CHP İstanbul Milletvekili İlhan Cihaner, "İktidar, Fetullahçı olduğu, üstelik Fetullahçılığın en önemli delili olan kumpas davalarında çok kritik rol almış kişilerin salıverilmesine göz yumuyor. Bunun sadece basit yargısal pratikler olarak ele alınamayacağının bilinmesi gerekir." dedi.

Cihaner, "Van ve Erzurum kumpas davalarında başrolü oynayan örgüt elemanlarının korunduğunu" savunarak, bu kişiler hakkında soruşturma başlatılması için dün HSYK'ya başvurdu. Cihaner ve avukatı Turgut Kazan, başvuru dilekçesine ilişkin Ankara Barosu'nun eğitim merkezinde basın toplantısı düzenledi.

Kazan, toplantıda yaptığı konuşmada, son zamanlarda yazılan iddianamelerde FETÖ'nün demokrasi, Türkiye'nin geleceği, güvenlik için nasıl bir tehlike olduğunun vurgulandığını belirterek, "Biz buna katılıyoruz. Biz buna Van 100. Yıl soruşturmasında tanık olmuştuk. 17-25 Aralık'tan sonra değil, Van soruşturmasını gördüğümüz günden beri bunu anlatıyoruz." dedi.

Bu iddianamelerde kumpas davası denilen davalara vurgu yapılmasına rağmen, o kumpası yapanların korunduğunu iddia eden Kazan, bunların ilkinin Savcı Ferhat Sarıkaya örneği olduğunu savundu.

Sarıkaya'nın, Van 100. Yıl Üniversitesi Genel Sekreteri Enver Arpalı'nın intiharından sorumlu olduğunu öne süren Kazan, "Bu intihar o gün bile cinayet gibi değerlendirilmiştir. Sarıkaya'nın olaydaki rolü basında 'katil, hain' olarak tanımlanmıştır." diye konuştu.

Arpalı'nın intiharının Ankara'daki çatı iddianamesinde, FETÖ'nün uyguladığı şiddet sonucu ölümle sonuçlanan örnek eylemlerinden birincisi olarak gösterildiğine dikkati çeken Kazan, şunları kaydetti:

"Ama ilginçtir iddianamesinde bunu böyle anlatan savcı Sarıkaya'nın şüpheli sıfatıyla ifadesinin alınması için bir süreç başlatmadığı gibi, Sarıkaya'yı tanık sıfatıyla dinlemiştir. Bu anlatımlar basına servis edilmiştir. Biz bu servis, bu yapılan yayınlar üzerine nasıl bir işle karşı karşıyayız telaşıyla derhal Ankara Cumhuriyet Savcılığı'na bir dilekçe sunma ihtiyacı duyduk. Sarıkaya tanık olamaz, o işin baş sorumlusudur ve Gülen kumpas işlerinin en önemli elemanıdır."

Erzincan kumpası

Kazan, benzer bir örneğin "Erzincan kumpası"nda da yaşandığına tanık olduklarını iddia ederek, Erzincan'da birkaç ay önce gizli tanık Serkan Zirek'in 23 yıla mahkum olduğunu anımsattı. Kazan, buna ilişkin gerekçeli kararın basında da yer aldığını söyledi.

FETÖ'nün silahlı örgüt olduğunun ilk kez bu gerekçeli kararda açıklandığına işaret eden Kazan, şöyle devam etti:

"Ama bu süreç, FETÖ'nün silahlı olduğu gerekçeye yazıldıktan sonra, 'bu bize yeter' dediler. Kumpası yapanların baş kahramanları Bayram Bozkurt, Ahmet Demir, Abdulvahap Güllü. Osman Şanal'ın kullandığı ekip. Ahmet Demir düğmeye bastırılan ve sonuna kadar da görev yapan, Yargıtay'ın verdiği beraat kararından sonra bile görevini sürdüren bir FETÖ elemanı. Önce Bayram Bozkurt'un Erzincan'da tutuklama isteği reddedilmişti. En anlı şanlı Bayram Bozkurt'un korunduğunu gördük. Bugün Bayram Bozkurt önemli bir kahramandır. Bir kere tutuklanmadı. 'Adli kontrol kaydıyla' diye tutuklama isteği reddedildi ve kayıplara karıştı. İzmir'de yakalandı. Sonra Bozkurt Erzincan'daki davada dinlenecek. Biz onun yaptıklarının mağduruyuz ve sorular soracağız. FETÖ'yü silahlı terör örgütü sayan ağır ceza mahkemesi, FETÖ'nün en has elemanını bizim varlığımızda dinlememek için ara celse açtı ve bizsiz dinledi. Bu o kumpasın en kahraman elemanını korumaktan başka hiçbir anlam taşımıyor.

Bozkurt o gün Erzincan'dan tahliye edildi. HSYK, 'İzmir'de tutuklu' diyor. Erzincan başka, İzmir başka. İzmir'de hangi ilişkilerinin, hangi eylemlerinin suç sayıldığını Erzincan mahkemesi bilmiyor ki. Bizim olayımızda Zirek'e 23 yıl mahkumiyet vermişsiniz, adam yatıyor. Geçen günkü son oturumda FETÖ'cü okulun müdürü ve baştan sonra bu kumpasın içinde rol alan en kahraman Ahmet Demir, en kirli gizli tanıkla birlikte tahliye edildi."

Kazan, İstanbul'da yeni yazılan darbe girişimi iddianamesinde müvekkili Cihaner'in bu FETÖ'cüler tarafından makamından nasıl yaka paça alınarak ve sürüklenerek götürüldüğünün anlatıldığını ifade ederek, "Ama o yaka paça sürüklenerek götürülme olaylarının kahramanları tahliye ediliyor. Yani korunuyor." diye konuştu.

Turgut Kazan, HSYK'ya sundukları dilekçede bunları açıkladıklarını ve bunları yapanlar hakkında inceleme başlatıp, soruşturma açılması gerektiğine yer verdiklerini kaydetti.