ANKARA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen İzmir ve Kocaeli Şehir Hastaneleri Proje Finansman Töreni'ndeki konuşmasına başlarken, finansman anlaşmasının hayırlı olması dileğinde bulundu. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şehir hastanelerimizin açılışlarına inşallah önümüzdeki aydan itibaren başlıyoruz. 2019 yılına kadar tüm hastanelerimizi hizmete almayı planlıyoruz. Tabi burada mesele şu, biz öyle hastaneler inşa edelim, kuralım ki buralarda benim vatandaşım hastaneye girdiği zaman hastanenin içinde, dışarıda, şurada, burada sedyelerin üzerinde dolaşmasın. Çocukluğumuzda hastanelere gittiğimiz zaman sedyeler üzerinde bir binadan başka bir binaya, bir yerde bakıyorsunuz sabah doktor sizi muayene ediyor, ondan sonra röntgen için bir başka binaya geçiyorsunuz, oradan bir başka binaya geçiyorsunuz, hep bunları yaşadık bu ülkede. Ama 'Artık bu böyle devam edemez' dedik, bunun bitmesi lazım. Girdiği zaman oradan her şey bitmiş olarak vatandaşım çıkmalı. İşte şimdi bu hamdolsun birçok hastanede başarıldı ama bunun daha da geliştirilerek devamının mücadelesini veriyoruz. Bu projelerin altında yatan gerçek bu." 

Bugün İzmir ve Kocaeli gibi iki önemli şehrin şehir hastanelerinin 1,1 milyar dolarlık dış finansmanının yaklaşık 637 milyon dolarlık bölümüne ilişkin anlaşmanın imzalarına şahitlik edeceklerini vurgulayan Erdoğan, "Projenin yüzde 5 ortağı da olan 'General Electric' firması yetkilileri mart ayında ve geçtiğimiz ay Amerika'da yaptığımız görüşmelerde verdikleri sözleri tuttukları için ben de kendilerine şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum." dedi.

Yatırım bedeli 1,4 milyar dolar olan projenin finansmanının 1,1 milyar dolarının dış krediyle, kalanının öz kaynakla karşılandığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kocaeli Şehir Hastanesi'nin bin 180 yatağa sahip olacağını ve 6 ayrı hastaneden teşekkül edileceğini, İzmir Bayraklı Şehir Hastanesi'nin ise 2 bin 60 yatağa sahip olacağını, 6 ayrı bloktan oluşacağını bildirdi.

"Siyasi değerlendirmelere değil, reel duruma bakıyorlar"

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Mevcut projeler daha ziyade dış kaynakla finanse ediliyor, finansman özel sektörü eliyle sağlandığı için kredi derecelendirme kuruluşlarının siyasi saiklerle açıkladığını notlardan da asgari düzeyde etkileniyor. Yine söylüyorum, sipariş üzerine kredi derecelendirme kuruluşları Türkiye'ye not vermeye kalkıyorlar. Kusura bakmasınlar, bunların hiçbirisi Türkiye için geçerli değil. 

Piyasanın gerçek oyuncuları siyasi değerlendirmelere değil, reel duruma bakıyor. Öyle olduğu için de bu tür projelerde hiçbir finansman sıkıntısı çekilmiyor. Yüksek büyüme potansiyeliyle istikrar ve güven ortamını titizlikle korumasıyla Türkiye, yatırım yapılabilir bir ülke olduğunu her fırsatta gösteriyor. Bugün de işte bu gerçeğin tezahürlerinden birini yaşıyoruz."

Bu şekilde Türkiye'nin bölgesinde ve dünyada söz sahibi olacağını kaydeden Erdoğan, bu yatırımların Türkiye'yi dünyada en ileri 5 sağlık merkezinden biri haline getirmesini hedeflediklerini bildirdi. 

Hastanelerde görevli 141 bin doktor bulunduğunu, tıp fakültelerinde ise 71 bin öğrencinin eğitim aldığını aktaran Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bunu daha da artırmanın gayreti içerisindeyiz. Bunlar için de farklı uygulamaları getirmek suretiyle, doktor yetiştirme noktasında inşallah çok daha gayretli olacağız ve çok daha bu işteki üretimimizi insan unsuru noktasında artıracağız. Yardımcı sağlık personeli olmak için eğitim görenlerin sayısı 100 binin üzerindedir. Türkiye her alanda olduğu gibi sağlık alanında da 2023 hedeflerine ulaşmak için kararlı adımlarla yürümeye devam etmektedir. Bütün bunları söylerken elbette ülkemizin içinde bulunduğu coğrafyanın zorluklarını, bunlardan kaynaklanan sıkıntıları göz ardı ediyor değilim. Burada özellikle batıdaki bazı kesimlerin almadıkları, anlamak istemedikleri husus şudur, Türkiye bu zorluklara rağmen, gündemindeki projeleri hayata geçirebilecek, ekonomik programlarını uygulayabilecek güce sahip bir ülkedir. Dört bir yanımızda savaş da olsa, kriz de olsa, biz kendi hedeflerimize odaklanmış bir şekilde yolumuza devam ediyoruz, edeceğiz. Elbette bu potansiyele kolay ulaşmadık. Geçmişte pek çok krizler yaşayarak, tökezleyerek kendimize bir yol açtık. Özellikle son 14 yıldır sıkı sıkıya sahip çıktığımız güven ve istikrar ortamı sayesinde iç ve dış kaynaklı her türlü sarsıntıya karşı güçlü savunma refleksleri geliştirdik. Eğer bu güçlü savunma reflekslerimiz olmasıydı, bu sıkıntının boyutu çok daha büyük olurdu."