ANKARA

AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, Diyarbakır'da 6-7 Ekim 2014'te, Kobani'de (Ayn el Arap) yaşananlar bahane edilerek gerçekleştirilen izinsiz gösterilerde Yasin Börü ve arkadaşlarının öldürülmesine ilişkin davayla ilgili, "Mahkeme heyetine sesleniyorum, bu davada 6-7 Ekim kalkışmasının çağrısını yapan, dokunulmazlık zırhı içerisinde Türkiye'ye, kardeşliğimize ateş edenler de yargılanmalıdır" dedi.

Külünk, Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Yasin Börü, Ahmet Dakak, Riyat Güneş ve Hasan Gökguz'un öldürülmesine ilişkin davayı izledi.

Çıkışta basın mensuplarına açıklamada bulunan Külünk, 6-7 Ekim 2014'te Doğu ve Güneydoğu'da insanları sokağa azmettirenlerin de katiller kadar suçlu olduğunu, dokunulmazlıklarının kaldırılması gerektiğini söyledi.

Ölen masumların hukuklarını korumak adına davaya katıldıklarını belirten Külünk, mahkemenin de şehit olan bu gençlerin hukukunu koruyacağından emin olmak istediklerini kaydetti.

Mahkemedeki gizli tanık uygulamasını eleştiren Külünk, şunları ifade etti:

"Azmettirenler de bu katillere ellerinde satırlarla, bıçaklarla, 16-17 yaşındaki evlatlarımızı katlettirenler de bu mahkemenin önüne çıkmalı. Katil kadar, katili azmettirenler de suçludur. Aynı perspektiften yargılanmazsa bu dava tamama ermez. Yasin'in ve arkadaşlarının yalnız olmadığını ifade etmek için buradayız. Mahkemeye seslenmek istiyorum, bu davayı nasıl olduğu soru işareti, gizli tanık komedisine tutsak etmemelidirler. Mahkemenin istemesine rağmen, ilgili görüntü kayıtlarını vermeyen paralel örgütün bir ayağı olan ilgili haber ajansı da bu davada yargılanmalıdır çünkü Yasin'in katilini onlar da saklıyor. Suçluyu saklamak da suçtur."

"Paralel ihanet çetesi çaba gösterdi"

"Kardeşliği bozmak isteyenlerle ilgili fezlekeleri, TBMM'ye beklediklerini" vurgulayan Külünk, milletin kardeşliğini bozmak isteyenlerin hesap vermesinin zaruri hale geldiğini anlattı.

Gençlerin ölümünde ihmali bulunanlarında da hesap vermesi gerektiğine dikkati çeken Külünk, 6-7 Ekim olaylarında paralel ihanet çetesinin, milleti devletle karşı karşıya getirmeye çabaladığını savundu.