ANKARA

İçişleri Bakanı Efkan Ala, "Biz, demokrasiden, vatandaşı bizim yönetmemiz gerektiğini anlayan bir zihniyetin temsilcileri değiliz. Vatandaş kendi kendini yönetecek. İdare ile iradeyi ayırmak lazım. İradeyi kullanacak olanlar ya halktır ya da halktan yetki almış olanlardır. Bunun dışında idari mekanizmaların irade kullanma yetkileri yoktur" dedi.

Ala, Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) meclis toplantısında, insanların ortak ihtiyaçlarını karşılayan organizasyonların çeşitli adlar altında, çeşitli teşkilatlar biçiminde hep var olduğunu, Tanzimat döneminden itibaren Türk yönetim sistemine giren belediyelerin o günden beri çok ciddi reformlarla geliştiğini aktardı.

Bugün belediyeciliğin yönetim sistemleri içinde merkezi bir konuma oturduğunu bildiren Bakan Ala, şöyle dedi:

"Bin yıllık bir şehirde belediye başkanıysanız, bin yılın sorumluluğunu da taşırsınız. Ondan daha büyük bir kent kurabilirsiniz, daha estetiğini de yapabilirsiniz. Daha kaliteli hizmet sunabileceğiz sosyal mekanlar da oluşturabilirsiniz. Ama asla bin yıllık bir şehir kuramazsınız. Çünkü bin yıllık bir şehir kurmanın yolu yoktur. O şehri kurmak için bin yıl gerekir. O zaman böyle hızlı kentleşme, hızlı göç ve hızlı bir hayatın hüküm sürdüğü dönemimizde geçmişin bize yüklediği yükümlülük, mevcut mirası koruma ve bizden sonraki nesillere aktarmadır. Önce o mirası koruyacağız sonra da kentte yaşayan insanların ihtiyaçlarını en kaliteli şekilde karşılamaya çalışacağız."

"Vatandaş talepleriyle, sorunlarıyla sizleri yönlendiriyor"

Modern toplumların, insanların geçmişten farklı olarak daha çeşitli ihtiyaçlarla karşı karşıya olduğunu belirten Ala, artık yerel yönetimlerin hızlı ve çok geniş kesimlere hitap eden kararlar alması gerektiğini, ayrıca günümüzde diğer ülkelerdeki belediyelerle de rekabet içinde olunduğunu kaydetti. 

Artık yönetilenlerin yönetime katılmak istediğini aktaran Ala, şunları söyledi:

"Her ne kadar 5 yıllığına bir yetki devri yapmış olsa da yetkinin tamamını devretmiyor. Denetim yetkisini devretmiyor. Vatandaş talepleriyle, sorunlarıyla sizleri yönlendiriyor. Eleştirileriyle sizlere katkıda bulunuyor. Onun için bunun da kurumsallaştırmak gerekir. O ili yönetirken artık yöneten yönetilen ilişkisinden çıkıp, o şehrin özel sektörüyle, sivil toplum kuruluşlarıyla, kamu kuruluşlarıyla ve diğer birimlerle ortak bir yönetişim anlayışı içinde şehri yönetmek vatandaşa sunacağımız hizmetin kalitesini arttırır."

"Meşgul olmakla iş üretmek arasında fark var"

Farklı tiplerde yöneticiler bulunduğunu aktaran Ala, "Birincisi işleri yapar, yaptırır. Ya da çok meşgulsünüzdür ama ürettiğiniz işi saymaya gelince sayamazsınız. Çünkü meşgul olmakla iş üretmek arasında fark vardır ve aslında siz olup biteni seyrediyorsunuzdur. Bir üçüncü tiptir olup bitenden haberdar dahi olmayan yöneticidir. Birincisinden olmaya gayret edelim" dedi.

Bakan Ala, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Geçtiğimiz yüzyılın son çeyreğine kadar merkezi yönetim ve yereldeki temsilcileri aracılığıyla kamu hizmeti sunmayı yöntem olarak benimsemişiz. Belediyelere yeterli ehemmiyet gösterilmemiş. Geçtiğimiz yüzyılın son çeyreğinde girişim özgürlüğünü uygulamaya koyma kararımızdan sonra gördük ki bunun başarılı olması için aynı zamanda etkin, güçlü, hızlı karar verebilen, kaynağı olan yerel yöneticilere de ihtiyacımız var. 

