Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde gerçekleştirilen "Adalet ve İhsan Bağlamında Aile" temalı "Aile Forumu"na katılan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, burada basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Fransa'daki tartışmalara değinen Prof. Dr. Erbaş, şunları kaydetti:

"Geçtiğimiz hafta Fransa'da 300 kadar insanın imzaladığı bir bildiriyle karşılaştık. Bu bildiride öldürülen Yahudi bir kadının öldürülme sebebi olarak, birtakım yorumlar yapıldı. Bu yorumlar neticesinde sanki Kur'an-ı Kerim'deki bazı ayetlerin buna teşvik ettiği gibi yanlış bir algı ortaya konulmaya çalışıldı. Biz bu bildirgeyi reddediyoruz, kınıyoruz. Zira bu, Kur'an-ı Kerim'e yapılmış olan en büyük iftiralardan biridir. Kur'an-ı Kerim inancı, dini ne olursa olsun, bütün insanların insan olarak değerli olduğunu kabul eder. Sadece suçluların cezasının verilmesini, bütün kanunlarda olduğu gibi, suçlu kimse inancına bakmadan cezalandırılmasını ister. Kur'an-ı Kerim, salt inancından dolayı hiçbir kimseyi hedef almaz. Bağlamından koparılarak yapılan bazı yorumlar bizi gerçekten üzmektedir. Kaldı ki Kur'an-ı Kerim, bir insanın haksız yere öldürülmesinin bütün insanları, bütün insanlığı öldürmek, bir insanı kurtarmanın da bütün insanlığı kurtarmak olduğunu çok açık ve net bir şekilde ortaya koymaktadır. İslam medeniyeti bunun örnekleriyle doludur. İslam tarihi bunun örnekleriyle doludur."

Medine Sözleşmesi'ni hatırlatan Erbaş, "Sevgili Peygamberimiz, Medine-i Münevvere'de öyle güzel toplumsal bir ortam oluşturmuştu ki Medine-i Münevvere'nin nüfusunun yarısı Yahudi iken onlara davetini yapmış, davete icabet edenler gelmişler, etmeyenlerle de bir arada yaşamanın en güzel örneğini gösteren 52 maddelik Medine Sözleşmesi'ni gerçekleştirmiş" dedi.

İnsanlık için iftihar tablosu olan Medine Sözleşmesi'nin maddelerinin şu anda bütün insanlığın yolunu aydınlatacak nitelikte olduğunu vurgulayan Erbaş, sözlerini şöyle tamamladı:

"Dolayısıyla biz buradan Fransa'da bu manifesto dedikleri bu bildiriye imza atanlar ya da onlara taraftar olanları uyarıyoruz, bu İslamofobi'nin altını adeta destekleyen ve İslamofobi'yi daha da çok artırmaya, Müslümanlar'a karşı insanları kışkırtmaya yönelik bir harekettir. Bu hareketin ne Fransa'ya ne de insanlığa hiçbir faydası yoktur. Dolayısıyla bu tür provokatif, kışkırtıcı hareketler içerisine hiç kimsenin girmesinin doğru olmadığını yeniden vurgulamak istiyorum."