Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman, yaptığı açıklamada, büyük acılara ve yıkıma neden olan Marmara Depreminin 17. yılında, hayatını kaybedenleri rahmetle andıklarını belirtti.

O dönemde Yalova'da yayın yapan 2 gazeteden birinin imtiyaz sahibi olduğunu ve başyazısını yazdığını anımsatan Salman, "Bunun için depremin her noktasına dokundum. Bilgi sahibi olduk. Dünü bilmeden bugünü yaşayamazsınız. Yarını da ancak bugünden şekillendirebilir, bugünden kurtarabilirsiniz. Deprem gerçeğini o gün Türkiye öğrendi." dedi.

Salman, Marmara depreminin birçok özelliği bulunduğuna dikkati çekerek, "Önemli deprem bilimcilerinden rahmetli Prof. Dr. Aykut Barka ile depremin ardından defalarca görüşmemiz oldu. O şöyle bir şey anlatmıştı; bende derin bir yer etti. 17 Ağustos depreminin şöyle bir özelliği var, depremlerde yanal, düşey hareketler olabiliyor. İkisi de olabiliyor. Fakat 17 Ağustos'ta hem yanal hem düşey bir de burgu hareketi vardı. Öyle ki 5-6 katlı binalar tek kata düşmüştü. İşte o gerçeği öğrenince bunu insanlara anlatmak gerekiyordu." diye konuştu.

Asla unutmayacağız"

Depremi unutturmamak için üzerilerine düşeni yaptıklarını ve yapmaya devam edeceklerini vurgulayan Salman, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Marmara Depremini, 17. yılında unutmadık, unutmayacağız ama hepsinden en önemlisi unutturmayacağız. Kentin belediye başkanı olarak, yöneticileri olarak bu konuda duyarlılık gösteren her insanın yapması gereken unutturmamaktır. Deprem yine gelecek. İnsanlara, depremin değil binaların öldürdüğü gerçeğini öğretmemiz lazım. Marmara Depreminin birinci yılında olduğu gibi bu yıl da anma etkinliği gerçekleştireceğiz, hayatını kaybedenler için dualar okuyacağız."

Deprem Anıtı

Kentteki Deprem Anıtı'nın, depremi en iyi anlatan eserlerden biri olduğunun altını çizen Salman, "Şu an durduğumuz yer denizdi. Depremdeki enkazdan çıkan binaların parçaları ile dolduruldu bu alan. Daha sonra o dönemki belediye doğru bir karar aldı. Burayı bir deprem anıtı şeklinde tasarladılar ki unutturmama bölümünün en önemli unsurudur bu anıt. Buranın şöyle bir hikayesi var. Burayı tasarlayan heykeltıraş Yalovalıdır. Marmara Üniversitesinde doçentti Ümit Öztürk. Depremde kız kardeşini, eniştesini ve bir küçük kızı vardı, onları kaybetti. O acıyı yüreğinde taşıyarak burayı tasarladı." dedi.

Salman, anıtın yapısal özelliği ve barındırdığı anlamı da şöyle açıkladı:

"Burası ovaldir. Dünyayı ve yaşamı temsil eder. Buradaki S şeklindeki kıvrım fay hattını ifade etmektedir. Mermerler, depremde yıkılan binaları... Zaten üzerilerinde depremde kaybettiğimiz insanların isimleri var. 2 bin 507 diye geçer ama Yalova’da o gün 5 bin kişi hayatını kaybetmiştir. Çünkü cenazeler kendi memleketlerine gönderildi. Farklı çevre illere götürülenler oldu, onlar da sanki orada ölmüş gibi kayıtlara geçti. Ortadaki boru 12 metredir, 12 ayı temsil eder. Ondan su akar, o kaybettiklerimizin arkasında akıttığımız gözyaşlarıdır. Gece de oradan bir ışık çıkar ucundan, o da depremde kaybettiğimiz insanların ruhlarının göğe yükselişlerini ifade eder. İçeride bir deprem müzesi var. Fotoğraflar sergileniyor orada. Zaman içinde bunlar yıpranmıştı. Burası kapalıydı, personel yoktu. Unutturmama adına tekrar burası sıfırdan elden geçirildi. Bunun için adeta harabeye dönen müze, elden geçirildi, tavanı, tabanı, fotoğrafları yenilendi ve insanların hizmetine açık hale getirildi. Devamlı açık. Yalova’da yaptığımız turlarda da biz buraları gelenlere gezdiriyoruz. İnşallah gereken dersleri insanlar sadece 17 Ağustoslarda değil sürekli kafalarında tutarlar."

Depremden derslerin çıkarılması gerektiğine vurgu yapan Salman, deprem 1999 yerine 10 sene sonra olması durumunda Yalova'daki ölü sayısının iyimser bir tahminle 10 binlerle ifade edilebileceğine söyledi. Salman, Yalova'nın bundan ders çıkardığını, o dönem belediye meclis üyesi olduğu için ilk olarak Türkiye'de en doğru kararlara belediyenin imza attığını bildiğini aktararak, "İmarı 4 katla sınırlandırdık halen de öyle devam ediyor." ifadesini kullandı.