Başbakan Binali Yıldırım, Erzincan Belediyesi önünde düzenlenen 19 Eylül Gaziler Günü törenine katıldı. Belediyeye gelişinde Erzincan Valisi Ali Arslantaş, 3. Ordu Komutanı Orgeneral İsmail Serdar Savaş, Belediye Başkanı Cemalettin Başsoy tarafından karşılanan Yıldırım, Atatürk anıtına çelenk koydu. 

Başbakan Yıldırım, burada yaptığı konuşmada, 95 yıl önce Mustafa Kemal Atatürk'e gazilik unvanı verildiğini, o günden bugüne kadar 19 Eylül'ün Gaziler Günü olarak kutlandığını anımsattı. 

Gaziliğin şehitlik ile eşdeğer olduğuna dikkati çeken Yıldırım, "Nasip işidir, şehit olabilirsiniz, şehit olmak istersiniz gazi olursunuz ama ikisi de birbirinden mukaddes bir vatan görevidir. Bu vatan görevini yapmış olmanın büyük ödülü bazen şehitliktir bazen de gaziliktir. Gazilerimiz bizim baş tacımızdır, şehitlerimiz bizim baş tacımızdır. İnancımıza göre şehitlerimiz ölü değildir diridir, onlar bizim gönlümüzün en müstesna yerinde yer almaktadır." diye konuştu. 

"Şehit olmuştur ama bu bayrağı hainlere teslim etmemiştir"

Gazilerin gelecek nesillere de vereceği çok önemli mesajlarının olduğunu söyleyen Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Genç kuşaklar yetişirken, vatan sevgisini gazilerimizden, şehitlerimizden özümseyerek ülkenin geleceğine hazırlanmaktadır. En son olarak 15 Temmuz alçak darbe girişiminde de milletimizin bağımsızlığına, demokrasisine, bayrağına ve vatanına ne kadar önem verdiğini, ne kadar sahip çıktığını bir kez daha gördük.

Türk Silahlı Kuvvetlerimizin asker elbisesi içerisine bürünmüş alçak terör unsurları maalesef ülkemizde demokrasiyi yok etmek, millet iradesini sona erdirmek için başlattıkları kalkışmaya en sert cevabı milletin kendisi vermiştir. Tankın, topun, tüfeğin, uçağın karşısına göğsünü siper etmiş, bu uğurda şehit olmuştur, gazi olmuştur. Şehit olmuştur ama bu bayrağı hainlere teslim etmemiştir, bu ay yıldızlı bayrağı asla yere düşürmemiştir. Aynı şekilde 780 bin kilometrekare vatan toprağının her karışını gözü gibi korumak için gece gündüz demeden bölücü terör örgütüne karşı mücadele eden, şehitlerimiz, gazilerimiz var. Hem FETÖ terör örgütüne karşı hem bölücü terör örgütüne karşı fedakarca mücadele eden, hayatlarını ortaya koyan bütün güvenlik güçlerimize, askerimize, polisime, köy korucularımıza şükranlarımızı sunuyoruz, millet olarak teşekkür ediyoruz. Bu uğurda şehit olan bütün kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyoruz, gazilerimize hayırlı uzun ömürler diliyoruz."

Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olarak gerek şehitlerin kendilerine emanetlerine gerekse de gazilere gözleri gibi bakmanın, onları baş üstünde taşımanın her zaman en önemli şiarlarından birisi olmaya devam edeceğini ifade eden Yıldırım, "Bağımsızlığın bedeli büyüktür, bazen can verirsiniz, bazen gazi olursunuz ama bu topraklara namert eli, ayağı değdirmezsiniz. İşte Türk milleti böyle bir millet. En zor şartlarda bile kendi geleceğini, kendi istikbalini, kendi kaderini yüreğinden, bağrından çıkardığı aziz milleti ile teminat altına alan müstesna uluslardan bir tanesidir." dedi.

"Şehitlikte sınıflama olmaz, onu kaldırdık"

Daha önce polis, asker ve siviller için ayrı şehitlikler hazırlandığını ifade eden Yıldırım, şunları kaydetti:

"Şehitlikte sınıflama olmaz, onu kaldırdık. Bütün şehitlerimiz artık, nasıl cephede omuz omuza çarpışarak şehadet şerbetini içiyorsa, şehitliklerde de yan yana ve huzur içinde yatmaya devam edecektir.

Bu duygu ve düşüncelerle, bugün 95. idrak ettiğimiz Gaziler Günümüzü tekrar tebrik ediyorum. Rabbim, bu ülkeye karşı kötü planlar içerisinde olanlara fırsat vermesin. Askerimiz, polisimiz, korucularımız, ülkemizin bağımsızlığının, geleceğinin teminatıdır. Gece gündüz demeden sınır boylarında ve yurdun her köşesinde milletimizin huzuru ve güvenliği için canla başla mücadele etmektedir. Allah, onların bu gayretlerinde yardımcıları olsun diyorum."