Başlangıçta Novel Coronavirüs (2019-nCoV) adı verilen bu yeni salgın, Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) resmi adlandırmasıyla Covid-19 olarak anılmaya başlandı, ardından pandemi, yani küresel salgın ilan edildi. 

Ölümcül salgınlara neden olan koronavirüse karşı en etkili silah, birbirimize göstereceğimiz sevgi ve saygıdır. Bu ölümcül salgın döneminde birbirimizin yaşama hakkına duyarlı olacağız ve genlerimizin emirleri doğrultusunda birbirimizi her zamankinden daha fazla sevip sayacağız.  Panikleyip bencilleşmekten uzak durabildiğimiz ve toplumları millet yapan sevgi ve saygıyı baştacı ettiğimiz sürece, biz koronavirüsten değil, koronavirüs bizden korkacaktır. 

Bütün dünyayı tehdit etmekte olan koronavirüs mikroskobik bir varlık. Onu tarihin çöplüğüne göndermek de, büyütüp milyonları katleden bir canavara dönüştürmekte bizim elimizde. Herşeyden önce, koronavirüsün yayılmasını önlemek amacıyla alınan önlemlere saygılı olmalı ve uzmanların önerdikleri temizlik kurallarına özen göstermeliyiz. 

Son yıllarda bölgesel ve küresel çapta yaşanan gelişmeler, koronavirüs salgınına neden olan Covid-19’un laboratuvar ürünü olduğuna ilişkin kuşkuları artırmaktadır. Önceki yazılarınızda da söylediğimiz gibi, “Kim yaptı?” diye papatya falı bakmaya gerek yok; yaşanan gelişmeleri altalta koyduğumuzda parmakların kimleri gösterdiği bir sır değil. 

Kuş gribi, SARS, MERS, domuz gribi gibi salgınlarda da, bunların birer biyolojik silah olabileceklerine ilişkin kaygılar dile getirilmişti. Fakat, ABD ile Çin arasında, Bir Yol Bir Kuşak/Yeni İpekyolu projesi bağlamında yaşanmakta olan liderlik mücadelesinin giderek derinleştiği bir süreçte, Çin’in Wuhan kentinden başlayan ölümcül salgına neden olan coronavirüsün (Covid-19) bir biyolojik silah olduğu ciddi ciddi konuşulmaya başlandı. 

Başlangıçta Novel Coronavirüs (2019-nCoV) adı verilen bu yeni salgın, Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) resmi adlandırmasıyla Covid-19 olarak anılmaya başlandı, ardından pandemi, yani küresel salgın ilan edildi. Küresel çapta bir paniğin yaşanmasına neden olan Covid-19’un, daha önceleri ölümcül salgınlara neden olan SARS ve MERS virüslerinin bileşiminden oluştuğu ve laboratuvarda belli bir amaca yönelik olarak üretildiği iddia ediliyor.

Soğuk algınlığı olaylarının önemli bir bölümünden sorumlu olan coronavirüsler, hem insanlarda (alfa ve beta coronavirüsler) hem hayvanlarda (gama ve delta coronavirüsler) bulunabilen büyük bir virüs ailesidir. Basit bir soğuk algınlığına neden olan coronavirüsler, Ortaçağ’daki veba salgınlarını hatırlatan ölümcül salgınlara da neden olabiliyorlar. 

ÖNCELERİ CİDDİYE ALMAMIŞTIK

20 yıl öncesine kadar coronavirüsler, insanlarda, hafif sağlık sorunlarına neden olduğu için, araştırmalarda pek dikkate alınmamışlardı. İlk olarak 2002 yılında Çin’de ölümcül bir salgına neden olan SARS’ın ve 2012’te Suudi Arabistan’da can kayıplarına neden olan MERS’in de coronavirüs ailesine mensup olduğu anlaşılınca, bu konudaki araştırmalar derinleştirildi. 

SARS-CoV’un misk kedisinden, MERS-CoV’un ise çöl devesinden insana geçtiği bu araştırmalar sonunda ortaya çıkarıldı. Aralık 2019’da “Çin’in virüs kuşağı” olarak bilinen Wuhan kentinde ortaya çıkan ve ölümcül bir salgına neden olan Covid-19, daha önce insanlarda saptanmayan bir virüs türü. SARS’a neden olan coronavirüsle aynı aileden olsa da, aynı özellikleri taşımıyor. 

Coronavirüsler, mutasyona uğrayarak hayvanlardan insanlara geçebilen bir virüs türü olduğundan ve vücudumuz bu patojenlere karşı bir bağışıklık geliştiremediğinden dolayı ölümcül salgınlara neden olabiliyorlar. 

