Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Gülnur Aybet, "Bugünün NATO'su, müttefiklerinin güvenlik sorunlarını ve endişelerini destekleyen ve bunlara cevap veren bir NATO olmalı." dedi.

Aybet, yaptığı açıklamada, NATO'nun, 1990'dan beri "biraz uyurgezer" tavırla, biraz da otomatiğe bağlayarak kendini aynı kavram ve uygulamalarla yenilemeye çalıştığını ancak artık uyanması gerektiğini söyledi.

Aybet, "Bugünün NATO'su, müttefiklerinin güvenlik sorunlarını ve endişelerini destekleyen ve bunlara cevap veren bir NATO olmalı. NATO müttefikimiz olan Amerika, bize direkt saldırılarda bulunan bir terör örgütüne silah vermekte. Bu, güvenliğimize desteğin tam aksine, güvenliğimizi tehdit eden bir durum." ifadelerini kullandı.

NATO içerisinde değişik müttefiklerinin farklı güvenlik önceliklerinin olduğunu, öncelikle bunun düzeltilmesi gerektiğini belirten Aybet, "Eğer NATO'nun 5. maddesi 'bir ülkeye güvenlik tehdidi veya saldırı olduğu zaman diğer ülkeler de onun yardımına gelecek' ise, 5. madde hala bir anlam ifade ediyorsa o zaman bunun somut örneği olarak, büyük güvenlik tehdidi altında 3 terör örgütü ile mücadele eden NATO ülkesiyiz." dedi.

Dünyanın her bir sorununa uluslararası kurumların yetişemediğini, büyük güçlerin tasarladığı politikaların çok kısa vadeli ve dar bakışlı görüşe sahip olduğunu vurgulayan Aybet, söz konusu nedenlerden dolayı son derece refah ve zengin olan bölgeler ile son derece fakir, çatışmaların olduğu ve insanlık dramı yaşanan bölgeler arasındaki uçurumun her gün gittikçe büyüdüğünü ifade etti.

"Batılı ülkelerin bir kısmının iç siyasetimize müdahale ettiğini görüyoruz"

1945 sonrasında liberal dünya düzeninin kurulduğunu, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra bunu ayakta tutmak için belli değerler ve bu değerleri savunacak uluslararası kurumların inşa edildiğini anlatan Aybet, şunları kaydetti:

"Bilhassa soğuk savaş döneminden sonra iki süper gücün (Rusya, ABD) çekişmesinin sona erdiği andan itibaren daha istikrarsız dünyaya seyir ettiğimiz vakit bu düzenin söz vermiş olduğu adaletli prensipleri uygulayamadığını, bir arada tutamadığını, birçok yerde çifte standart uyguladığını daha ciddi şekilde görmeye başladık. Bunun sebeplerinden biri, kısa vadeli politikalar, kurumların yetmezliği... Aynı zamanda düzenin belki de yapabildiğinden fazlasını vadetmesi... Birlemiş Milletler (BM), Avrupa Birliği (AB) ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) olsun, altında yatan bazı prensipler vardı. Bu prensiplerin gözümüzün önünde çiğnendiğini görüyoruz. Batılı ülkelerin bir kısmının direkt olarak bizim iç siyasetimize müdahale ettiğini görüyoruz. Yanı başımızda bir savaş oluyor. Büyük bir adaletsizlikle, yanlış müdahalelerle terör örgütlerine silah verildiğini, esas yardım edilmesi gereken insanlara yardım edilmediğini görüyoruz. Biz bölgemizde refah ve istikrar olsun istiyoruz."

"Bizim politikamızın insani boyutu var"

Prof. Dr. Gülnur Aybet, politikalarının insani boyutu olduğunu, bu nedenle 3 milyondan fazla mülteciye ev sahipliği yaptıklarını ifade ederek, "İnsani yardımlarla ilgilenen devlet kurumlarımız şu anda hemen hemen dünyanın her yerinde bu tip yardımları yapıyor. Bu yüzden uluslararası yardımda Amerika'dan sonra ikinci ülkeyiz." diye konuştu.

Aybet, Türkiye gibi insan haklarında bu kadar katkısı olan bir ülkenin kendi ulusal güvenliğini koruma çabalarından dolayı insan hakları boyutunda eleştirilmesinin, uluslararası düzenin ne kadar ciddi bir ikilemde olduğunu gösterdiğini kaydetti.

Fakir bölgelerde insani dramlar son buldukça, altyapılar inşa edildikçe, kalkınma oldukça bunun pozitif getirileri olacağını dile getiren Aybet, dünyada güç dengeleri değiştikçe, dünya düzeninin inşa edildiği prensipler sarsıldıkça, çifte standartlar gözle görülür hale geldikçe bu düzenin temel kurgulamalarının da sorgulanacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Hindistan ziyaretinde kendisinin de yer aldığını hatırlatan Aybet, "Hindistan'da Cumhurbaşkanımız Hintli yetkililere 'Dünya 5'ten büyüktür' tezini ve Hindistan'ın aslında büyük güç olarak güvenlik konseyine daimi üye olması gerektiğini söyledi. Hindistan'da 'Dünya 5'ten büyüktür' tezi çok pozitif karşılandı. Birçok ülkenin dünyada güçlü de olsa bunu somut bir şekilde dillendiremediği alanlarda aslında Cumhurbaşkanımız dillendiriyor." şeklinde konuştu.