Son yaptığımız düzenlemeyle mülki sınırların aynı zamanda büyükşehir belediye sınırları haline dönüştürülmesi bir devrimdir. Ama vatandaşın yönetime katılmasını önemsemeyen, demokrasiden sadece kendisinin yönetmesini anlayan bazı muhalif partiler bunu anlayamadı. Bu tasarıya karşı çıktılar. Bu bir makas, bir istikamet değişimidir. Bunu anlamamak nasıl bir siyaset anlayışıdır. Bu vatandaşın artık mercisinin değişmesi demektir. Merci değişmiştir. 

Biz, demokrasiden vatandaşı bizim yönetmemiz gerektiğini anlayan bir zihniyetin temsilcileri değiliz. Biz, demokrasiyi vatandaşın kendisini yönettiği bir tanım olarak görüyoruz. Vatandaş kendi kendini yönetecek. İdare ile iradeyi ayırmak lazım. İradeyi kullanacak olanlar ya halktır ya da halktan yetki almış olanlardır. Bunun dışında idari mekanizmaların irade kullanma yetkileri yoktur. Millete güvenmeyen, kendini milletin merkezine koyan, kerameti kendinden menkul anlayışları da bertaraf eden bir yaklaşımla biz reformlarımızı yapmak zorundayız. Aksi takdirde bunun maliyetini milletimize ödetiyoruz, buna hakkımız yok."

"Zihinleri 19. yüzyıla kodlanmış"

Güçlü ülkelerin merkezi yönetimlerinin de güçlü olduğunu aktaran Ala, "Türkiye'de bir yerel yönetim reformundan bahsedince yine 19. yüzyıla zihinlerini kodlamış bazı anlayışlar devreye giriyor, hemen mefhumu muhalifinden merkezi irade zayıflayacak diye bir çıkarımda bulunuyor. Bu cehaletin itirafıdır" dedi.

Yerel yönetimlerin güçlü olması için merkezi yönetimin, merkezi yönetimin güçlü olması için de yerel yönetimlerin güçlü olması gerektiğini belirten Ala, şöyle devam etti:

"Zannediyorlar ki yerel yönetimleri zayıf bırakırsak merkezi yönetim güçlenir, hayır. O zayıflığın bedelini merkezi yönetimde ödersiniz. Sizin işiniz olmayan bir sürü işlemle uğraşır, kendi işinizi yapamaz hale gelirsiniz. Daha alt düzeyde bir mekanizma ya da bir kişinin yapacağı işi yapan boş oturuyor demektir. Güçlü Türkiye'yi güçlü bir yerel yönetimlerle güçlü bir merkezi iradeyle ama birbirinden haberdar hükümetlerin politikalarını hedefleyen, genel makro hedefleri gözeten bir anlayış içinde demokrasisini geliştiren bir anlayışla yolumuza devam edeceğiz."

Anadolu'nun 3 boyutlu fotoğraf

Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce de ihalesi yeni yapılan bir sistem hakkında bilgi verdi. Güllüce, "Tüm Anadolu'nun havadan 3 boyutlu fotoğrafını çekeceğiz. Bunlar sayısallaştırılacak ve kent bilgi sistemine aktarılacak. Belediyelerimiz yeni bir yazılıma ihtiyaç olmadan bizim sisteme girip kent bilgi sistemine ulaşacak. Bir senede gerçekleştireceğimiz bu sistem ciddi maliyet avantajı sağlayacak" dedi.

Güllüce, Bakanlıkta bakan yardımcısı ve bir müşavirin sadece belediyelerle ilgilenmek üzere bir organizasyon yaptığını, belediye yetkililerinin sorunlarını doğrudan buraya ulaştırabileceğini söyledi.

Kentsel dönüşüme de değinen Güllüce, kentsel dönüşümün herkes yapıyor diye yapılabilecek bir uygulama olmadığını belirterek, "Kentsel dönüşüme başlamadan önce belediye başkanımız nasıl yapacağını, kimle yapacağını, halkla nasıl anlaşacağını değerlendirmeden, ben burada kentsel dönüşüm yapacağım diye bize gönderir biz de bunu Bakanlar Kurulu'ndan geçirirsek bunun dönüşü yok. Çözümsüzlük olmaması için belli prensiplerle çalışılması lazım" diye konuştu.

TBB ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da birliğin çalışmaları hakkında bilgi verdi. Topbaş, yerel yönetimlerin halka en yakın yarı sivil toplum örgütü olduğunu aktardı. 

Konuşmaların ardından Birlikte görev alan belediye başkanlarına plaket verildi.