Son gelişmeler çerçevesinde bakıldığında, Başkan Trump’ın “Suriye’den çekiliyoruz” açıklamasının da, “ABD Savunma Bakanı Jim Mattis Trump’ın ‘çekiliyoruz’ tweetlerine tepki olarak istifa etti” değerlendirmesinin de, algı operasyonu olması dışında, bir inandırıcılığı yoktur. O nedenle, ABD’nin uyguladığı ekonomik yaptırımlar nedeniyle sıkıntılar yaşamakta olan İran’ın Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin ardından, “küresel lider”in harabeye çevirdiği Irak Cumhurbaşkanı Behram Salih’in Türkiye’ye hangi dosyalarla gelmiş olabilecekleri sorgulanıyor. Suriye’nin ve bölgenin geleceği okunmaya çalışılıyor.

Bu bağlamda, 8 Ocak’ta Ankara’ya gelecek olan ve Türkiye’ye bakış açısı bilinen, fırsat bulduğunda Cumhurbaşkanı Erdoğan aleyhinde konuşmalar yapan ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton   koltuğunun altındaki dosyada neler olacağı merak ediliyor.. 

Ortadoğu merkezli çok dikkat çekici gelimeler yaşamaktayız. Diplomasi trafiğinin bu derece hızlanması, perde gerisinde çok önemli pazarlıkların yapıldığının ve çok önemli gelişmeler yaşandığının göstergesidir. 

ABD Başkanı Trump’ın 14 Aralık’ta attığı “Suriye’den çekiliyoruz” tweetlerini Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı iki saatlik görüşmeyle açıklamak elbette gerçekçi olmayacaktır. Erdoğan- Trump görüşmesi sonrasında açıklanan bu şok edici karar, Türkiye’nin Ortadoğu denklemindeki önemini ve vazgeçilmezliğini ortaya koyması açısından doğru bir saptamadır, ama ABD gibi “küresel lider” olarak anılan bir devletin dış politikasını iki saatlik görüşmelerle yönlendirdiği inandırıcı bir değerlendirme değildir. 

Ankara’dan önce Tel Aviv’i ziyaret edecek olan Botton, ziyaretlerini duyurduğu tweetinde, “Ocakta İsrail ve Türkiye'ye gitmek için sabırsızlanıyorum. DEAŞ'la mücadelenin bir sonraki adımını ve bölgedeki müttefiklerle ortakların karşılaştığı güvenlik sorunlarını konuşacağız” diyordu. 

ABD’nin adı pek duyulmayan, ama en etkin vakıflarından biri olan Foundation for the Development of Democracies (FDD) yöneticilerinden biri olan John Bolton Türkiye’yi sevmeyen biri olarak tanınır. Evanjelistlerle neo-conların bağlantılarını sağlayan FDD, İhvan’ı, yani Müslüman Kardeşler’i terörist örgüt ilan etme çalışmalarıyla da adını duyurmuştur. Pentagon’un en inatçı şahinlerinden biri olarak anılan Botton Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı olarak Washington’ın ABD’nin dış politikasının şekillendirilmesinde etkin olan isimlerden biridir. 

John Botton’ın kendisine verdiği görev, öncelikle İsrail’in güvenliğini sağlamak, bunun için de İran’ın Suriye’de elde ettiği kazanımlarla oluşturduğu Irak sınırından Lübnan’a uzanan Şii Kuşağı’nı haritadan silmektir. Bu konu bilindiği için, John Botton’un İran’la olan ilişkilerimize ağırlık vereceği tahmin ediliyor. Washington kulislerinden yansıyan haberlere göre, Botton Türkiye-İran ilişkilerini dinamitleme hazırlığındaymış. Merak edilen, Booton’ın bu konuda ne gibi teklifler getireceği..  Çünkü Pentagon şahini Botton’ın masaya koyacağı dosya, Türkiye-ABD ilişkilerinin geleceği açısından çok önemlidir. 

Çokiyi bir diplomatik poker oyuncusu olarak ün yapmış Botton, görüştüğü kişilerin sinir uçarına basarak sonuç almaya çalışan kişiliği ile tanınıyor. Trump’ın, Suriye’den çekilme kararını, Botton’ın yönetimindeki ulusal güvenlik ekibine danışmadan duyurduğu konuşuluyor. Pek inandırıcı olmasa da, karakterini bilenler açısından Trump’ın devlet sırlarını tweetlerle açıklaması pek sürpriz sayılmıyor. Suriye’de birbirleriyle uyuşmayan hedefleri olan Pentagon ile Dışişleri Bakanlığı, Trump’ın tweetleri sonrasında oluşan karmaşanın bir otorite boşluğu yaratmamasına çalışıyorlar. 

