ANKARA

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, 24 televizyonunda katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Şişli'de 10 işçinin hayatını kaybettiği asansör kazasıyla ilgili bir soru üzerine Çelik, şu bilgileri verdi:

"Bahse konu bu inşaatı 2013'ün altıncı ayında denetlemişiz, o zaman temel seviyesinde. Şimdi neredeyiz? 2014'ün dokuzuncu ayına geldik. Yani yaklaşık 1 yılda 35 katlık bir bina yapılıyor. Teknolojiyi görüyor musunuz? Temeldeki denetimlerde noksanlıklar bulunuyor. Bunlarla ilgili gerek yaptırım gerek idari para cezaları yazılıyor. Daha sonra şikayet ve meydana gelen olaylar üzerine bir denetleme yapılıyor ve 5 ayda belirlenen 21 noksanlığın bizzat 12 günlük dönem içerisinde giderilmesi isteniyor. 19 noksanlık gideriliyor, 2 noksanlık için idari para cezası uygulanıyor. Ne zaman bu? 2014'ün 5'inci ayından bahsediyoruz. Burası dinamik bir alan, her ay 3 tablanın atıldığı, binanın 10-15 metre yükseldiği bir alandan bahsediyoruz. Teftişler anlıktır. Siz bugün gelirsiniz burasını teftiş edersiniz. Burada yangın söndürücü var mı, şu tedbirler alınmış mı? Alınmış, düzenlenmiş, gidersiniz ama iki saat sonra bu dinamik sektörde ne gibi gelişmelerin meydana gelebileceğini kestirmeniz mümkün değil. Onun için fenni mesul çok önemli, yapı denetim firması çok önemli."

Mevzuat açısında ciddi bir sıkıntının bulunduğu kanaatinde olmadığını ifade eden Çelik, "Peki nedir bu olay? Farkındalık meselesi, hırs meselesi yani aşırı üretim meselesi. Yalnız inşaat için demiyorum. Gidin kömür madenleri böyle, diğer olaylarda böyle. Güvenliği ihmal eden bir yaklaşımın getirmiş olduğu ciddi bir problemle ve farkındalık anlayışını dikkate almayan ağırlıklı bir iş dünyasıyla karşı karşıyayız. Ben bugün iş dünyasını suçlamak istemiyorum. 1 milyon 630 bin iş yerimiz var. Allah aşkına ben buradan soruyorum, her iş yerinin başında sorumlular zaten var ama konuyu getirip teftişle ilişkilendirenlere sesleniyorum; teftişi yılda bir yaparsınız, iki yaparsınız. Şikayet üzerine teftiş yaparsınız ama bunlar anlık hadiselerdir. Biz 1 milyon 630 bin müfettişi, 1 milyon 630 bin iş yerinin başına koyamayız ki. Zaten işin başında duranlar var. Onun için burada, tüm bu sorunların yanında çıkardığımız yasa işverenin bunların bütününden sorumlu tutuyor. Çünkü işin sahibi sizsiniz ve buradaki tüm sorumluların görevlerini yerine getirip getirmediği konusunda da böyle bir genel sorumluluk var" diye konuştu.

Türkiye'nin yaşanan olumsuz tabloları hak etmediğini dile getiren Çelik, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında 36 tane ikincil mevzuatın yürürlüğe konulduğunu, bunların da bütün iş yerlerini ve çalışanları kapsadığını bildirdi.

Çelik, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu çıkartırken birçok kesimin karşılarında olduğunu bu nedenle de yasalaşmasının 5 yılı aldığını belirterek, iş sağlığı ve güvenliği bilincini oluşturmak için Türkiye olarak Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresi'ne ev sahipliği yaptıklarını vurguladı.

Bakanlığın denetimlerinde verdiği idari para cezalarının artırılacağının sinyalini veren ve cezaların kademeli artırılacağını belirten Çelik, gelecek yıldan itibaren Mesleki Yeterlilik Kurumu sertifikasına sahip çalışanların istihdama öncelik verilmesi yönünde düzenleme yapılacağını bildirdi.

Bakan Çelik, birçok sektörde üretim zorlamasının olduğunu, ülkenin kalkındığını ama iş sağlığı ve güvenliğinin ihmal edildiğini ifade ederek, "Hizmet alımına evet, alt işveren mutlaka olacak ama hangi alanlarda olacağını şimdi Meclis'te düzenliyoruz, onu netleştireceğiz. Taşeronlaşmadaki bu keyfilik köleliktir, açık söylüyorum. Hem kayıt dışılığı teşvik eden, hem de işçiyi olumsuz şartlarda baskı altında tutan uygulamalardır. Ekim ayıyla birlikte taşeron uygulamalarında asıl işte çalışanlarla ilgili farklı bir değerlendirme yapacağız" dedi.