ANKARA - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, SHOW TV canlı yayın programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.

"MİT tırlarına ait olduğu iddia edilen görüntüler yayınlandı Cumhuriyet gazetesinde. Bunun ardından bir tartışma başladı, siz de bu tartışmaya müdahil oldunuz. Bu yayını yapan gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar hakkında suç duyurusunda bulundunuz. Bu sürece dahil gelişmede müdahil olmanızın nedeni ne?" sorusu üzerine Erdoğan, MİT'in devletin şu anda en özel teşkilatı olduğunu, bu teşkilatın gerek ulusal bazda, gerekse uluslararası bazda hassas görevleri olduğunu belirtti.

"Paralel yapının" burada da devreye girdiğine dikkati çeken Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Neticesinde bakın şu anda hepsi dökülmeye başladı. Bunlar konuşuldu. O günlerde bunlar gazetelerde, televizyonlarda yer aldı. Peki şimdi, tekrar seçimin son haftasına girerken ismini zikrettiğiniz gazete ve o ismini zikrettiğiniz şahıs ki geçmişin biliyorsunuz malum takımlarından birisidir, şu anda bunu gündeme getirmesinin tek sebebi, tekrar ülkeye zarar vermek, bir tezvirat, böyle bir kampanya. Kaldı ki bu yargıda şu anda. Yargı süreci devam ediyor. O savcılar, hakim vesaire bunlar hepsi yargılanıyor. Askerler yargılanıyor. Bununla ilgili olarak subay, astsubay bazı tutuklu olanlar var. Böyle bir sürecin içerisinde sen kalkıyorsun, böyle bir başlık atıyorsun. Böyle bir başlığı atman bile bana göre hem ülkeye bir ihanettir hem de bunun nereye gideceği konusunda sen bu kararı neye göre veriyorsun? Paralel yapının dediği istikamette bunu kullanıyor."

"Sürecin en önemli ayaklarından bir tanesi"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bank Asya'ya TMSF el koydu. Bu da Paralel Yapı'lanmanın finans kaynaklarına yönelik bir mücadelenin ayağı mı" sorusu üzerine, "Tabii bu sürecin en önemli ayaklarından bir tanesi" değerlendirmesinde bulundu. 

Erdoğan, konuya ilişkin şunları kaydetti:

"Orada meşru olmayan yollarla nasıl paralar toplandı ve nasıl böyle bir yapı, finans sektöründe ayakta tutuldu, şimdi bu ortaya çıktı. Suistimaller ortaya çıktı, BDDK nihayetinde, TMSF'nin teftiş raporları neticesinde kararını verdi, tabii bu kararın neticesinde de TMSF'ye devredildi. Bu süre 1,5 yıl sürdü. Eğer hukuk içerisinde bu olmamış olsa, zaten 1,5 yıl önce hemen anında el konulurdu ama bir hukuki süreç takip ediliyor ve bu hukuki süreçte de en sonunda buraya gelindi, şimdi artık TMSF burayı yürütüyor."

Çözüm süreci

Çözüm Süreci'yle ilgili Erdoğan, Akil insanlardan bazılarının 200 aydının içinde yer aldığını belirterek, "Üzüldüm. Neleri kendileri bize rapor ettiler, şimdi neyi konuşuyorlar" dedi.

Erdoğan Çözüm Süreci'nin sulh ve sükun hayata hakim olursa yürüyeceğini savunarak, "Biz Hakkari'de havaalanını açarken, öbür tarafta Yüksekova'da kepenk indirenler, maskeli yüzlerle orada dolaşanlar olduğu sürece Çözüm Süreci tehdit altındadır" diye konuştu.

"Darbeciyle aynı masada oturmam mümkün değil"

“HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, Mısır’da Türkiye’nin tavrının net olmadığını söyledi. Bir çağrı yaptı; bir heyet gönderelim, Mısır’daki idam kararlarını geri aldırana kadar o heyet Mısır’dan çıkmasın, dedi. Demirtaş’ın bu tepkisini nasıl değerlendiriyorsunuz, samimi buluyor musunuz” şeklindeki soruya Erdoğan,  “Yani ben inanmıyorum. Bunların bu çağrısını samimi bulmam söz konusu değil. Yani samimiyse çağrı yapmasına gerek yok. Mısır’a kimi gönderecekse göndersin” yanıtını verdi.

Erdoğan, "Ben, Sisi gibisiyle zaten doğrusu masaya oturmam. BM Genel Kurulu’nda bizi aynı masaya koymuşlardı, ben o akşam yemeğe katılmadım. Ertesi gün yine aynı şeyi yaptılar, yine katılmadım. Niye? Çünkü o fotoğraf, tarihe benim için kara leke olarak girer. Benim bir darbeciyle aynı masada oturmam mümkün değil" dedi.

"Danıştay kararı var"

Erdoğan, "Şu oturduğumuz mekanla ilgili neler söylendi değil mi? Kaçak saray dediler, Danıştay kararı var, her şey var. Düşünebiliyor musunuz bir Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde böyle bir yaklaşım olabilir mi? Bu ülkede siyaset yapanlar, kalkıp da buraya 'kaçak saray' denecek kadar densiz bir duruma düşer mi? Bunu Tayyip Erdoğan şahsına mı yaptı?" diye konuştu.

"Burada bütün mesele bu güvenoyunu halktan alabilmek"

Erdoğan, "Bir defa bu seçimle beraber hükümet bir güven oylaması, en geniş anlamda bunu yapmış olacak. Çünkü halkın güvenoyu vermesi hiçbir şeyle mukayese edilmez. Bu güvenoyunu hükümet aldığı andan itibaren, kurulacak hükümetle birlikte işe adeta sıfırdan başlıyormuş gibi çok daha farklı bir heyecanla, coşkuyla başlamış olacak. Tabii çok ciddi manada bir kadro değişikliğine ben gittiklerini görüyorum, bununla birlikte de tabii burada oluşacak yeni bir ekiple, yeni bir hizmet kervanıyla Türkiye yoluna devam edecektir. Burada bütün mesele, bu güvenoyunu halktan alabilmek, aldığı anda mevcut hükümet çok daha güçlü yürüyecektir. Ben doğrusu bu noktadaki tabii değerlendirmede bir yere kadar, ama bir koalisyon şeyi zaten düşünmüyorum. Yani gittiğim yerlerde, meydanlarda falan böyle bir hava esmiyor, böyle bir hava da zaten yok" diye konuştu.