakım hizmetini bilmeden Ankara'daki bir mülkünü bağışlayan 88 yaşındaki Seyit Cihangir ise Kızılay gönüllüsü olduğunu kaydetti.

Ankara'daki bir mülkünü bağış yaptığı sırada bu hizmetten haberdar olduğunu aktaran Cihangir, "Birçok huzurevini gezdim, beğenmedim ama böyle bir şey nasip oldu. Hiç haberim yoktu. Demek ki Rabbim bana bir yol gösterdi ki ben bağışa gittim ve burada rahata erdim. Burada çok rahatım. Müdürümüzden tutun da her çalışan çok iyi. Yemek olsun, temizlik olsun memnunum. Ne istersek yapıyorlar." diye konuştu.

Cihangir, yazı yazmayı çok sevdiğini ve hayatındaki önemli anları kaleme aldığını anlatarak, burada yaşadıklarını da kağıda döktüğünü sözlerine ekledi.