ANKARA

Sayıştay Başkanlığı, "Sayıştay'da sansür belgesi" ve "Sayıştay'a sansür belgelendi" haberlerindeki nitelendirmelerin, Sayıştay'ı yıpratmaya yönelik olduğunu, iyi niyetle bağdaşmadığını bildirdi.

Sayıştay, bir gazetede 20 Kasım 2013'te yer alan "Sayıştay'da sansür belgesi" ve "Sayıştay'a sansür belgelendi" başlıklı haberler hakkında açıklama yaptı.

Daha önce benzer haberler üzerine açıklama yapıldığı belirtilen açıklamada, Sayıştay denetimlerinin sonuçlarının ayrı ayrı raporlandığı kaydedildi. Açıklamada, yürütülen tek bir denetim süreci sonunda tespit edilen bulgulardan birden fazla rapor üretildiği bildirilerek, "Mali Denetim Raporu, mali bulgular ile kurumsal düzeyde sistematik karakter taşıyan uygunluk bulguları bir araya getirilerek elde edilmektedir" denildi.

Sayıştay raporlarının muhatabının, kamu idareleri, kamuoyu ve TBMM olduğu vurgulanan açıklamada, "Bu raporların hedefi, ilkeleri 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununda belirlenmiş bulunan mali yönetim sürecine ilişkin üst yöneticinin kurumsal ve yönetsel hesap verme sorumluluğunu ortaya koymaktadır" ifadeleri kullanıldı.

"Bu raporlar TBMM'ye gönderilmez"

Açıklamada, Sayıştay Kanununda Sayıştay raporları arasında sayılmayıp ayrıca düzenlenen "Yargılamaya Esas Raporlar"ın  da yine aynı denetim sürecinde tespit edilen bulgulardan üretildiği kaydedildi. Söz konusu raporların münhasıran kamu zararı tespiti yapılmış olan uygunluk bulgularından oluştuğunun belirtildiği açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Bu raporların hedefi, 5018 sayılı kanuna göre harcama ve gelir toplama sürecinde görevli ve sorumlu olan ve esas itibariyle üst yönetici dışındaki kamu görevlilerinin kamu zararı-mali sorumluluk ilişkisini ortaya koymak olup muhatabı Sayıştay Yargılama Daireleridir. Bu raporlar TBMM'ye gönderilmez, kamuoyuna açıklanmaz ve kişisel mali sorumlulukla ilgilidir.

TBMM'ye ve kamu idarelerine gönderilen ve ayrıca kamuoyuna açıklanan Sayıştay Raporları, Sayıştay denetçilerinin yürüttükleri denetim faaliyetleri sonucunda üretilen, kanundaki tanımıyla denetim raporu yani taslak raporlar esas alınarak hazırlanmaktadır. Teknik olarak ifade etmek gerekirse, denetçilerin hazırladıkları denetim raporları 6085 sayılı Kanunda öngörüldüğü üzere 'Rapor Değerlendire Komisyonları' , 'Sayıştay Daireleri' ve 'Rapor Değerlendirme Kurulu'nun görüşlerinin alındığı kalite kontrol süreçlerinden geçtikten sonra ancak 'Sayıştay Raporu'na dönüşmekte ve muhataplarına bu haliyle sunulmaktadır.

Sayıştay raporlarının, uluslararası denetim ve raporlama standartlarına,Sayıştay Kanunu ve ikincil düzenlemeleriyle rehberlerine uygun bir şeklide hazırlanması ve bu sürecin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi ve sonuçlandırılması gerekmektedir."

"Sansür nitelendirmesi iyi niyetli değil"

Açıklamada, kanun ve standartlarda öngörülen kalite kontrol süreçlerinde taslak raporlarda yer alan denetim bulgularının yok edilmeden muhatap ve amaçlarına göre farklı raporlara yönlendirilmesi, geliştirilmesi, olgunlaştırılarak tekemmül ettirilmesinin hiçbir şekilde "sansür" olarak nitelendirilemeyeceğine işaret edildi. Açıklamada şunlar kaydedildi:

"Haberde sözü edilen Maliye Bakanlığı 2012 yılı Sayıştay raporundan Rapor Değerlendirme Kurulunca, denetim bulgularının, bu bulgular özetlenirken usulsüzlüğe ilişkin iddiaların ve mevzuata aykırılık bulgularının rapordan çıkarıldığı iddiası, yukarıda teknik olarak açıklanan kalite kontrol sürecinin gereği olarak yapılan çalışmalardan ibarettir.

Kurumsal ve işlevsel bağımsızlığı anayasal ve yasal güvence altına alınmış olan Sayıştay'ın denetim ve raporlama faaliyetleri sürecinde kalite kontrole ilişkin iç işleyişinin bir parçası olan Rapor Değerlendirme Kurulunun görüş ve tavsiyelerinin yer aldığı belgenin, sansür belgesi olarak nitelendirilmesi Sayıştay'ı yıpratmaya yönelik bir yaklaşım olup, hiçbir şekilde iyi niyetle bağdaşmamaktadır.

Haberlere dayanak yapılan ve sansür belgesi olarak nitelendirilen dokümanlar aslında Sayıştay'ın raporlama faaliyetlerinde hukuka ve denetim ve raporlama tekniğine uygun çalıştığının göstergesidir. Sayıştay anayasal bir kurum olarak TBMM'ye doğru, yeterli, zamanlı raporlar sunma ve kanunlarla kendisine verilmiş görevleri samimi bir şekilde yerine getirme gayreti içindedir."