İSTANBUL

Türk-Arap Medya Derneği (TAM) Başkanı Turan Kışlakçı, İstinye Üniversitesi Güvenlik ve Savunma Stratejileri Uygulama ve Araştırma Merkezi (GÜVSAM) ve İstinye Üniversitesi Ekonomi ve Politika Araştırmaları Merkezi (EPAM) tarafından, üniversitenin Topkapı yerleşkesinde düzenlediği "Suudi Arabistan ve Cemal Kaşıkçı" konulu seminerde bir konuşma yaptı.

Suudi Arabistan Başsavcılığı'nın, gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesi olayıyla ilgili bugün yaptığı açıklamada, dört önemli noktaya işaret ettiğini belirten Kışlakçı, şöyle konuştu:

"Bir, Suudi Arabistan 48 gün sonra ilk kez hikayenin yarısını kabul etti. Cemal Kaşıkçı'nın cesedi parçalandı ve konsolosluktan öyle çıkarıldı. Bunu kabul ettiler. Biz bunu olayın üçüncü gününde dile getirmiştik. Cesedin parçalanarak çıkarıldığını belirtmiştik. DEAŞ bile böyle bir eylemde bulunmadı bugüne kadar. O zaman şunu dile getirmiştik, acaba DEAŞ'ın babaları bunlar mı diye? İkincisi; Suudi Arabistan Başsavcılığı, 5 kişi hakkında idam kararı aldığını ifade etti. Türkiye'ye gelen ve konsoloslukta eylemi yapan 15 kişi. Cesetle ilgili tüm detayları yok etmek için sonradan gelen 9 kişilik heyet ayrı. Üçüncüsü, iş birlikçilerin olduğunu ifade ediyorlar. O zaman sayı aslında 20'yi aşıyor. Fakat bugünkü açıklamaları şu: 5 kişi hakkında idam kararı verildi. Bu işin başındaki Suud el-Kahtani'ye de yurt dışı yasağı getirildi. Suud el-Kahtani kim? Veliaht Muhammed bin Selman'ın sağ kolu, en yakın adamı. el-Kahtani, 6 ay önce sosyal medyada şöyle bir twet attı; 'Suudi Arabistan'daki bütün tutuklamalardan, büyük kayıp ve ölümlerden beni sorumlu tutuyor birileri. Şunu bilin ki ben sadece emirleri uygulayan kişiyim.' O zaman Cemal olayında emir veren üstte biri var. Ki tüm oklar Muhammed bin Selman'ı gösteriyor. Bu olayla ilgili 18 kişi görevinden alındı ama tutuklama olmadı. Soruşturma yok henüz. Hakkında idam kararı verilen 5 kişi güçlü olmayan kişiler. Diğerlerinin kabilesi var ama bu 5 kişinin kabilesi yok. Yemen kökenli birkaç aileye mensup sıradan insanlar. Bu 5 insanı idam edebilirler ve dünyadan tepki gelmezse olayın üstünü örtecekler. Fakat dünya vicdanı, bununla kalacağını düşünmüyor daha öteye gidecek. Dördüncüsü, Türk işbirlikçinin kim olduğuyla ilgili bir prototip verdiler 'işte iş birlikçi bu' diye. Bugünkü açıklamada asıl detay şuydu: 5 kişi hakkında idam kararı. Cesedin parçalandığını kabul ettiler ve işbirlikçiler tarafından nereye götürüldüğünü bilmiyoruz dediler. O zaman ceset nerede?"

TAM Başkanı Kışlakçı, yarın İstanbul, Ankara, Diyarbakır, Londra, Paris ve Amerika'da Kaçıkçı için gıyabi cenaze namazı kılacaklarını belirterek, hala ortada bir cenazenin olmadığını da sözlerine ekledi.

İstinye Üniversitesi Güvenlik ve Savunma Stratejileri Uygulama ve Araştırma Merkezi (GÜVSAM) Başkanı İsmail Safi ise Suudi yetkililerin çoğunun olayı örtbas etmek için bazı ülkelere para verdiğini iddia ederek, gazeteci Cemal Kaşıkçı olayıyla ilgili de aynı yöntemi kullandığını iddia etti.

GÜVSAM Başkanı Safi, Suudi Arabistan'ın bu olayın örtbas edilmesi için Türkiye dahil bazı ülkelere bir şeyler teklif etmiş olabileceğini öne sürerek, "Ama Türkiye Cumhuryeti devleti öyle bir devlet değil. Onların üç yüzüne, beş yüzüne bakacak devlet değil. Hiçbir zaman bunu kabul edemez. Ha ABD ve Batılılar her zamanki o ikiyüzlü halleriyle, çıkarlarını ön planda tutarak bir ara formül bulmaya çalışıyorlar. Ama ta başından beri Türkiye Cumhuriyeti devletinin duruşu belli. İlk günden beri bu olayın takipçisi olacağını ve takipçisi olduğunu gösterdi. Türkiye emniyetiyle, istihbaratıyla bu olayın takipçisi olmasaydı bugün bu olaydan hiç kimsenin haberi olmayacaktı." dedi.