ANKARA

"Ergenekon" davasının temyiz duruşmasında onuncu gün, sanık savunmalarıyla devam ediyor.

Yargıtay 16. Ceza Dairesi'ndeki duruşmaya, emekli Orgeneral Hurşit Tolon'un da aralarında bulunduğu bazı sanıklar, avukatları ve sanık yakınları katıldı. 

Eski Zonguldak Milletvekili, Başkent Üniversitesi kurucusu Prof. Dr. Mehmet Haberal, "savunma" değil, "açıklama" yapacağını belirtti.

Dünyada insan hayatı için önemli iki meslek bulunduğunu söyleyen Haberal, hekimler ve hakimlerin vereceği kararların büyük önem taşıdığını vurguladı. 

Mehmet Haberal, milletvekilliği döneminde parlamentoda kendisine üst düzey yetkililerin "kusura bakmayın Mehmet Bey yanlış yaptık" dediğini aktararak, "Böyle bir şey olabilir mi? Bu yanlışlar nedeniyle birçok insan hayatını, sağlığını, işini kaybetti. İki şey var ki geriye dönüşü söz konusu değildir. Biri insan hayatı diğeri de zaman. İnsan hayatı bir daha geri gelir mi" ifadelerini kullandı. 

"Bugün de üzerimize düşeni yapıyoruz"

Antidemokratik uygulamalara karşı 5 Mart 1984'de bin 300 imzalı "Aydınlar Dilekçesi"ni imzaladığını belirten Haberal, şöyle konuştu: 

"Aydınlar dilekçesini imzaladığım için en ağır hapis cezasına çarptırıldım, profesörlük unvanını kazanmış olmama rağmen tam 6 yıl boyunca bana kadro verilmedi. Eğer ülkemizin veya demokrasi aleyhine herhangi bir şey oluyorsa gereğini yapmak durumundayız. O gün nasıl gereğini yaptıysak dün de bugün de üzerimize düşeni yapıyoruz."

Adaletin sonunda mutlaka tecelli edeceğine inandığını dile getiren Haberal, "İşte bugün adalet tecelli ediyor. Bizimle ilgili iddianame hazırlayanlar nerede, bizimle ilgili karar verenlerin durumu nedir? Bunları siz değerlendireceksiniz. Çünkü adalet herkese gereklidir" dedi.

Mahkeme sürecinde yaşadıkları ve savunmasını topladığı kitaplarından alıntılar okuyan Haberal, kitaplarını heyete sundu. 

Haberal, "Tüm yaşantım boyunca sadece hizmete tabi bilim insanı olarak ülkemize ve milletimize kazandırdıklarım ortadayken bugün iddia makamının düzenlediği iddianamede sanal bir örgütün üyesi olarak gösterilmem adalet adına utanç vericidir" ifadelerini kullandı. 

Avukat Özersin'in savunması 

Haberal'ın Avukatı Serdar Özersin de soruşturmayı yapan polislerin hiçbirinin bugün görevde olmadığını, iddianameyi hazırlayan birtakım savcıların da meslekten ihraç edildiğini söyledi. 

Özersin, Haberal ile ilgili yapılan aramalarda hiçbir suç unsuruna rastlanmadığını, çapraz sorguda, isnat olunan fiille ilgisi olmayan 185 soru sorulduğunu anlattı. 

Bülent Ecevit'in tedavi süreci

Eski Başbakan Bülent Ecevit'in tedavi süreciyle ilgili iddiaları da yanıtlayan Özersin, "Sayın Ecevit'in tedavisiyle ilgili hastane sürecindeki bütün işlemler, belgeler dosyada mevcut. İş göremez belgesi verilecek ve darbeye teşebbüs yapılmış olacak iddiasında bulunuldu. Haberal, Sayın Ecevit'in tedavi heyetinde bulunan bir hekim değil. Kurucu rektör olması nedeniyle idari bir görevi vardı" dedi. 

"Yaşamım gasbedildi, zamanım katledildi"

Avukatının ardından tekrar söz isteyen Haberal, yaşamı boyunca Anayasa'nın verdiği bütün hakları kullandığını söyledi.

Haberal, 19 Ocak 2011'de ciddi sağlık sorunları yaşadığını, Haseki Hastanesi kardiyoloji bölümünde yatarken, odasının saat 20.00'de 3 Adalet Bakanlığı müfettişi, 15 polis, 5 jandarma ve bir gardiyan ile basıldığını belirterek, odasında bilgisayar ve telefon bulunduğu gerekçesiyle baskının yapıldığının söylendiğini kaydetti. 

"Yaşamım gasbedildi, zamanım katledildi" diyen Haberal, buna kimsenin hakkı olmadığını söyledi.