Aldemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tarihi ve açıklandığı yer bakımından büyük anlam taşıyan silah bırakma çağrısının, barış mutabakatına doğru atılan bir adım olduğunu belirtti.
Normalleşme sürecinin kesintiye uğradığı 12 Eylül darbesinin ardından PKK ve paralel örgütün kurulduğunu savunan Aldemir, "Türkiye şu anda bu ikisiyle de yüzleşiyor, hesaplaşıyor" diye konuştu.
Çözüm sürecinin başarıya ulaşması için herkese görev düştüğünü vurgulayan Aldemir, şöyle konuştu:
"Silahın namlusunu göstererek, tehdit altında bir barış olmaz. Millet bu kardeşliği yaşatmalı. İçişleri Bakanı Efkan Ala, '100 yıl savaşsak da gelinecek nokta burasıdır' diyor. Bugün o noktadayız. O zaman, 100 yıl daha evlatlarımızı, imkanlarımızı, insanımızı, geleceğimizi, birbirimize karşı hırpalamadan bu barışı değerlendirmemiz gerekiyor."
Barışın karşısındaki en büyük engelin "terörden beslenenler" olduğuna işaret eden Aldemir, çözüm süreciyle bunlarla da bir yüzleşme yaşanacağını dile getirdi.
Türkiye'nin mazlum halkların umudu olduğunu anlatan Aldemir, "Çözüm süreci, Türkiye'nin 21. yüzyıldaki en büyük barış projesidir. Bu sadece Türkiye'nin değil, Irak'ın, Suriye'nin, İran'ın ve İslam dünyasının barışına atılmış bir adımdır" diye konuştu.
Anadolu halkının 1914'te çizilen sınırlara sığamayacak kadar büyük olduğunu aktaran Aldemir, "Milletiyle kucaklaşmış Anadolu, bu sınırlara sığmayacak. Etrafımıza çizilmiş bu sınırlardan ibaret değiliz. Anadolu, memleket tasavvurumuzun başkentidir. Bizim gerçek ülkemiz, Balkanlar, Afrika, Orta Asya, Türk Cumhuriyetleri, Ortadoğu'dur. Biz zaten buralara millet olarak sığamayız" ifadelerini kullandı.
"Çözümün adresi, sorunun yaşandığı bölgedir"
Bundan sonra "yeni anayasa" ve "başkanlık sistemi" konularının da sağlıklı şekilde tartışılabileceğini belirten Aldemir, şunları kaydetti:
"Türk, Kürt ve diğer tüm azınlıklarla bu topraklarda yeni bir sözleşmeyi ortaya koyacağız. İnşallah yeni bir yönetim sistemini de sağlıklı tartışmalarla ortaya çıkaracağız. Bu da bizi geleceğe taşıyacaktır. Geçmişte sorunlarımızı Washington, Londra, Paris ve Oslo'da görüşürdük. Şimdi ise hükümetin sağduyulu davranışı, bölge insanının sahiplenmesi ve sivil toplumun devreye girmesiyle bölgenin merkezinde görüşülür hale geldi. Artık çözümün ve barışın adresi, sorunun yaşandığı Anadolu insanının yeniden kardeşliğinin olduğu bu kadim şehirlerdedir. İnşallah bu sayede Suriye, Irak ve Ortadoğu sorununu da çözeceğiz ve bölgesel barış buralarda yeniden hakim olacak."
Aldemir, 500'e yakın sivil toplum kuruluşunun desteğiyle önümüzdeki hafta Diyarbakır'da iki gün sürecek "Kürt Çalıştayı" düzenleyeceklerini sözlerine ekledi.
