ANKARA

Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın, A Haber televizyonunda katıldığı canlı yayında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın St. Petersburg'da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmede yaşananları anlattı, soruları yanıtladı. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Putin'in dün yaptıkları görüşmede, Rusya'nın düşürülen uçak ve pilotla ilgili herhangi bir tazminat talebinin olup olmadığının sorulması üzerine, bu konunun gündeme gelmediğini, ilişkilerde yeni bir sayfa açıldığını söyledi.

Rus tarafının bu konuda büyük bir olgunlukla hareket ettiğini dile getiren Kalın, "Yeni bir sayfa açtık. Bu tatsız hadise hepimizi üzdü. Bu tür hadiselerin yaşanmaması için yakın iş birliği içinde olalım denildi. Bu çerçevede, bizim Genelkurmay ile Rus Genelkurmayı tekrar bir direkt hat oluşturdular. Bu konuda temas halindeler. Dünkü görüşmede bir bölümünde Rus Genelkurmay Başkanı da vardı. Bizim Genelkurmay Başkanımız ile temas halindeler." dedi.

Bunun bir 'kırmızı hat' olup olmadığına ilişkin soru üzerine Kalın, "Askerler hangi hattan konuşuyorlar bilemiyorum direkt konuştukları, kırmızı, siyah mı... Hem Suriye konusunda hem diğer ikili ilişkiler konusunda, diğer bölgesel konularda. Hava sahası ve diğer konularda yakın temas içerisindeler." ifadelerini kullandı.

Asker, istihbarat, diplomatlardan oluşan Moskova'ya gidiyor

Bu konuların 29 Haziran'dan sonra başladığını aktaran Kalın, "Genelkurmay'ın ayrıca istihbaratımızın, Dışişlerinin bu konudaki mekanizmaları başladı. Hatta bu Suriye konusunda yeniden bir üçlü mekanizmanın kurulması, bizden istihbarat, asker, diplomattan oluşan bir heyetle onlardan oluşan bir heyetin hemen çalışmaya başlaması yönünde dün başkanlar talimat verdiler. İlk görüşme yarın olacak. Hatta bugün heyet, zannediyorum bu akşam Moskova'ya gidecek. İlk görüşmelerini de yarın yapacak. 24 Kasım'daki hadiselerin yaşanmaması açısından çok önemli hem de Suriye meselesinde bir çatışmanın durdurulması, sivil kayıpların önlenmesi noktasında büyük önem arz ediyor." dedi. 

"Türkiye ve Rusya genelkurmay başkanlarının karşılıklı ziyaret konusu karar bağlanmadı"

Türkiye ve Rusya genelkurmay başkanlarının kısa süre içinde karşılıklı ziyaretlerinin olup olmayacağına ilişkin soru üzerine Kalın, dün yapılan görüşmelerde bu konunun henüz karara bağlanmadığını belirterek, "Ancak normal süreç içerisinde zannediyorum olur." yanıtını verdi. 

Teröre karşı mücadelede iş birliği kapsamında özellikle DAEŞ konusunda Türk ve Rus taraflarının yapabileceklerine ilişkin somut bir gelişme olup olmadığının sorulması üzerine Kalın, görüşmelerdeki en önemli başlıklardan birinin başta PKK ve DAEŞ olmak üzere, bütün terör örgütlerine karşı ortak mücadeleyi içerdiğini bildirdi.

Kalın, bu kapsamda iki ülke arasında bir görüş ayrılığının söz konusu olmadığını vurgulayarak, "PKK zaten bir terör örgütü ve Ruslar bunu böyle kabul ediyor ve verdiğimiz mücadelenin de farkındalar. PYD ve YPG gibi gruplar konusunda da pozisyonumuz da çok açık. Cumhurbaşkanımız da bunu net şekilde ortaya koydu. Bir de DAEŞ meselesi var." diye konuştu.

Suriye'deki mücadeleyi büyük oranda DAEŞ ile mücadeleye indirgeyen bir Amerikan bakış açısı olduğunu belirten Kalın, Esed rejimi, rejimin geleceği, saldırılar ve sivillerin ölümünün ABD için "İkinci, üçüncü mesele" haline geldiğini kaydetti. 

ABD'nin DAEŞ ile mücadeleyi öncelikli bir konu olarak ortaya koyduğuna dikkat çeken Kalın, bunun Suriye'nin bütününe bakıldığında terör sorununu çözen bir yaklaşım tarzı olmadığı değerlendirmesinde bulundu.

