Eski Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'a, Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi önünde silahlı saldırıda bulunmasına ilişkin biri tutuklu 3 sanığın asliye ceza mahkemesinde yargılandıkları dava, suçun "kasten öldürmeye teşebbüs" kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek, görevsizlik kararıyla yetkili ağır ceza mahkemesine gönderildi.

İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki dördüncü duruşmaya, tutuklu sanık Murat Şahin ile tutuksuz sanık Sabri Boyacı katıldı. Davanın müştekilerinden gazeteci Yağız Şenkal'in de hazır bulunduğu duruşmaya, saldırıya uğrayan müşteki gazeteci Can Dündar yurt dışında olduğu gerekçesiyle katılmadı. Dündar ve tarafları avukatları temsil etti.

Duruşmada beyanda bulunan müdahil Dündar'ın avukatı Bülent Utku, sanıkların eylemlerinin örgütlü suç kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, "Sanıkların beyanları, eylem birlikteliği içinde olduklarını gösterir. Sanık kurusıkı tabanca yerine suça konu tabancayı kullanmıştır. Korkutmak amaçlı davransaydı havaya ateş ederdi. Sanığın eyleminin kasten adam öldürmeye teşebbüs kapsamında değerlendirilmesi gerektiği için, görevsizlik kararı verilmesini talep ediyoruz." dedi.

Müdahil Yağız Şenkal'in avukatı Fatoş Kaplan da, aynı gerekçelerle görevsizlik kararı verilmesini istedi.

Talebe karşı görüşleri sorulan sanıklar Murat Şahin, Habib Ergün Celep ve Sabri Boyacı'nın avukatları ise, görevsizlik kararı verilmesi talebini kabul etmediklerini bildirdiler.

"Kastım öldürme olsa doğrudan ateş ederdim"

Söz alan tutuklu sanık Murat Şahin, görevsizlik kararı verilmesi talebine itiraz ettiğini belirterek, "Çünkü ben adam öldürme kastıyla davranmadım. Ben 500 kişi ve kameraların önünde böyle bir eyleme kalkıştım. Eğer kastım öldürmek olsaydı doğrudan, beni engelleyen tanık Dilek Dündar'a vurur, kenara ittirir ateş ederdim. İki el ateş ettikten sonra Dilek Dündar üzerime yürüdü. Benim amacım duyarlı olduğum bu konuya dikkat çekmekti. Bu eylemi 15 Temmuz’dan önce yaptım. Adımın Sedat Peker veya Haluk Kırcı gibi kişilerle birlikte anılmasını istemem, onlarla ilgim yoktur." ifadesini kullandı.

Davaya ilişkin kararını açıklayan mahkeme, iddianamede sanıkların, mağdur Can Dündar'a karşı Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) 11 yıla kadar hapis cezası öngörülen, "kasten yaralama" ile "ruhsatsız silah bulundurma ve hakaret" suçlarından yargılanmalarının istendiğini hatırlatarak, sanık Murat Şahin ile bu sanığa yardım ettikleri iddia edilen sanıklar Sabri Boyacı ve Habip Ergün Celep'in eylemlerinin, "kasten adam öldürmeye teşebbüs" suçu kapsamında tartışılması gerektiğini bildirdi.

Şenkal'e karşı eylemin cezası 25 yıl

"Kasten öldürmeye teşebbüs" suçlarına bakmak ve delilleri tartışılıp değerlendirme görevinin üst dereceli ağır ceza mahkemesine ait olduğunu kaydeden mahkeme, bu nedenle davanın görevsizlik kararı verilerek ağır ceza mahkemesine gönderilmesine hükmetti.

Mahkeme, iddianamede, "kasten yaralama, ruhsatsız silah bulundurma ve hakaret" suçlarından hakkında 4 yıldan 12 yıl 10 aya kadar hapis cezası istenen sanık Murat Şahin'in, ağır ceza mahkemesinde mağdur Can Dündar'a karşı 10 yıl 3 ay 15 günden 20 yıl 4 aya kadar hapis cezası öngörülen "kasten öldürmeye teşebbüs, alenen hakaret ve ateşli silah bulundurmak" suçları ile mağdur Yağız Şenkal'e karşı ise 20 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası öngörülen, "olası kastla öldürmeye teşebbüs etme" suçundan yargılanması gerektiğini bildirdi.

Sanık Sabri Boyacı'nın 10 yıldan 18 yıla kadar hapis cezası öngörülen, "öldürmeye teşebbüse azmettirme ve ateşli silah bulundurmak" suçlarından yargılanması gerektiğini kaydeden mahkeme, sanık Habip Ergün Celep hakkında da, 9 yıl ile 15 yıl hapis cezası öngörülen, "öldürmeye teşebbüse azmettirme" suçu kapsamında yargılama yapılmasının yerinde olacağı kanaatini dile getirdi.

Dava dosyasının gönderileceği nöbetçi ağır ceza mahkemesi, dosyayı kabul ederse, sanıkların belirtilen suçlardan, ağır ceza mahkemesinde yargılanmasına başlanacak.