İSTANBUL - İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nun Aziz Yıldırım'ın, "Futbolda şike" soruşturmasında "kendisine ve kulübe kumpas yapıldığı" iddialarına ilişkin suç duyurusu üzerine başlattığı soruşturma kapsamında, ifadelerin alınmasına başlandı. 

Bu kapsamda, Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na avukatıyla gelen Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, soruşturmayı yürüten savcılığa ''müşteki'' sıfatıyla ifade verdi. Yıldırım, ifade işlemlerinin ardından adliyeden ayrıldı.

Yıldırım'ın ifadesinde, "Futbolda şike" soruşturması ile davasında görev alan kamu görevlilerinden şikayetçi olduğu öğrenildi.

Yıldırım'ın suç duyurusu dilekçesi 

Aziz Yıldırım'ın avukatları aracılığıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunduğu suç duyurusu dilekçesinde, 17 ve 25 Aralık tarihlerinde yaşanan ve "hükümete darbe teşebbüsü" olarak nitelendirilen olayların ardından, içlerinde adliye (hakim ve savcılar) ile adli kolluk teşkilatı (polisler) mensuplarının olduğu illegal bir yapılanmanın devlet içindeki varlığının tespit edildiği kaydedilmişti. 

Bu illegal yapıya üye olanların, kanunlarla kendilerine verilmiş görev ve yetkilerini (sözde hukuka uygunluk şemsiyesi altında) kullanırken, esasen kendi iradeleri ile hareket etmedikleri aktarılan dilekçede, bu illegal yapının üyelerinin, örgüt yapılanması altında, örgüt kurucularının ve örgüt yöneticilerinin kendilerine verdikleri illegal vazifeleri, yasalarla kendilerine verilmiş görev ve yetki alanları için hukuka uygunluk kisvesi altında yerine getirdikleri anlatılmıştı. 

İlk bakışta kanuni vazifelerini hukuka uygun yaptıklarını ifade eden ve bu şekilde bir dış görüntü oluşturan bu örgüt üyelerinin aslında vazifelerini ve tabii oldukları kanunları illegal faaliyetlerinin icrası için bir araç olarak kullandıkları savunulan dilekçede, şu ifadelere yer verilmişti: 

"Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve hükümetinin bilgisi dışında ve gerekse Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ve TBMM iradesine yönelik bu illegal yapının amaç, kullanılan araç, oluşturulan hiyerarşik bağ ve eylemleriyle anayasal birçok siyasi, idari ve sosyal yapıda faaliyet gösterdikleri izahtan varestedir. Bu illegal yapı; yakın tarihlerde pek çok stratejik ve kritik kurum ve idari mekanizmaları ele geçirme yönünde 'kumpas' şeklinde adlandırılan eylem ve yöntemlere başvurmuştur. Söz konusu bu illegal yapının bir başka ve önemli hedefi de taşıdığı ekonomik ve sosyal önem sebebi ile futbol kulüpleri ve yönetimleri olmuştur. İllegal yapı, 17 ve 25 Aralık kalkışması öncesinde, 7 Şubat'ta MİT'e, 3 Temmuz da ise Fenerbahçe Spor Kulübü'ne karşı benzer 'kumpas' eylemleri içinde bulunmuştur. Bunlar dışında da aynı illegal yapının kamuoyu tarafından bilinen pek çok ceza yargılaması dosyasında da benzer eylemleri ifa ettikleri ortaya çıkmıştır."

"Futbolda şike" soruşturmasında yapıldığı iddia edilen usulsüzlüklere ayrıntılı yer verilen dilekçede, söz konusu soruşturmada görev alan polis, savcı ve hakim ile diğer kamu görevlileri hakkında "Silahlı örgüt kurmak, yönetmek", "Görevi kötüye kullanma", "Haberleşmenin gizliliğini ihlal", "Özel hayatın gizliliğini ihlal", "Kişisel verilerin kaydedilmesi" ve "Tehdit" suçlarından dava açılması ve bu kişilerin cezalandırılması talep edilmişti.

Yıldırım'ın verdiği suç duyurusu dilekçesinin ardından, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı konuyla ilgili soruşturma başlatmıştı.