Coronavirüslerin materyalleri bir RNA ipliğinden oluşuyor. Coronavirüsler, RNA virüsleri içinde en uzun genoma (kalıtsal malzeme) sahip virüslerdir. İnsanda bir hücreye bağlanan virüs, o hücrenin bazı bileşenlerini kullanarak kendini kopyalar. Bu kopyalar da aynı şekilde diğer hücrelere bağlanarak kendilerini kopyalarlar. Fakat, RNA virüsleri, DNA hücrelerinin kopyalamada kullandıkları hata düzeltme düzeneklerine sahip olmadıklarından, kopyalama sırasında oluşan hataları düzeltemezler. Bu nedenle, kopyalamada yapılan her hata, virüslerin mutasyona uğramalarına, yeni enfekte etme özellikleri kazanmalarına ve ölümcül salgınlara neden olmaktadır. 

Covid-19’un laboratuvar üretimi bir biyolojik silah olduğu, Çin’in, küresel ekonominin lideri olabilmek amacıyla başlattığı “Bir Yol, Bir Kuşak” olarak anılan Yeni İpekyolu’nun önünü kesmek amacıyla kullanıldığı iddiaları küresel çapta bir paniğin yaşanmasına neden olmaktadır.

CORONAVİRÜSTEN NASIL KORUNACAĞIZ?

Coronavirüs ile mücadelede antibiyotikler etkili olmadığından bağışıklık sistemimizi güçlendiren yiyecekler ve ilaçlar önerilmektedir. Ayrıca temizlik krallarına uyarak dengeli beslenme, bol su ve uyku ile hastalığın kısa sürede geçmesi sağlanabilmektedir.

Öksürme ve hapşırmayla yakındaki insanlara ve yüzeylere atılan damlacıklar içindeki virüsler buralarda birkaç saat ila birkaç gün boyunca bulaşıcı olarak kalabiliyor.

Covid-19 virüsü bulaşmış olanlar bir maske takarak virüsü yaymaktan kaçınabilirler, ancak sağlıklı insanların hasta bir kişiye temas etmedikleri sürece maske takmalarına gerek yoktur.

Covid-19 ve diğer virüslerle enfekte olmayı önlemenin en iyi yolu, ellerinizi 20 saniye boyunca sabunla yıkamak, yüzünüze dokunmaktan kaçınmak, öksürürken ya da hapşırırken kolunuzla ağzınızı ve burnunuzu kapatmak, hasta insanlardan uzak durmak ve sıkça kullanılan yüzeyleri sabunlu, kolonyalı ya da 10’da 1 oranında çamaşır suyu katılmış suyla ıslatılmış bezle düzenli olarak temizlemektir.

Hızla yayılan bu virüs grubuna karşı henüz geliştirilmiş bir aşı olmadığından temizlik kurallarına uyarak kendinizi korumaya çalışacağız. 


KORONAVİRÜS SİZDEN GÜÇLÜ DEĞİL

Süratle hayata geçirmekte olduğu Yeni İpekyolu üzerinden küresel ekonominin lideri olmaya hazırlanan dünyanın ikinci büyük ekonomik gücü Çin ile birlikte tüm dünya ülkeleri içlerine kapandılar ve kaygılı bir bekleyiş içindeler.

Bütün dünyayı tehdit etmekte olan koronavirüs mikroskobik bir varlık. Onu tarihin çöplüğüne göndermek de, büyütüp milyonları katleden bir canavara dönüştürmekte bizim elimizde. 

Zor günler, bizim yardımlaşma ve dayanışmaya ilişkin genetik özelliklerimizin uyandığı tavan yaptığı dönemlerdir. Felaketler, bizim insanlarımızın dayanışma ve yardımlaşma duygularını en üst düzeyde uyarmaktadır. 

Ölümcül salgınlara neden olan koronavirüse karşı en etkili silah, birbirimize göstereceğimiz sevgi ve saygıdır. Bu ölümcül salgın döneminde birbirimizin yaşama hakkına duyarlı olacağız ve genlerimizin emirleri doğrultusunda birbirimizi her zamankinden daha fazla sevip sayacağız.  Panikleyip bencilleşmekten uzak durabildiğimiz ve toplumları millet yapan sevgi ve saygıyı baştacı ettiğimiz sürece, biz koronavirüsten değil, koronavirüs bizden korkacaktır.

Herşeyden önce, koronavirüsün yayılmasını önlemek amacıyla alınan önlemlere saygılı olmalı ve uzmanların önerdikleri temizlik kurallarına özen göstermeliyiz.