Kur’an-ı Kerim tilaveti, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından programın açılış konuşmasını yapan ASKON Genel Başkanı Hasan Ali Cesur, 28 Şubat sürecinde milletin soyulduğunu belirterek, bu süreçte Anadolu Sermayesinin itibarsızlaştırılmaya çalışıldığını, tehdit edilerek 20 yıl geriye götürüldüğünü söyledi.

ASKON Başkanı Cesur konuya ilişkin şunları söyledi

O günlere bir dönüp baktığımızda birçok mağduriyetler yaşanmış, birçok masum yüreklere ateşler düşmüş, ocaklar, haneler sönmüştür.  Milletin iradesi ile seçilmiş bir iktidarı kirli oyunları ile alaşağı edenlerin gerçek yüzlerinin ortaya çıkması pek de uzun sürmedi. Sözüm ona laiklik elden gidiyor yaygarası yapanların, dizilere taş çıkartan senaryolarla kumpaslarını gördük. Milletin vergileri ile alınan tankların, tüfeklerin millete doğrultulduğunu müşahede ettik. Milletin evlatları dini ve manevi değerleri üzerinden zulüm görürken, eski paşaların banka yöneticisi olduğunu, medya sahiplerinin banka patronu olduğunu gördük.

Halkını aşağılayan, onları hakir gören, milletini tanımayan yoz düşüncelerin, halkına zulmünü gördük. İkna odalarını, itibar cellatlığını, sürgünleri, milletin istiklal ve istikbaline ihaneti gördük.

‘’28 Şubat Sürecinde Bu Millet Soyulmuştur’’

28 Şubat sürecinde bu millet soyulmuştur. 28 Şubat sürecinde Anadolu Sermayesi itibarsızlaştırılmaya çalışılmış, haysiyetiyle oynanmış, tehdit edilmiş, 20 yıl geriye götürülmüştür. Bankaların içi boşaltılmış, gecelik faiz yüzde 7 binlere çıkartılmış, Türkiye finans sektörü nerede ise çöküşün eşiğine getirilmiştir. TMSF’ye 18 banka devredilmiş, bu bankaların borçları halkımızın üzerine yıkılmıştır. Kamu borcu 2001 yılında kamu borcunun milli gelire oranı yüzde 77,9 olmuş, enflasyon yüzde 70’lere ulaşarak vatandaşlarımız enflasyon canavarının azılı dişlerinin arasına bırakılmıştır. 28 Şubatın ülke ekonomisine maliyeti 300 milyar doları buldu. Bu rakam PKK belası ile yapılan mücadelede harcanan bedele denk.

Bu Süreçte Hans’la Ticaret Yapan Övülmüş,

Abdullah’la Ticaret Yapan İtibarsızlaştırılmıştır

Tabi bunlar rakamsal cinayetler. İşin bir de andıçlama yüzü de vardı. Yine bu süreçte Hans’la ticaret yapan övülmüş, Abdullah’la ticaret yapan itibarsızlaştırılmıştır. Depremzedelere aş yardımında bulunan ASKON gibi milletine, devletine, maneviyatına düşkün kurum o gün kara listeye alınmış, irtica raporlarına girmiştir. Şahsen kendi şirketimde sekretarya da çalışan kızımızın başı örtülü diye askeriyeye yaptığımız iş fesh edilmiştir.  Buradaki amaç milletin içinden çıkan Anadolu sermayesinin önünü kesmek, büyümesini engellemek, yılgınlık vererek söküp atmak çabasıdır.

Hamdolsun bu beyhude çırpınışlarına bugün en güzel cevaplar verilmekte, yerli ve milli Anadolu sermayesi her gün büyümeye devam etmektedir. 28 Şubatın mimarları yargılanmakta, mağdurları hakkını almaktadır.

Tatlı: ‘’Medya, STK, Yargı bir arada olmadan darbe olamayacağını öğrendik’’

Programın açılış konuşmacılarından Hukukçular Derneği Genel Başkanı Av. Cavit Taltlı’da yaptığı konuşmasında, 28 Şubat sürecinde yaşadıkları zorlukları anlatarak, ‘’üniversitedeydim ama son iki yılım derslere girmeden geçti. Yurdumuz basıldı, bir çok arkadaşımız okuldan atıldı. Mücadele verdiğimiz ama unutmaya çalıştığımız günlerdi’’ dedi. Medya, STK, Yargı bir arada olmadan darbe olamayacağını öğrendiklerini söyleyen Tatlı, bugün silahların altındaki kudretli insanların yargılandıkları süreç içinde birer korkağa döndüklerini ifade etti. 

Özal Döneminin Rövanşı

Programın panel kısmında 28 Şubat enine boyuna ele alındı. Ülke TV Genel Yayın Yönetmeni Hasan Öztürk’ün moderatörlüğünü yaptığı panelde konuşmacı olarak Takvim Gazetesi Köşe Yazarı Ekrem Kızıltaş, Medipol Ünüversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Abdurrahman Babacan, Hukukçular Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Av. Zeynep Kola Çağış ve Yazar Gülşen Demirkol Özer yeraldı.

Panelde konuşan Takvim Gazetesi Yazarı Ekrem Kızıltaş 28 Şubat’ın siyasi ayağını ele aldıktan sonra, 28 Şubat bu ülkenin kendi ayakları üzerinde durabileceği hususunu ortadan kaldırmak için yapıldı derken, Medipol Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Abdurrahman Babacan, ‘’28 Şubat’la 90’lı yıllarda Özal Döneminin rövanşı alınmaya çalışıldı’’ yorumunda bulundu. Babacan ayrıca 28 Şubat’a ekonomik açıdan bakarken, gelecek projeksiyonuna da eğitim üzerinden bakmak gerektiğini söyledi.

28 Şubatın Sürgünleri kitabının yazarı Eğitimci- Yazar, Gülşen Demirkol Özer’de öğrencilik yıllarında yaşadığı zor günleri anlattıktan sonra, 28 Şubat’ta eziyet gören isimlerin asla unutulmaması gerektiğini söyledi. Mesleğinden atıldıktan sonra ne yapması gerektiğini düşündüğünü belirten Demirkol, o günlerdeki karanlık tablolardan bugünlere gelinebileceğini hiç tahmin edemediğini belirtti. Özer, O günün ikna odalarının mucitlerinin ‘’bugün olsaydı yine aynısını yapardım’’ diye konuşması bu konuda hala dikkatli olmamız gerektiğini gösteriyor dedi. Panelin diğer bir konuşmacısı da Hukukçular Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Av. Zeynep Kola Çağış’tı. Çağış yaptığı konuşmasında kendisi de dahil olmak üzere 28 Şubat’ta bir çok öğrencinin eğitim hakkının sekteye uğratıldığını, sonraki süreçlerde bazılarının eğitimlerine devam edebildiğini, bazılarının ise eğitim hayatlarını yarıda bırakmak zorunda kaldığını söyledi. Bu olayların sadece evlatlar üzerinden değil, aileleri üzerinde de yaşadığını belirten Çağış, 28 Şubat’tan yeterince ders alınmadığını belirtti.

Program panelin ardından plaket takdimleri ile son buldu.