WASHINGTON

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Washington temasları kapsamında Uluslararası Stratejik Araştırmalar Merkezinde (CSIS), "21. Yüzyılda Türkiye-ABD İlişkileri" başlıklı konferansta konuşma yaptı.

Türkiye’nin güney coğrafyasında "terörizmin etkinliğinin arttığı, etnik ve mezhepsel fay hatlarının derinleştiği ve bölgesel işbirliği dinamiklerinin çalıştırılamadığı talihsiz bir konjonktürün ortaya çıktığını" ifade eden Çiçek, bölgedeki sancılı değişimde Suriye’deki mevcut durumun temel etken olduğunu bildirdi.

Çiçek, Suriye’deki ihtilafın yarattığı yıkım ve insanlık dramının artık vahim boyutlara ulaştığını belirterek, şunları söyledi:

" DAEŞ ile mücadele ancak ve ancak Suriye’ye yeniden istikrar getirilerek kazanılabilir. Esed rejimi yerinde durdukça, tarihin en acımasız terör örgütü olan DAEŞ’in kökünden kazılması mümkün olmayacak ve Suriye kaynaklı başka tehditler de birbirini takip edecektir. Bu ülkedeki ihtilafın sona erdirilmesinin veDAEŞ ve benzeri tehditlerin bertaraf edilmesinin yolu, yaşayabilir ve gerçek bir siyasi dönüşümden geçmektedir."

DAEŞ ile mücadelede Meksika sınırı örneği

Türkiye’nin DAEŞ’in etkin olduğu coğrafyayla bin 300 kilometre sınırı bulunduğunu, bu nedenle örgütün her şeyden önce Türkiye’ye tehdit oluşturduğunu vurgulayan Çiçek, Türkiye’nin terör örgütü olarak gördüğü DAEŞ’la mücadele için uluslararası koalisyona her açıdan destek verdiğini ve bu noktada daha fazlasını da yapmak istediğini anlattı.

Çiçek, Suriye ve Irak’ta 80’den fazla ülkeden gelen 20 bin civarındaki DAEŞ mensubu terörist olduğuna dikkati çekerek, Türkiye’nin kendi imkanları ve bilgi kaynaklarıyla şu ana kadar 93 ülkeye ait 12 bin 550 kişinin Türkiye'ye girişini yasakladığını anımsattı.

Türkiye sınır geçişlerinin daha kontrollü yapılması ve tümüyle engellenmesi arzusunu taşısa da bunun zor olduğuna dikkati çeken Çiçek, ABD'nin, Meksika sınırını kontrol altına almak için milyonlarca dolar harcamasına, sınır görevlisi sayısını artırmasına ve demir teller germesine rağmen her yıl yüz binlerce kaçağın hala ülkeye girebildiğini örnek gösterdi.

Çiçek, "Türkiye ile ilgili değerlendirmeleri yaparken zaten coğrafi olarak çok zor bir bölgede olan Türkiye’nin kararlılığını takdir edebilmeniz açısından bu örneği verdim" dedi.

"DAEŞ’le mücadele PKK’nın meşru görülmesine hizmet etmemeli"

Bölgedeki tek terör örgütünün DAEŞ’ten ibaret olmadığını belirten Çiçek, Türkiye’nin 30 yıldan bu yana 40 bin insanın hayatına mal olan PKK terörüyle mücadele ettiğini hatırlattı.

Çiçek, "DAEŞ’e karşı mücadelenin, bölgede PKK ve saklı grupların grupların meşru görülmesine hizmet etmemesi gerektiğine" vurgu yaparak, şunları kaydetti:

“Terör örgütü PKK’nin, son zamanlarda DAEŞ ile mücadele ediyor olması onu terör örgütü olmaktan çıkarmaz. Dolayısıyla son zamanlarda bazı ülkelerde, bazı yayın organlarında PKK’nın bu terörist örgüt niteliği gözardı edilerek adeta bir insani yardım kuruluşu gibi takdim edilmeye (çalışıldığını) ve bir illüzyona maruz kalındığını da görmek gerekiyor. Onun için uluslararası toplum hiçbir ayrım yapmadan, PKK, DAEŞ dahil tüm terör örgütlerinin karşısında beraber dayanışma içinde olması gerekiyor.

'1915 yılı olaylarının açığa çıkarılmasını en fazla Türkiye istiyor'

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, 1915 yılı olaylarının tüm yönleriyle açığa çıkarılmasını en fazla Türkiye'nin istediğini belirterek, "Ne varsa bu işlerin önünde ve arkasında, kim bu olayları kışkırttı, kim teşvik etti ve sonuçta ne olduysa bunun tüm yönleriyle, belgelere dayalı olarak ortaya çıkarılmasını istiyoruz. İstiyoruz ki istismar ortadan kalksın, tarihi gerçekler gün ışığına çıkarılmak suretiyle barışa katkı sağlayalım" dedi.

'Parlamenter sistem sürdürülebilir bir durum değil'

Başkanlık sistemine dair soru üzerine, geçmişteki koalisyonlar döneminin Türkiye için çok sancılı ve sıkıntılı geçtiğini belirten Çiçek, başkanlık sisteminin Türkiye için daha iyi bir tercih olacağını söyledi.