ANKARA - Gençlik ve Spor Bakanlığı Eğitim, Kültür ve Araştırma Genel Müdürlüğü, "Bağımlılıkla Mücadelede İzlanda Modeli Raporu" hazırladı.

Raporlardan yapılan derlemeye göre İzlanda'da 1900'lü yıllarda gençler arasında madde bağımlılığında büyük oranda artış görülüyor ve bunun üzerine mücadeleye ilişkin bir model geliştirmek için çalışmalar başlıyor.

Yapılan çalışmalar sonucunda, ergenlik döneminde madde kullanımına başlama nedenleri "merak, arkadaş çevresi, madde kullanımına yatkınlık, maddeyi problemlere karşı baş etme yöntemi görme, farklı görünme ve kendini kanıtlama isteği" şeklinde sıralanıyor.

Madde kullanımının artmasının altında yatan sosyal faktörlerin azaltılması ve madde kullanımının önlenmesine yönelik geliştirilen modelde, her yıl ülke çapında İzlandalı çocuklar ve gençlerle kapsamlı bir anket çalışması yaptırılıyor.

Ankette, madde kullanımında risk ve önleyici faktörler içinde yer alan öz güven, alkol ya da diğer maddelerin kullanımı, aile yaşam koşulları, yaşanılan semtin özellikleri, okul ve serbest zaman aktivitelerine karşı tutum, dini eğilim, ebeveyn gözetimi, sevgi ve rehberlik, akran desteği, komşu desteği, kaygı, depresyon ve intihar gibi faktörler değerlendiriliyor.

Elde edilen veriler belediyeler, öğretmenler, sağlık çalışanları, kilise, spor merkezi çalışanları ve ailelere aktarılıyor ve grupla bir araya gelinerek gençlerin son durumu, hisleri ve sürecin nasıl ilerlediği hakkında bilgi paylaşımı yapılıyor.

Çalışmalar sonucunda gençlerin serbest zaman faaliyetlerine ve sportif faaliyetlere erişimini sağlamaya yönelik ücretsiz kartlar çıkarılıyor ve gençlerin haftada en az 4 saat sanat, müzik, spor veya dans aktivitelerine katılmaları destekleniyor.

Bu durum ve okul ile aile arasındaki iletişim, uygun kanallarla sürekli denetleniyor.

Hızlı ve emin adımlarla ilerleme prensibi

İzlanda Modeli, bölgenin kültürü ve yapısı itibarıyla diğer ülkelerin madde bağımlılığına karşı benimsediği yaklaşımlardan farklılık gösteriyor.

Uygulamada ortaya çıkan farklılıklar İzlanda'nın nüfus yapısından kaynaklanıyor.

Avrupa'daki birçok ülkeden küçük alan ve nüfusa sahip İzlanda'nın, homojen bir nüfus yapısı bulunuyor. Bu nedenle de uygulanması planlanan projeler hemen hayata geçirilebiliyor.

Hızlı ve emin adımlarla ilerleme prensibine dayanan modelde, İzlanda kültürünün bağımsızlık değerleri, toplumun her kesiminin iş birliği ve katkısı ön planda tutuluyor.

Maddeye ulaşımı zorlaştırmak

Okulda mutlu olmamak, öğretmenle geçinememek, derslerin iyi olmaması da çocuklarda madde bağımlılığına sebep olabiliyor.

Çocuğun uyuşturucu, alkol ve sigaranın zararları konusunda bilgili olması da zararlı maddelerden korunması için yeterli olmayabiliyor.

Çocukların zararlı maddelere ulaşmalarını da zorlaştırmak gerekiyor.

Madde bağımlılığıyla etkili mücadelede, ilgili tüm tarafların iş birliği içerisinde hareket etmesi büyük önem taşıyor.

Modelin Türkiye'de uygulanabilirliği

İzlanda Modeli'nin Türkiye'de uygulanabilmesi için iki ülkenin nüfus yapısı, kültür ve bağımlılık düzeylerinin kapsamlı bir şekilde analiz edilmesi gerekiyor.

Yaklaşık 350 bin nüfusa sahip İzlanda'da, Türkiye'deki birçok ilçeden daha az insan yaşıyor. Bu nedenle de modelin ilk aşamada Türkiye genelinde uygulanmasını düşünmek son derece zor.

Bu zorluğa karşın belediye ve valiliklerle iş birliği kurularak yaşayan insan sayısı ve nüfus yapısı İzlanda'ya yakın bir ilçede pilot çalışma yapılabilir.

İlçelerde belediyelerin önderliğinde aileler, öğretmenler, spor merkezi çalışanları, politika üretenler, Diyanet İşleri Başkanlığı görevlileriyle gençlik alanında çalışan akademisyenlerden bir kurul oluşturulabilir.

Zamanla hedef kitle ve kapsam genişletilerek, projenin sağlıklı şekilde ilerlemesi de mümkün olabilir.