ANKARA - Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, konfederasyon genel merkezinde, cumhurbaşkanı seçimi ve gündemdeki konularla ilgili düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin cumhurbaşkanı seçimlerini tamamladığını, seçimlerin huzur içerisinde gerçekleştiğini ve tarihe en az adli vakanın olduğu bir seçim olarak geçtiğini söyledi.

Seçim sonuçlarının çok kısa zamanda kamuoyu ile paylaşıldığını belirten Arslan, seçimlerin şeffaf, şaibesiz bir şekilde sonuçlanmış olmasının, kaybeden siyasilerin dahi seçimlerle ilgili millet iradesine vurgu yapmış olmasının Türkiye açısından çok önemli bir sonuç olduğunu ifade etti. 

Arslan, seçimlerin üzücü bir sonucunun ise yurt dışında yaşayan vatandaşların büyük bir bölümünün oy kullanamamış olmasını vurgulayarak, "Yüksek Seçim Kurulu, bu konuda gerçekten toplumun taleplerine karşılık verecek bir düzenlemeyi gerçekleştirememiştir. Binlerce yurttaşımızın hakkı olmasına rağmen oy kullanma imkanı hemen hemen imkansız hale getirilmiştir" diye konuştu. 

Bununla ilgili sorumluluğu olanların kamuoyu önünde hesap vermesi gerektiğini kaydeden Arslan, 2015 seçimlerinde mutlaka yurt dışında yaşayanların en kolay şekilde oy kullanmalarının önünün açılması gerektiği çağrısında bulundu.

Arslan, tartışılan bir başka yönünün ise seçime katılım oranları olduğuna değinerek, "Türk toplumunun yüzde 15'i neden sandığa gitmemiştir?" sorusunun sorulması gerektiğini ama yurt dışındaki seçimlere oranla katılımın yine de yüksek olduğunu dile getirdi.

Cumhurbaşkanı seçilen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı konfederasyon olarak tebrik ettiklerini bildiren Arslan, şunları söyledi:

"Türk siyasi hayatında başarılması zor bir rekoru gerçekleştirmiş, girdiği bütün seçimleri kazanarak yine en son finali de en yüksek oranla tamamlayarak siyaset tarihimize geçmiştir. Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın balkon konuşmasındaki açıklamalarını çok olumlu buluyoruz. Türkiye'deki gerginliklerin, kaosun, kutuplaşma anlayışının sona ermesi gerektiği yönündeki açıklamalarını anlamlı buluyoruz ve bunun karşılık bulmasını istiyoruz. Sayın yeni cumhurbaşkanımızın 'gözlerimizin içine bakarak konuşalım, gönül diliyle konuşalım' sözlerini anlamlı buluyoruz. Israrla altını çizdiği 'toplumsal uzlaşma' kavramlarının içinin doldurulmasını bekliyoruz. Konuşmasında sık sık ifade ettiği Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlığı altında yeni bir anlayış geliştirme çabalarını, kamuoyu tarafından eleştirilen 'azınlıkların dışlandığı' ifadelerini de ortadan kaldıracak yeni bir üslup geliştirmiştir." 

Arslan, ülke ekonomisi konusuna da değinerek, Türkiye'nin bugün IMF ile olan ilişkilerinden belli kesimlerin rahatsız olduğunu belirterek, Başbakan Erdoğan'ın balkon konuşmasında bu konulara da yer vermesini çok önemli bulduklarını dile getirdi.

Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini küçümseyenlerin, bugün mahçup olduklarını vurgulayan Arslan, "Seçimin halk tarafından seçilmiş olması başkanlık tartışmalarını da gündeme getirecektir. Şu an geldiğimiz nokta ilk turda yüzde 52 oy alarak seçilmiş bir cumhurbaşkanının hem parlamento hem seçilmiş iktidar üzerinde daha etkin olacağı kaçınılmazdır. Sayın Başbakan, cumhurbaşkanlığı sürecinde anayasal yetkilerini kullanacağını ve ülke için hayırlı gördüğü her faaliyetin içerisinde olacağını ifade etmiştir, halk da bunu bilerek oy vermiştir" değerlendirmesinde bulundu.