BOOTON’UN ÇANTASINDA NELER VAR?

Botton’ın çantasında neler getireceğini birkaç gün içinde öğrenmiş olacağız. Pentagon ve ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Suriye’deki öncelikleri ve İran’a ilişkin hedefleri bilindiğinden, Botton karşısına oturacak Dışişleri Bakanlığı ekibi, Botton’un yapabileceği ataklara karşı hazırlıklı olacaktır. 

ABD dışişleri Bakanlığı hem İran’ın bölgedeki etkinliğini kırabilmek hem de Şii kuşağını etkisiz kılabilmek ve BOP’un en önemli hedefi olan Kürt Koridoru’nu Akdeniz’e uzatabilmek için Astana ortaklarının arasını açmayı planlamaktadır. Bunun için de, öncelikle, Türkiye ile Rusya arasında uçak krizine benzer yeni ve derin bir kriz oluşturabilmenin yollarını aramaktalar.

Pentagon’un Suriye’nin geleceği konusundaki planları PKK/YPG üzerine kurulmuş. Pentagon, uzun süredir eğitip donattığı, ordulaştırdığı PKK/YPG’yi Ortadoğu’daki vurucu gücü olarak kullanmayı hedefliyor. 140 dolar maaşlı militanlar, ABD hedeflerini hayata geçirebilmek için ABD askerleri yârine ölecekler. Hazin, kahredici ama maalesef sahnede olan bir Ortadoğu gerçeği. 

ABD’nin, İsrail’in güvenliğini sağlayabilmek, Yemen’den el çekmesini sağlayabilmek ve Çin’in Yeni İpek Yolu’nun önünü kesebilmek açısından, Ortadoğu’daki ilk hedefi İran. 

Son gelişmeler çerçevesinde bakıldığında, Başkan Trump’ın “Suriye’den çekiliyoruz” açıklamasının da, “ABD Savunma Bakanı Jim Mattis Trump’ın ‘çekiliyoruz’ tweetlerine tepki olarak istifa etti” değerlendirmesinin de, algı operasyonu olması dışında, bir inandırıcılığı yoktur. O nedenle, ABD’nin uyguladığı ekonomik yaptırımlar nedeniyle sıkıntılar yaşamakta olan İran’ın Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin ardından, “küresel lider”in harabeye çevirdiği Irak Cumhurbaşkanı Behram Salih’in Türkiye’ye hangi dosyalarla gelmiş olabilecekleri sorgulanıyor. Suriye’nin ve bölgenin geleceği okunmaya çalışılıyor.

 Bu bağlamda, 8 Ocak’ta Ankara’ya gelecek olan ve Türkiye’ye bakış açısı bilinen, fırsat bulduğunda Cumhurbaşkanı Erdoğan aleyhinde konuşmalar yapan ABD ulusal güvenlik danışmanı John Bolton   koltuğunun altındaki dosyada neler olacağı merak ediliyor..

ABD GÖZLEMEDE

ABD, Trump’ın attığı “çekiliyoruz” tweetlerinin Suriye coğrafyasında yarattığı otorite boşluğunda, alandakilerin neler yapabileceklerini test ediyor. ABD gibi, Esat da, Rusya ve İran da Suriye’deki kazanımlarını elde tutmak istiyorlar. 4 milyona yakın Suriyeli mülteci barındıran Türkiye de, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarıyla elde ettiği kazanımlarını, Suriye’nin geleceği netleşinceye kadar elde tutmak kararında. 

PKK/YPG daha önce de ABD tarafından ortada bırakıldığı için, Trump’ı, “Çekiliyoruz, ama Kürt ortaklarımızdan vazgeçmeyiz” söylemlerinin ne kadar güvenilir olduğunu anlamaya çalışırlarken, Rusya ve Esat ile pazarlıklarını da sürdürüyorlar. 

Trump’ın “çekiliyoruz” tweetlerine kızarak istifa ettiği duyurulan Savenma eski Bakanı Jim Mattis, heyetiyle birlikte, önümüzdeki günlerde Avrupa ülkelerinde konferanslar vermek üzere tura çıkıyorlar. 

Pentagon ile Rothschildler Ocak 15’te bir kez daha masaya oturmaya hazırlanıyorlar.

Çin, ayın arka yüzüne indirdiği araçla, uzay yarışında bir adım öne geçti.

Kuş bakışıyla dünyanın manzarası bu.. 

Olayların akışı, büyük ölçüde ABD’nin atacağı adımlara bağlı.. 

Heyecanlı bekleyiş sürüyor; heran herşey olabilir