AK Parti'nin Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Temsilcisi Recep Özel, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Anayasa Mahkemesi kararıyla mühürsüz oy pusulalarının geçersiz sayıldığı" yönündeki açıklamasını, farklı şehirlerdeki farklı olayların kararlarını birbirine karıştırarak yaptığını belirterek, "Kılıçdaroğlu'nun bahsettiği Güroymak'taki belediye başkanlığı seçiminde mühürsüz oy pusulalarına ilişkin bir hadise yok." dedi.

Kılıçdaroğlu'nun, partisinin geçen salı günkü grup toplantısında, 'Anayasa Mahkemesinin 2014'te Bitlis'in Güroymak ilçesindeki seçimlerde mühürsüz oy pusulalarını geçersiz saydığı yönünde bir karar aldığını' iddia etmesi tartışma konusu olmuş, söz konusu kararın Mersin Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odasının seçimine ait İsmail Taşpınar'ın bireysel başvurusu olduğu gündeme getirilmişti.

AK Parti'nin YSK Temsilcisi Özel, Kılıçdaroğlu'nun bahsettiği Güroymak'taki konuyu AA muhabirine şöyle anlattı:

"CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 'Anayasa Mahkemesi kararıyla mühürsüz oy pusulalarının geçersiz sayılmasına' ilişkin açıklamasını farklı şehirlerdeki farklı olayların kararlarını birbirine karıştırarak yapmış. Kılıçdaroğlu'nun bahsettiği Güroymak'taki belediye başkanlığı seçiminde mühürsüz oy pusulalarına ilişkin bir hadise yok. Güroymak'taki seçimleri, İl Seçim Kurulu iptal etmiş. Sonra Mahalli İdareler, Yüksek Seçim Kurulu'na görüş soruyor. Mahalli İdare, 'Önceki belediye başkanı, seçim yapılıncaya kadar görevine devam edebilir mi' diye Yüksek Seçim Kurulu'ndan görüş sormuş. YSK da bu konunun seçim hukukuyla ilgisi olmadığından görüş vermemiş."

Anayasa'nın 79'uncu maddesinde yer alan "Yüksek Seçim Kurulunun kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamaz." hükmüne atıfta bulunan Özel, bunun açık bir hüküm olduğunu söyledi.

Seçimle ilgili tek yargı mercisinin YSK olduğunu belirten Özel, "Nasıl Anayasa Mahkemesinin kararları kesinse YSK'nın da seçim iş ve işlemleriyle ilgili vermiş olduğu kararlar kesin. Bireysel müracaata dahi konu olamıyor. Anayasa Mahkemesine herkes dilekçe verebilir ama bunun neticesi önemli. Neticesi olmayan bir yola gidiyorlar. Anayasa Mahkemesi, YSK üzerinde bir denetleme, bir üst merci değildir. Kemal Kılıçdaroğlu, halk oylaması sürecinde bu 18 maddenin 18'ine yalanları ilave ederek kamuoyunu yanlış bilgilendirmişti. Herhalde bu alışkanlığından vazgeçmedi, hala yalanı devam ettiriyor." değerlendirmesinde bulundu.

"Kılıçdaroğlu, kılavuzlarına bakmalı"

AK Parti Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Sorgun ise sandıktan başlayarak Yüksek Seçim Kuruluna kadar tüm partilerin seçim sürecindeki kurullarda temsilcileri olduğunu belirterek, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'in halk oylaması öncesinde yaptığı "SEÇSİS denen sistemde herhangi bir hırsızlığa imkan yok" açıklamasını hatırlattı.

CHP'nin sonuçlar istediği gibi çıkmayınca bahane bulmaya çalıştığını kaydeden Sorgun, "Kuru kavaktan düdük olmaz. Kesin 'hayır' çıkacağına dair iddiada bulundular, şimdi de bunu tevil etmeye çalışıyorlar. Ama bunun hiç kimseye bir faydası yok." dedi.

Aslolanın seçmen iradesinin sandığa yansıması olduğunu vurgulayan Sorgun, bu konuda herhangi bir tereddüdün olmadığını söyledi. Kılıçdaroğlu'nun konuşmasında vermiş olduğu örneğin birbirinden alakasız olaylar olduğunu dile getiren Sorgun, "Kılıçdaroğlu zaten metinleri bir başından bir sonundan alır. Bağlamından koparır. Sonra da mahcup olur, tabi mahcup olursa. Kılavuzlarına bakmaları gerekir. Oturup Kılıçdaroğlu bizzat kendisi yargı kararlarını tarayacak değil. Ama bu kararları eline kim tutuşturuyorsa onlara bakmasını öneririm. Onların kendi iç işleridir." ifadelerini kullandı.

Sorgun, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu başta olmak üzere tüm muhalefet partilerine "Uyum yasalarını birlikte en güzel şekilde çıkaralım" çağrısında bulundu.

Kılıçdaroğlu ne demişti?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 18 Nisan Salı günkü grup toplantısında şu ifadeleri kullanmıştı:

"Bakınız değerli arkadaşlar, 2014 Bitlis Güroymak'ta seçim yapıldı. Seçimlerde mühürsüz oy pusulaları olduğu görülür. Ne zaman? 2014'te. Seçim iptal edilir, yenilenir. İtiraz edilir, Yüksek Seçim Kuruluna gelir. Yüksek Seçim Kurulu alır bakar, der ki 'Kusura bakmayın, mühürsüz oy pusulaları var. İlçe seçim kurulunun aldığı karar doğrudur, seçimin yenilenmesi gerekir.' Aynısını söyler. Şimdiki başkan da Yüksek Seçim Kurulu başkanıdır aynı zamanda ve şimdi Anayasa Mahkemesine başvurulur bunun üzerine. Anayasa Mahkemesi 6 Şubat 2014’te bir karar verir. 'Oylar, üzerinde ilçe seçim kurulu mührü bulunan ve oy verme sırasında sandık kurulu başkanı tarafından verilecek zarflara konulmak suretiyle kullanılır. Mühürsüz oy pusulası ve zarfla kullanılan oylar geçersiz sayılır.'

Ne kadar güzel değil mi? Anayasa Mahkemesi kararı. 'Mühürsüz oy pusulası ve zarfla kullanılan oylar geçersiz sayılır.' diyor. Kim diyor? Anayasa Mahkemesi diyor. Yüksek Seçim Kurulu şimdi ne diyor? 'Bunlar geçerlidir' diyor. Yani 'ben Meclisi zaten takmıyorum, onların çıkardıkları kanunlara da uymuyorum, ne demek Anayasa Mahkemesi, onu da takmıyorum' diyor. 'Ben kimi takarım? Beni buraya getiren siyasi iradeye bakarım. Nasıl talimat verirse öyle karar veririm' diyor. Sen öyle karar veremezsin kardeşim, veremezsin."