"Fon oluşturalım"

Torba Yasa konusuna da değinen Arslan, yasanın bir an önce parlamentonun tatile girmeden sonuçlanmasını istediklerini belirtti.

Arslan, taşeron işçilere kadro verilmemesinin eksiklik olarak gördüklerinin altını çizerek, söz konusu işçilere toplu sözleşme imkanı oluşturacak düzenlemenin yapılmasının yeterli olmadığını fakat onlar için yine de önemli bir adım olarak görülebileceğini anlattı.

Siyasi parti gruplarına çağrı yapan Arslan, "Büyük bir beklenti var bunu karşılamak da TBMM'deki siyasi parti gruplarına başta da iktidar partisine düşmektedir. Biz, iktidar partisinden aldığımız değerlendirmelerde tatile girmeden çıkartılmasını bekliyoruz, onlar da bu konuda kararlılıklarını ifade ettiler" diye konuştu.

Arslan, kademeli olarak yüzde 2, 3'lere çıkacak barajların yüzde 1'de sabitlenmiş olmasının kendileri için çok önemli olduğunu söyledi.

Türk-İş, DİSK ve Hak-İş başkanları olarak bir mutabakat sağladıklarını hatırlatan Arslan, "Yazılı bir metine bağlayıp, Sayın Başbakan'a gittik. Başbakan da bu taleplerimizi kabul etti, kanunlaşmasını bekliyoruz. Ama bugün yüzde 1'in arkasına bazı ilaveler yapılmak isteniyor" dedi.

"Gazze için 260 bin liralık yardım"

Faruk Çelik'in önceki günlerde yaptığı bir konuşmada kıdem tazminatı ile ilgili konuşmasına karşılık cevap vermek istediğini kaydeden Arslan, şöyle konuştu:

"Bütün konfederasyonları kıdem tazminatı konusuyla ilgili sorumlu görmüştür. Sayın Bakanın yapması gereken konfederasyonların farklı görüşlerini dikkate alarak bir yorum yapmasıdır. Devlet güvencesinde kıdem tazminatı fonunun oluşturulmasını savunduk. Bakan Çelik'e çağrı yapıyorum; Hak-İş Konfederasyonu olarak kıdem tazminatının içerisinde bulunduğu sıkıntılardan kurtulması için önerimiz var; fon oluşturalım, fonun da devlet güvencesinde olmasını istiyoruz, bunun finansmanı için önerilerimiz var. Eğer Sayın Bakan, Hükümet bu konuda samimiyse gelsinler beraber çalışalım. İki konfederasyon bu çalışmaların dışında kalabilir, ama biz bu çalışmaları sonlandırıp, bir an evvel yasaya dahil edebiliriz. Sayın Bakan diyor ki, '3 konfederasyon uzlaşmadan olmaz.' Biz, hangi yasayı, mevzuatı bütün tarafların uzlaşmasıyla yapıyoruz. Sayın Bakan'ın kıdem tazminatı konusundan eleştirilerinin muhatabı Hak-İş değildir."

Gazze'ye konfederasyon olarak yardım kampanyası yaptıklarını da anımsatan Arslan, yardımların bir kısmını İsrail'in saldırıları devam ederken gönderdiklerini bir kısmını da AFAD aracılığıyla çek karşılığı teslim edeceklerini bildirdi.

Arslan, "Konfederasyonumuz 260 bin liralık yardımı Gazze'ye doğrudan ulaştırmak için karar almıştır. Önümüzdeki günlerde Başbakanlığın açtığı hesaba ya da AFAD'a teslim etmek suretiyle Gazze ve Filistinlilerle dayanışmamızı bir kez daha göstermiş oluyoruz" ifadesini kullandı.