DİYARBAKIR

Diyarbakır'da sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderleri, terör örgütü PKK'nın saldırılarını kınadı.

Aralarında kanaat önderleri ve Gönül Köprüsü Derneği'nin de bulunduğu sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, Kayapınar ilçesindeki Mehmet Ümit Balcı Camisi bahçesinde bir araya geldi. 

Grup adına açıklama yapan kanaat önderi Seyit Cengiz, Diyarbakır'da insanların evsiz, barksız, yurtsuz bırakan hendek kazmaları ve siyaseti nedeniyle süren çatışmaları acı ve ibret içinde izlediklerini söyledi.

İnsanlık hukuku açısından hendeklerin, insanların evlerinin yıkılması ve evlerinden edilmesinin kabul edilemez olduğunu aktaran Cengiz, "Asırlardır müminlerin secde ettiği Kurşunlu Camii'nin ateşe verilmesi, 18 camimizde İslam'ın birincil şiarı Ezan-ı Muhammedi'nin okunamıyor olması kabul edilmezdir. Birileri buna sevinebilir ama Diyarbakırlıların içi kan ağlıyor. Peygamberler, sahabeler ve evliyalar diyarı kentin ezansız bırakılması tarihin sayfalarına bir kara leke olarak geçecek" diye konuştu.

"Şehrimizde hendek, çatışma, huzursuzluk, gereksiz yere esnafımıza kepenk kapattırılmasını, halkımızın evlerimizden edilmesini istemiyoruz. Sokağa çıkma yasakları istemiyoruz. Bunu yapan kim olursa olsun karşısında olacağımızı bir daha beyan ediyoruz" diyen Cengiz, şehrin sivil dinamikleri olarak sorunların meclis çatısı altında çözülmesini istediklerini belirtti.

 Vatandaştan tepki

Açıklamanın ardından kalabalık arasında bulunan vatandaşlardan Metin Oktay, terör örgütü PKK ve HDP milletvekillerine tepki gösterdi.

Terör örgütü PKK yöneticiliğinden cezaevinde kaldığını öne süren Oktay, terör örgütünün halka zulmettiğini söyledi.

HDP milletvekillerini de eleştiren Oktay, şöyle konuştu:

"Halk adına hareket ettiğini iddia eden bazı insanlar, başkası İran'ın, Rusya'nın ayak oyunlarına gelerek bize zenci muamelesi yapıyorlar. Fakir Kürtlerin ellerine silah tutuşturmaktan başka seçenek vermiyorlar. Bağlar'da Vehbi Koç İlkokulunu yaktılar. Çocuğum bir haftadır okula gidemiyor. Benim büyük ağabeyim dağda öldü, ben de cezaevlerinde yattım. PKK saflarında idamla yargılandım. PKK bugün zalim bir siyaset güdüyor. Fakir halkların eline silah vererek bu iş çözülmez."

Hendeklerin halka zarar verdiğini anlatan Oktay, "Hendeklerle yollarımızı, kepenklerimizi kapattılar, okullarımızı yaktılar ve bize sadece bedenimizi bırakmışlar, onu da gelip alsınlar bizi bu işten kurtarsınlar. Biz buna tahammül etmiyoruz ve bunu hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. PKK'nın yaptığı siyaset Kürt siyasetinin dışında bir siyasettir. Kürtlükle, bölgeyle alakası yok. Bunu kabul etmiyoruz" şeklinde konuştu.

"Yaşam hakkımızı elimizden almaya çalışıyorlar"

Bugünkü mevcut yapıların kendilerine özgürlük imkanlarını tanıdığını, devletten yana hürriyetlerine, dillerine, kimliklerine kısıtlama olmadığını anlatan Oktay, Suriye'deki savaşının bölgeye taşınmak istenmediğini bildirdi.

"Burada en çok mazlum olacak olan mazlum halklarımız ve kardeşlerimizdir. Yaşam hakkımızı elimizden almaya çalışıyorlar. Hendeklerle, barikatlarla, kepenk kapatmalarla, okul yakarak eğitim hakkımızı elimizden alıyorlar. Bunu yapan devlet değil, 1990'larda devlet bu politikaları yürütüyordu, artık PKK bu politikaların baş müdavimi olmuştur" diyen Oktay, bunları kabul etmediklerini belirtti.