Zaman kaybetmeden bakılması gereken hastalara ilk müdahalenin yapıldığıacil servisler, kendini "acil hasta" olarak nitelendirenlerden dolayı gereksiz yoğunluk yaşıyor.

"Saçım dökülüyor", "Sinek yuttum karnımda uçuşan şeyler var", "İğne vücudumda geziyor", "Bu serum küçük oldu, bir büyüğünü alayım" gibi gerekçelerle acil servise yapılan başvurular şaşırtıyor.

Bitlis Devlet Hastanesi Acil Servis Sorumlusu Dr. Ersin Uçan, AA muhabirine, ülkenin birçok yerinde olduğu gibi Bitlis'te de acil servise gereksiz hasta başvuruların yapıldığını söyledi.

"Sinek yuttum karnımda uçuşan şeyler var"

Hastaların bir çoğunun acil hastadan ziyade "yeşil alan" denilen poliklinik hastaları olduğunu ifade eden Uçan, şöyle konuştu:

"Bitlis'te 5 aydır acil serviste çalışıyorum. Çoğu zaman hastaların bir çoğunu yönlendirmemize rağmen yine de başa çıkamadığımız ve isteklerini yerine getirdiğimiz oluyor. Acil serviste komik olaylarla karşılaşıyoruz. Özelikle servise gece gelen hastalarımız çok komik olabiliyor. Gece saat 3.00'de 'saçım dökülüyor' diye gelen hastalarımız var. 'Sinek yuttum karnımda uçuşan şeyler var' diyen hastamız var. Bu tip olaylarla çok karşılaşıyoruz. Bir hastamızın ayağına iğne batmıştı. Battığı yerde iğne görünmüyordu. Kendisi de göremiyordu. Ancak 'iğne vücudumda geziyor' diye hasta acil servise başvurmuştu. İlk çocuğu olan aileler, çocuğunun ağlamasını durduramayıp gece yarısı hasta diye acile getiriyor. Bu tarz hastalar gerçekten bizi çok yoruyor."

"Acil servisler, hayati durumlara müdahale için var"

Acil servisin acil hastalara müdahale eden bir bölüm olduğuna işaret eden Uçan, şunları kaydetti:

"Siz de bir gün acil bir durumla karşılaşabilirsiniz. Gerçekten kalp krizi, trafik kazası geçiren acil hastalarımız oluyor. Onlarla ilgilenirken hastalarımız 10 dakika dışarıda bekledikleri için üzerimize yürüdükleri, sinirlendikleri ve bağırıp çağırdıkları oluyor. Hastalara anlatamıyoruz. Boğazı ağrıyor, boğazı ağrıdığı için 10 dakika beklemek istemiyor. Bu tarz problemlerle çok karşılaşıyoruz. İnsanlarımızın biraz duyarlı olması lazım. Gerçekten acil olan insanların yerlerine kendilerini koyabilmeleri gerekiyor. O zaman işimiz çok kolaylaştıracak. Ambulans vakalarımız çok yoğun oluyor. Dişi ağrıdığı veya ayağı kaşındığı için ambulansı arayanlar var. 3 aydır omuzu ağrıyan ve polikliniğe gitmeyen hastalar, acil servise geliyor. Bu sırada birçok komik vakayla karşılaşıyoruz. Acil servisler daha çok hayati durumunuza müdahale için vardır."

"Hastaların çoğu, teşhisini koyuyor"

Acil servisine giden hastaların bir çoğunun "kendi teşhisini koyduğunu" anlatan Uçan, şöyle devam etti:

"Hastaya şikayetini soruyorum. 'Bir iğne almak istiyorum' veya 'Hocam bir serum yaptırabilir miyiz?' diyor. Hastaya direnemiyoruz ama illa ki iğne veya serum istiyor. Serum yaptırıyoruz. Bazı hastalar 'Bu serum küçük oldu, bir büyüğünü alayım' diyor. İnsanlarımız boy boy serumlara da alışmışlar. İlla ki bir büyük boy serum istiyor. Ramazan ayında bir hasta baş dönmesi ve mide bulantısı şikayetiyle bize başvurdu. Ancak niyetli olduğunu söyledi. İğne veya serum yaptırayım dedim. Fakat hasta 'orucum bozulsun istemiyorum' dedi. Hap yazayım dedim bu kez de 'hap kullanamıyorum' dedi. Bu durumda ne yapacağımızı bilemiyoruz."

"Hastayı köyde unutmuşlardı"

Uçan, acil servisteki gece nöbetinde başından geçen ilginç bir olayı şöyle paylaştı:

"Bir akşam köyden 2 minibüs hastanenin acil servisi önüne geldi. 'Acil koşun hastamız ölüyor' diye bizi çağırdılar. Gittik baktık ön minibüste hasta yok, arka minibüs dediler. O minibüste de hasta yoktu. Hastayı köyde unutmuşlar. Böyle olaylarla karşılaştığımız oluyor."