Kalın, açıklamalarına şöyle devam etti:

"Çünkü DAEŞ terörünü de besleyen, oradaki insani kıyımı da besleyen, Esed rejiminin orada varlığının devam ediyor olmasıdır. Rejim meselesini tamamen göz ardı ederek, 'Biz, sadece DAEŞ ile mücadele edelim, diğer konuları kenara bırakalım' dediğinizde büyük bir stratejik hata da yapılıyor. Ortadan kaldırmaya çalıştığımız terör meselesini de kökten çözme imkanını da ortadan kaldırıyoruz. Biz, bu ikisini birlikte görüyoruz. DAEŞ ile mücadele meselesi, bizim de katkı verdiğimiz bir süreç. Buradan bir geri adım asla söz konusu değil. Bazen 'Türkler PKK ile mücadeleyi DAEŞ ile mücadeleden daha önemli, öncelikli görüyor' diye yorumlar yapılıyor. Terör örgütleri arasında bir fark yok. DAEŞ ile mücadele ediyoruz diye herhalde PKK ile mücadeleden geri adım atacak değiliz. Sorulması gereken soru, 'Batılılar, neden PKK ile mücadeleyi bu kadar öncelikli bir konu olarak görmüyor?' Biz, uluslararası koalisyonun bir üyesi olarak zaten DAEŞ ile mücadeleyi yürütüyoruz. İstihbarat birimlerimizin bulup çıkarttığı, Fransızlara isim olarak verdiği, sınır dışı ettiğimiz isimlerden bir tanesi çıktı. Belçika'da aynı şeyler oldu. Türkiye'ye 'Böyle DAEŞ ile mücadele konusunda yeteri kadar mücadele vermiyor' eleştirisi getirenler, öncelikle bu istihbarat boşluklarının neden oluştuğunu sorgulasınlar. Ondan sonra Türkiye'ye bir şey söyleme hakları olur."

"İlk arayan liderlerden biri Putin"

Rusya'daki temaslarda Fetullahçı Terör Örgütü'nün gündeme geldiğini anlatan Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın özellikle darbe sürecini detaylı bir şekilde anlattığını ifade etti. 

Putin'in, darbe girişimi sonrasında Türkiye'yi ilk arayan ve net açıklama yapanlardan olduğunu ve bundan ötürü de kendisine teşekkür edildiğine işaret eden Kalın, şöyle konuştu:

"O gece ilk ve en net açıklamayı yapan ülkelerden biri Rusya'ydı. Putin, önemli bir şey söyledi ve 'Açıklamayı yaptık ama bir yandan da takip ediyoruz. Sizi sıkıntıya sokacak bir durumun ortaya çıkması, bizi de sıkıntıya sokardı ama siz ne zaman ki halkı sokağa çağırdınız ve millet sizin çağrınız üzerine meydanlara çıkmaya başladı, ben, bu iş bitmiştir dedim' dedi. Siyasi bir lider olarak, Cumhurbaşkanımıza bunu söyledi. Bu, önemlidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrı yapması üzerine darbecilerin bunun karşısında duramayacağının, Rus bakış açısında yer etmiş olması çok önemli. Putin'in Türkiye'yi araması Türk toplumunda da karşılık buldu ve takdirle karşılandı."

"Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier'in, Türkiye'nin Rusya ile ilişkilerini geliştirmesinin NATO'nun yerini tutacak bir gelişme olmayacağına" yönelik açıklamalarının hatırlatılması üzerine Kalın, Batılı ülkelerin bazı yorumlarda bulunabileceğini belirtti.

Kalın, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Elbette, makul açıklamalar yapanlar var ama daha ileri düzeyde değişik açıklamalar yapanlar da oluyor. Şu gerçeği görmek lazım, millet göğsünü siper ederek darbe girişimini püskürttükten sonra özellikle Batı siyasi aklından, Batı basınından, Batı'nın kanaat önderlerinden beklediği desteği göremedi. Bu topluda, bir hayal kırıklığı var. Bunu hala görmüyorlarsa, orada ciddi bir problem, bakış açısı ya da niyet vardır. Bu hayal kırıklığının nereden kaynaklandığını göz ardı ederek hükümeti, cumhurbaşkanını, toplumu suçlamak akıl alır bir şey değil. Modern darbeler tarihine baktığımız zaman böyle bir darbe girişimi ve bunun püskürtülmesinin bir başka örneği yok. Darbeler ya başarılı olmuştur, kanlı bir şekilde gelmiştir, yönetimi ele geçirmiştir ya da başarısız kalmıştır. Başarısızlık da bazen ordu içindeki cuntaların birbiriyle mücadelesi falan... Burada ilk defa milletin direnişiyle, kanını dökerek, şehit olarak karşı durduğu bir darbe var. "